KM 1. Bölüm

399 63 17
                                    

Yatağımda oturma pozisyonu alıp gene uyuşuk uyuşuk çoraplarımı giymeye başladım. Karşıdaki saatte baktığım da ise olamaz bu kadar uyumuş olamam demi! Okula geç kalmak istemiyorum.

Hemen lavaboya girip elimi yüzümü yıkayıp kendime geldim dişlerimi firçalıyıp lavabodan çıktım.

Saçımı tepeden at kuyruğu yapıp önden şekil verdim saçlarıma ve dudaklarıma biraz parlatıcı sürdüm. Okul formamın üzerine Siyah incili sade bir kazak giyip aşığa indim.

Güneş sultan döktürmüşdü yine her seferinde böyle kahvaltılar hazırlıyor ama ben okula geç kalmamak için atıştırıp hemen çıkıyorum sonra neden bu kızın bünyesi zayıf bu yüzden arkadaş.

"Güneş sultan ben doydum. Çıkıyorum görüşürüz."

"Görüşürüz Derinim İyi dersler Allah zihin açıklığı versin."

Kapıyı örtüp çıktım evden ama telefonumdan gelen sesle olduğum yerde kala kaldım.

"Kıpırdama güzellik yoksa kurda köpeğe yemek olacaksın."

"Kimsin ? Anlamadım ne diyorsun."

"Kim olduğumun bir önemi yok ama karanlık bir denizim sende o denizin derinliğisin."

Aldırmadan kıpırdadım ve ilerleyecekken sanki birisi pusu kurmuş gibi yere poslamam bir oldu.

"Kıpırdama demiştim."

" Sen kimsin ki seni dinleyeceğim."

"Dediklerimi yapmazssan güzellik o denizin dibinde boğulursun tek sen boğulmazsın. Ailen, sevdiklerin ilk başta boğulur."

"Neden bunu bana yapıyorsun peki ?"

"Çok yakında öğreneceksin şimdi ilerle ve posta kutusunun içinde siyah bir zarf var içini oku o sana yol gösterecek unutma dediklerimi yapamazssan boğulursun, boğulursunuz herkesin hayatı senin ellerinde."

Postaya doğru yavaş yavaş ilerledim çok korkuyordum bu bir şakaysa bunu bana kim yapıyorsa ona göstereceğim şakayı.

Postanın önünde durdum açmaya korkuyordum elim varmıyordu ama ne olursa olsun yüzleşecektim.

Posta kutusunu açtım ve söylediği gibi siyah bir zarf vardı elime aldım ve zarfı açtım.

Korku bedenimi sarmış ne yapacağımı bilmeyen bakışlarla etrafıma bakındım ama ne bir ses ne bir insan vardı iliklerime kadar çok korkuyordum.

Zarfın içinden çıkan şey ile beynimden vurulmuşa döndüm. Zarfın içinde kanlı bir kurşun gördüm ve yazı da.

Bu kurşun kimin göğüs kafesini delip geçer bilmiyorum sevdiklerin ve ailenden başlamamı istemiyorsan dediklerimi yapacaksın. Yoksa sevdiklerin Alabora olur ve ailenden sevdiklerinden tek kalan eşya bu kanlı kurşun olur onların hayatı unutma senin ellerinde.

Evden uzaklaşmıştım neyse ki ama ıssız bir yerde tektim ne bir arkadaşım yanımdaydı ne de bir ailem hiç kimsem yanımda yoktu yalnızdım. Hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Yolun ortasında bağırmaya başladım.

Ne istiyorsun benden sevdiklerimden ailemden uzak dur dokunma bana yalvarırım dokunma.

Telefonumun zili kulaklarımı sardı her kimse ağladığımı belli etmek istemiyordum hemen sesimi düzelttim ve gözyaşlarımı sildim.

" Ağlama güzellik sanki gözlerinden damla damla su yerine kan akıyor gibi sen böyle ağlarsan o deniz kan gölüne döner."

"Ne istiyorsun benden ? Kimsin ?"

" Ben karanlığım karanlık bir denizim sende benim derinliğimsin."

" Seni tanımıyorum senin hakkında hiç birşey bilmiyorum beni nerden tanıyorsun?"

"Çok yakınında değilim malasef ama yakında olacağım her şeyi öğreneceksin güzellik şimdi herkese belli etmeden dersine gir ve kafanı topla."

"Her kimsen iliklerime kadar nefret ediyorum senden."

" Aaa deme öyle çünkü ben senin iliklerine kadar hissettiğin ılık kanım."

"Sen benim ılık kanım olamazsın sen beni karanlığa mahkum eden bir serseriden başka bişey değilsin."

" Serserin miyim ? Kara Belan mı ? Göreceğiz zaman gösterecek ama ortalağı kan revan içinde bırakmak istemiyorsan karanlığa mahkum edilmelisin ya karanlığa teslim olacaksın ya da herkesi herşeyi kaybedeceksin."

"Ben o karanlığa mahkum edilmek istemiyorum ama o karanlığa mahkum edilen çaresiz bir kızım sadece."

" Afferim karanlık mahkumum yavaş yavaş anlıyorsun sanki bana mahkum olduğunu."

....….................................................................

Çantamı hazırladım sınıftan çıkıp koridorda ilerlemeye başladım ve telefonumun tehlike bildirim sesi çalmaya başladı. Anlaşılan Karanlık Denizden mesaj gelmişti korka korka mesaj kutusuna girdim.

"Aşağıya in siyah bir jip araba göreceksin içine bin."

"Neden ne yapacaksın nereye gideceğim?"

"Süpriz mahkumum süpriz."

Birinin arkamdan gelip omuzuma dokunmasıyla göz bebeklerim büyüdü nefesim kesildi kalbim durdu, zaman durdu, yağmur ıslattı tenimi gökyüzü de benim gibi bugün çok ağladı ve arkamdaki her kimse kolumu sıkıp beni kendisine çekip okuldan uzaklaştırdı arkamı dönemedim çünkü engelliyordu beni. Her nefes alışım bir damla yaş oluyordu.

Bilincimi kaybetmiş gibi gözlerim karardı etrafım karardı hiç bir şeyi göremiyordum gökyüzü karardı her yer karardı nefes alamıyordum sanki hıçkırıklarım benden habersiz içimden çığlık atmaya başladı.

Herkese iyi okumalar dilerim umarım beğenirsiniz ilerleyen bölümlerde görüşmek üzere :)  Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

Karanlığa MahkûmWhere stories live. Discover now