KM 4. Bölüm

120 34 9
                                    

Deniz'in anlatımından.

Kapıyı kapattıktan sonra arabama binip evin biraz ilerisinde arabayı durdurup beklemeye başladım.

O beni odasın da beklettiğinde bilgisayar masasının altına örümcek koydum birde çiçeklerinin oraya bir tane yerleştirdim kaktüs çiçeğini sevdiğine şaşırmıştım ama belliydi zaten bir değişik olduğu.

Bakalım derin kızımız napacak hemen arabadaki bilgisayarı açıp kulaklığı takıp dinlemeye başladım. Telefonda biri ile konuşuyordu konuştuğu kişi düşündüğüm kişi ise ona bunu fena halde ödedecektim.

Tamda düşündüğüm gibi çıktı hafta sonu elimden çekiceği var ama ben dayanamadım hemen aradım bugün telefonunu aldığımda sevgilim diye kayıt etmiştim hak ettiğini düşünüyorum o olaydan sonra.

Yetmemiş birde neymiş efendim derste notları falan ona ayrı sinirlerim bozuldu anlaşılan Rüzgar Erdemir köpeğini parçalayıp kemiklerini ayırmam şarttı.

Çevremdeki insanlar küçük okyanus için ona aşık olduğumu falan diyip duruyor aşkın biticeğini sevginin kalacağını bilmiyorlarmış gibi içimde sevgi de yoktu sadece sıkılıyordum onunla uğraşmak vakit geçirmek zamanımı alıyordu başka bir açıklaması yok bunun.

Onun başka bir erkekle görüşmesini konuşmasını da istemiyorum sadece benimle konuşacak benimle ilgilenecek ben ne desem ona yapacak o kadar yapmazssa gerçekten herkese zarar verdim.

"Efendim Allah'ın belası ne var ?"

"Fazla sinirlisin bakıyorum ne oldu benimle geçerecek zamanın mı yok ? Hafta sonu benim evde kalacaksın haber vereyim dedim ne desem onu yapacaksın eşyalarını toplamaya başla."

"Ben bi yere gelmiyorum derslerden geri kaldım bir haftadır onları tamamlamam lazım sınavlara az kaldı."

"Başlatma sınavına da sana da sanki okuyucaksın da gelmiş karşıma çıkıp sınav diyorsun."

"Ne diyorsun sen be tabii ki okuyucam senin gibi kötü biri olacağımı sanıyorsan yanılıyorsun doktor olup hayat kurtarıcam."

"Görüceğez küçük hanım neyse yarın okul çıkışı seni ben alıcam geç kalma tam çıkış saatinde okulun bahçesinde ol."

"Kıyafetlerimi almayacak mıyım ?"

"Gerçekten kampa gittiğimizi sandın bende seni akıllı kız bilirdim her geçen gün beni şaşırtıyorsun benim evime gideceğiz."
........................................................................

Sinirimden yüzüne telefona kapatıp uyudum okumuyacağımı sanıyor kendisi gibi kötü biri olacağımı sanıyor. Ben kendi ayaklarımın üzerine durup doktor olucam sadece.

Telefonun yanan ışığı gözümü aldı mesaj kutusuna girip kontrol ettim hiç şaşırmadım mesaj ondan gelmişti.

"Yüzüme telefonu kapatmak ha görüceksin sen yarın telefon kimin suratına kapanıyormuş."

Hah çok korktum asıl o benden korksun bundan sonra istediklerini yapmayacağım.

Alarmın çalmasıyla telefonuma küfür edip lavaboya girdim elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Uyuşuk olduğum bir gün çorabımı tektaş giymiş okula rezil olmuştum o yüzden şimdi çoraplarımı giydim.

Üzerimi değiştirip aşağı indim kahvaltılık atıştırıp kapıyı kapattım. Okul çok uzak değildi ama bugün otobüsle gitmek istedim.

Durakta bekleye bekleye ağaç oldum nerede bu otobüs hemen otobüs saatlerine baktım 5 dk sonra gelecek olduğunu gördüm ve gülümsedim.

Siyah bir araba önümde durup camını açtı tahmin ettiğim kişi o pislikdi bana gülerek bakıyordu.

"Ne var niye gülüyorsun?"

"Birazdan yağmur şiddetli olacak gel istersen seni ben okula bırakayım."

"İstemez 5 dk sonra otobüs gelecek zaten."

"Bin hadi!"

"Binmiyicem."

Arabadan çıkıp bileğimi sıkı sıkı tuttu beni sürükleyerek arabanın yanına getirip kapıyı açıp beni içine fırlattı.

"Sana ne dediysem o ikiletme benim lafımı kaç kere diyeceğim."

"Yüzbin kere bile desen ikileticem."

"Sana güzellik diye diye böyle oldun sen oysa ben güzellikten anlarsın sanmıştım demek ki sana olduğum gibi davranmam gerekiyormuş onu anladım."

Gülmemek elden değil gülüşlerim arabayı sardı ani fren yapıp durdu tabii okulun önüne gelmişiz bunu farketmemişim.

Karşımda rüzgarı gördüm gülümseyerek arabadan inecekken kolumdan  sıkıca tutup beni kendisine çevirip yakınlaşıp fısıltıyla konuştu.

"Bende geliyorum seninle bakalım o it yanına yaklaşabilecek mi ?"

Kafamı güle güle sallayarak onayladım ve aşağıya indik beni kollarının arasına almasıyla şaşırıp kaldım rüzgar bize yaklaştı.

"Derincim istediğin notlar burada anlamadığın bir konu olursa sorabilirsin."

"Tabii ki teşekkür ederim."

Notları alıp denizin kollarından çıkıp yanağını öptüm. Denizin damarları belirginleşip atmaya başladı hemen rüzgara yumuruğunu geçirdi. Bütün okul herkes bize bakıyordu.

"Derin arabama geç okul hayatın burda bitti notlarını verebilirsin."

"Hah ne dedin sen okul hayatım mı bitti seni hiç ilgilendirmez arabaya geçtiğim falan da yok okula gideceğim."

Rüzgarı kaldırıp okula giriş yaptım öğlen arası bahçeye çıkıp arkadaşlarla sohbet ettim. Arkamı döndüğümde Hasan amcayı döverlerken gördüm iri yapalı adamlardı onları görmemle içeri hızlı adımlarla ilerledim.

İki adam arkamdan gelip kollarımdan tutup gene o arabaya bindirdi hasan amca kanlar içinde yerde yatıyordu inmek istedim herkes başına gitti ve ambulans arandı.

"Bıktım senden emirlerinden bana böyle davranmak hoşuna mı gidiyor ?"

"Ben seni uyardım lan uyardım güzellikle konuştum anlamadın. Rüzgar denen itden uzak dur dedim durmadın yanımda çocuğu öptün."

"Bana bağıramazssın bundan sonra istediklerini yapmıyıcam git kendine başka bir kukla tut."

Tam inecceken kapı gene açılmadı sinirle soldum.

"Okula gideceksen uğraşma okul hayatın bitti dedim ciddiydim."

"Bitmedi bırak beni."

"Bitti!"

Adamlara emir verip arabayı çalıştırdı ben camdan okula bakarak hıçkırıklarıma engel olamadım o ise keyifle tablette haberlere bakıyordu.

Bir evin önünde durduk kapılar açıldı aşağı inip içeri doğru ilerledim kapıyı açıp girdim her tarafa korumalar vardı.

İçeri geçtiğimizde ceketini fırlattı el kol hareketleri yapıp hizmetçiye. Hizmetçi beni yukarıya çıkarıp bir odaya götürdü.

Odanın her bir yeri siyah ile boyanmışdı anlaşılan onun odası kırıp dökesim geldi.

Kapı açıldı gelen kişi denizdi yanıma oturup bir süre bana baktı bende ona sinirle baktım.

"Aşağı in akşam yemeği yiyelim."

"Aç değilim ben."

"İn!"

Kapıyı açık bırakıp aşağı indi bende elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim sofrada kimse yoktu bir tek o manyak vardı.

Karşısına geçip inatla sadece su içtim oysa yemekleri gayet de iyi yiyordu.

"Yemeğine ye."

Bende mecbur yemeğimi yiyip ağlaya ağlaya yukarı çıkarken biri beni arkamdan tuttu ve saçımı okşayıp öptü daha sonra belimden sıkıca tutup kendisine çekti.

Biraz uzun oldu oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın KM Okuyucuları :)

Karanlığa MahkûmWhere stories live. Discover now