Bölüm 24: "Ateşe Doğru Yürümek"

26.1K 846 152
                                    

Elleri hızla kollarıma tutundu.
Şiddetle beni duvara itti ve beni kendi ile duvar arasına alarak kafesledi.
Bu ani hareketi ile hem şok olmuş hemde acı ile sessizce sızlanmıştım.

Korhan delici bakışlarını gözlerime dikti.
Kolumu tutan büyük eli acı veriyordu.
Ardından duygudan yoksun bir gülümseme peydahlandı dudaklarından ve peşine  kahkahaları.

İrkildim.

Ateş gibi gözleri gözlerimi hapis alırken o, duygusuzca güldü. Bir deli gibiydi.
Yakıyordu lakin bundan zevk alıyor ve karşısındakine asla acımıyordu.

"Demek." Dedi soğuk gülüşlerini yavaşça sonlandırarak.
"Tahtım sallanacak he? Peki kim yapacak bunu hı? Aaa yoksa sen mi ?"

Dudaklarım birbirlerine mühürlenmiş bir şekilde onun ateş saçan gözlerine baktım.
Kelimelerim kendini ifade etmek için düşünmeye dalmış, bir karara bel bağlayamayacak kadar kifayesizlerdi.

"Söyle lan!" Diye bağırdı Korhan sessiz kalmamla.
"Bana cevap ver! Sen mi yapacaksın bunu? Sen mi beni yeneceksin? Söyle hadi, söyle!"

Gözlerimi sıkıca kapattım.
Kalbim sıkışırken kendimde bir cesaret arıyordum hayır cesaret kırıntıları arıyordum. Çünkü bende asla hiç bir şey bütün değildi. Bir parlar bir sönerdim. Şuan sönmüştüm. Çünkü bir dayanağım yoktu.
Korhan tuttuğu kolumu daha fazla sıkmaya başladı.
Acı ile gözlerimi olabildiğince sıktım. Sanki gözlerimi kapattığımda yaşadığım acı yok olacaktı.
Sessizliğim onu sinir ediyordu. Biliyordum. Titrek bir nefes alıp gözlerimi açtım.
Korhan gözlerini gözlerimde sabitleyip kolumu sıkmaya devam ederek bana doğru iyice yaklaştı.
Artık duvar ve onun arasında tam tamına sıkışmıştım.

"Söyle Ecmel." Dedi fısıltı tonu konuşmasıyla.
"Sen kimsin? Atıp tutarken neye güvenerek konuşuyorsun? Seni şuan kapının önüne atsam nereye gideceksin hı ? Yoksa baba evine mi ? Hayır eğer oraya gidersen abin ölür. Peki nereye gideceksin? Dur ben söyleyeyim istanbul'da kiralık bir eve. Peki para? Eve girebilmen için paraya ihtiyacın var. Yemek, yiyecek ve içecek içinde.
Peki sende para varmı Ecmel? Yok.
O zaman ne yapacaksın, sokakta mı yatacaksın?
Bana bak Ecmel, gözlerimin en içine.
Sen beni daha tanıyamadın heralde.
Ben Korhan Dağhan'ım.
Ben asla yenilmem. Benim tahtım asla sallanmaz. Aciz bir sen, bana kafa tutarken bir daha bunlarıda  düşün olur mu ?"

Bakışlarımı yavaşça ondan çektim.
O malesef haklıydı.
Benim ne gidecek bir yerim ne de param vardı.
O bende güçlüydü bense çok zayıf.
Ama şunu biliyordum. Birgün roller değişecek ve ben güçlü o aciz olacaktı.
O zamana kadar direnmem gerekiyordu.

"Haklı olabilirsin." Dedim gözlerimi tekrar onun gözlerine çevirerek.
"Sen benden güçlüsün. Zenginsin. Varlıklısın. Ama  benimde cesaret kırıntılarım var Korhan Dağhan. Belki bugün değil lakin yarınlarda olacak. Kıyamet kopana kadar yarınlar hep var olacak."

"Kıyamet ister kopsun ister kopmasın senin hikayende yarın yok. Bugün var. Ve bugün sen bir hiçsen yine hiç kalacaksın."

Korhan hızla kolumu savurarak bıraktı ve odadan hışımla çıkarak kalbimin kapılarını çarpa çarpa kanatarak gitti.
Gözlerimden yavaşça süzülen göz yaşım pembemsi dudaklarıma ulaşarak bir buse kondurarak uçurumdan atlar misali yere düştü.
Sırtımı yavaşça duvarda sürterek yere çöküp oturdum.

***

Hayatımda daha sayamayacağım kaç acı yaşayacaktım?
Elleri kana bulanmış, siyahı önünde diz çöktüren adamla daha ne kadar vukatımız olacaktı? Daha kaç sorum cevapsız kalacaktı böyle? Kendimi toparlamam gerekiyordu.
Göz yaşlarımı elimin tersi ile silip derin bir nefes aldım. Düşerken yardım aldığım duvardan bu sefer de kalkmak için destek alarak yerimden kalkıp hemen ilerideki koltuğa oturdum.
Sözleri beynimde yankılanıp duruyordu.
Kasfet saçan o gözleri gözlerimin önünden gitmiyordu.
O malesef söyledikleri ile haklıydı.
Bu evden şimdi kaçıp gitsem Korhangil abimi öldürürdü. Hem buradan kaçıp gitsem nereye gidecektim? Nereye sığınacak, ne yiyip ne içecektim.
Yanımda kimse yoktu, destek verenim yoktu.
Direnmek zorundaydım. Altı ay direnmek zorundaydım.
Benden habersiz yanaklarıma süzülen göz yaşlarım ile bunları düşünürken odanın kapısı birden açıldı.
İçeriye Nehir kocaman gülümseyerek girdi.
Yanaklarımda peydahlanan yaşları hızla silip oturuşumu düzelttim.

MÜPTELA (Düzenlenecek) Where stories live. Discover now