Bölüm 57: "Geçmişten Gelen Vuslat"

11.6K 454 142
                                    

Ekin Uzunlar - Yokluğunun Kefeni.

Alper Ayyıldız - Küstah yağmurlar.

Bölümü : BadeKkorel, cuvanzana,BengisuCeren,cimbomsiyah1905. Can parçalarıma ithaf ediyorum.

İyi okumalar. 🌹

Avuçlarımın arasında kocaman bir geçmiş.
Toz pembe hayallerden arınmış bir siyahlıktan oluşan çocukluğum ile kayıp bir şehrin ilk durağında bekleyen şimdi ki ben..

Geçmiş bazen geçmişte kalmıyordu.
Yaşamında ağır gelen yükler bazen öyle bir kazınıyor ki aklına onu ne kadar silip atmaya çalışsanda fayda etmezdi.

Duvarın soğuk yüzeyi ellerimin soğumasına müsade verirken gözlerimin önünde bir oda ve o odada bir gelecek..

Pembe renginin her tonu ile döşenmiş oda benden çalınan çocukluğumu resmediyordu.
Kapı ağzında kalan bedenim bilmem kaç dakika sonra içeriye doğru ilk adımını attı.

Gözlerim odada gezinirken sertçe yutkunarak pembe tüller ile çevrelenmiş yatağa doğru adımladım.
Hemen yanı başlarında birden fazla oyuncak bana göz kırpmıştı.
Ben çocukken bu kadar oyuncağı bir arada asla görmemiştim.
Yatağın pembe tüllerini yavaşça avuçlarımın içine alarak hafifçe sıktım.

Gözlerim odada uzun uzun gezindi.
Beyaz dolap ve hemen onunda yanında toz pembe puf koltuk duruyordu.
Odayı aydınlatan pencerenin tülleri bile pembeydi.
Öyle saf öyle güzeldi ki..

"Burayı annen ile büyük heyecan ve mutluluk ile döşenmiş, süslemiştik."

Gözlerimi yavaşça tül perdeden çekip kapı ağzında bana bakan, üç gün önce test sonuçlarınında doğruladığı artık tamamen emin olduğum babam Fuat duruyordu.
Mahmur bakışları ile bana bakıyordu.
Uzak ama bir o kadar da yakındı.

Dudaklarımı birine bastırıp gözlerimi onun yüzünde gezdirdim.
Onu. Babamı keşfe çıktım.
Hafif esmer tenini, kahverengi gözlerini, siyah kalın kaşlarını, hafif kırışık yüzü lakin sert sureti..

Babasını ilk defa izleyen ve tanımaya çalışan küçük bir kız çocuğu gibiydim.
Avuçlarımın arasında der top olmuş tülü serbest bırakıp başımı yavaşça olumlu anlamda salladım.

Babam yavaşça içeriye giriş yapıp bana doğru adımladı.
Kalbim garip bir his ile dalgalandı.
Elleri yavaşça omuzlarımda taht kurduğunda gözlerimiz gözlerimizde kenetlendi.
"Ve bu oda tam yirmi beş senedir böyle el değmemiş bir şekilde kaldı."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalandığında yavaşça dudaklarımı araladım.
Bu oda tam yirmi beş seneden beri bu halde el değmemiş bir şekilde kaldı he?

"Ben." Dedim duraksayarak.
Ne diyeceğimi bilmiyordum.
Yutkunarak gözlerimi babamda gezdirdim ama tek bir kelime dahi çıkamadı dudaklarımdan.

Babam tebessüm ederek başını olumlu anlamda salladı.

"Birşey söylemene gerek yok kızım. Kendini zorlama." Derin bir nefes aldı ve elini omzumdan çekerek beyaz dolaba doğru ilerledi.
Gözlerim onda merakla gezinirken dolabın kapağını açıp içinden bir albüm çıkardı.
Ellerinin arasında duran albüme bir süre yerinde sabit kalıp uzun uzun baktı.
Yavaşça dolabın kapısını kapatıp bana doğru döndü.

MÜPTELA (Düzenlenecek) Where stories live. Discover now