Bölüm 29: "Ruh Sancısı"

22.6K 770 89
                                    

Beyaz bir perdenin ardında bekleyen siyah bir geçmişim vardı benim.
Her kapının ardında, her yolun sonunda, her köşe başında..
Kimse beni ondan koparamazdı.
Kimse beni ondan kurtaramazdı. İnsan zaten asla geçmişinden kurtulamazdı sadece geleceğine yön verirdi o da kaderinin izin verdiği kadarı olurdu.
Benim kaderimdeki o yönler hep çıkmaz sokaklara çıkıyordu.

Rüzgarın hafif esintisi bedenlerimizi tatlı bir şekilde sarmalarken Nehir ile uzandığımız koltukta saatler sessiz bir şekilde akıp giderken gözlerimi parıl parıl parlayan, saf ve güzel yıldızlarda gezdiriyordum.
Birden herkesten uzak bir yıldız ile göz göze geldim.
Tıpkı oda benim gibi yalnızdı.
Herkesten uzakta olmasına nazaran hepsinden daha fazla parlıyordu.
Ay'ın ihtişamının tohumlarından filizlenen güzellik direk ona vuruyordu.
Dudaklarımın kenarında küçük bir tebessüm peydahlandı.

Nehir kısa bir süre sonra yerinden kıpırdayarak bana doğru döndü.
"Yıldızlar ne kadar da güzel öyle değil mi?" Dedi. Sesi uykuyu bir şekilde naif çıkıyordu.

Dudaklarımdaki tebessümü büyütüp başımı salladım.

"Evet hemde çok."

"Biliyormusun Ecmel ?" Dedi Nehir bakışlarını bana çevirerek.
"Ben liseye başlamadan önce hep astronot olmak istiyordum. Uzaya gitmek, dünyayı görmek, gezegenleri felan. En çok ta yıldızları görmek isterdim."

Bakışlarımı şaşkınlıkla ona çevirdim.
Kaşlarım büyük bir hayret ile benden habersiz kalkmıştı.
"Peki neden vazgeçtin bu hayalinden?" Dedim merakla.

Nehir omuzunu silkti.

"Bilmem ki belki de korktum. Yapamam diye."

"Denemeden bunu bilemezdin ama." Dedim gözlerimi yüzünde gezdirerek.

"Haklısın." Dedi Nehir.
Gözlerini tekrar yıldızlara çevirip:
"Denemeden bilemezdim. Peki sen ? Sen neden avukat olmak istiyorsun?"

Gözlerimi ondan çekerek tekrar yıldızlara baktım.

"Ben adaleti sağlamak istiyorum. Haklının arkasında durup suçluyu cezalandırmak, mazlumları ezen zalimleri ezip geçmek, ne bilim işte  insanları mutlu etmek için." Dedim.

Nehir başını anladım dercesine salladı.
"Senden de çok seksi bir avukat olur he." Dedi küçük bir kahkaha atarak.
"Şahsen ben, sen avukat olunca sürekli, işlerim için sana gelirim hem  gözüm gönlümde açılır fena mı ?"

Gözlerimi hızla Nehir'e çevirdim.
Otuz iki diş sırıtıyordu.
Omuzuna hafif bir tokat attım.
"Terbiyesiz." Dedim gülerek.
"Ettiği laflara bak."

"Gerçekler bunlar bebek." Dedi.
"Çok takılma."

Ona onaylamayan bakışlar attım.

"Onu boşver de burası gerçekten çok güzelmiş. Keşke burayı bana önceden gösterseydin." Dedim gözlerimi etrafta gezdirerek.

"Buraya evden benden başka kimse gelmez ki bu yüzden söylememiş olabilirim. Aklıma da gelmedi söylemek zaten.
Babama burayı özel olarak yaptırtmasını istemiştim.
O zaman söylediğim gibi astrolog olmak istiyordum. Ama sonra fikirlerim değişince buraya sadece kafa dinlemek ve yıldızları izlemek için gelir oldum. Bazen de kendimle dertleşmek için geliyorum." Dedi.

"Güzel yer." Dedim derin bir nefes alarak.

Sonra aramızda kocaman bir sessizlik peydahlandı.
Yerimden doğrulup tek tek yıldızları izlemiş, onlara isim bile takmıştım.
Hatta o ayın ihtişamındaki yıldızı bile sahiplenmiştim.

Nehir yerinden doğrulup bacaklarını kendine doğru çekip bana döndü.

"Ecmel?" Dedi ve ellerini bacaklarıma koydu.
"Dertleşelim mi? Ne bileyim birbirimizle ilgili bilmediklerimizi söyleriz binevi birbirimizi daha iyi tanımaya çalışırız, istermisin ?" 

MÜPTELA (Düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin