17

61 15 2
                                    

Aldığım aşırı tuhaf aşırı enterasan evlilik teklifi sonucu içimdeki tuhaf heyecanla yerimde kıpırdandım.

Şimdi bu ne içindi.

Nasıl bu kadar hızlı ilerliyebiliyordu ve ben min yoongi nin hızına bir türlü yetişemiyor olmuştum.

Hep bir kaç adım gerimde yürüyen adam şimdi elimden tutmuş beni peşinde sürüklüyordu.

Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım bakışlarımı etrafta gezdirdim.

"Ne diyorsun sen Yoongi?"

"Evlenmemiz gerektiği için sana evlilik teklifi ediyorum "(sg)

"Buda nereden çıktı?" ne gereksiniminden bahsediyordu.

"O evden çıkacaksın ve özgürlüğüne kavuşacaksın" dedi omuzlarını silkip. Önündeki şekerliğin ince detaylarında parmakları gezinirken şekerliğin yerinde olmak istesemde bunu dile getirmedim. Çok rezilce bir düştü.

"Evliliğin bir özgürlük olduğunu ilk kez senden duyuyorum" dedim alayla. Çünkü hala ciddi olduğunu düşünmüyordum. Hayır yani yüzük falanda yoktu. Hiç bir şey yoktu.

"Benim yanımda özgür olacaksın Yunmi. Çünkü kırık kanatlarını senden alacağım ve kanatların ben olacağım"

"Benim için mi birşeylerden vazgeçmeye çalışıyorsun?" yoksa benden hoşlanıyor musun?:)

"Çünkü seni seviyorum" işte bunu beklemiyordum.

Ağzımı açtım ve tekrar kapattım bunu bir kaç kez tekrarladım ama ne söylemem gerektiğini kestiremiyordum.
Bu bir nimetti.
Aynı zamanda sonu görünmez bir labirent.
Kapı deliğinden gelen anahtar sesiyle konu dağıldı ve sessizce sordum.

"Bir ev arkadaşın falan mı var?"

Başını sallayıp gülümsedi ve ayaklandı.
"Hoşgeldiniz"

İçeri birer birer geçen tanıdık yüzlerle bir süre daha yerimden kıpırdamadım. Sonra ayaklanıp bende Yoongi yi tekrarladım.
"Hoşgeldiniz"

"Asıl sen hoşgeldin Yunmi" dedi namjoon.

"Zaten geç kalmıştın" jimin in mırıltı dolu sesi morelimi bozdu ve suratımın asılmasını engelleyemedim.

"Sen onu umursama" dedi namjoon, montunu çıkarırken.
Başımı sallamakla yetindim ve tekrar kalktığım yere oturdum.

Yoongi den kaçırdığım bakışlarım, elini elimin üstünde hissetmemle son buldu.
Boğazını temizleyip arkadaşlarına çevirdi bakışlarını. Ağzını açtığında ne söyleyeceğini deli gibi merak ediyordum fakat bir kez daha zilin lanet sesi böldü.

Sinirle soludu ve taehyung a kapıyı açmasını söyledi.
Taehyung ikiletmeden kapıyı açtı.
İki genç adam içeri girdi. Gerginlikle elimi çekmeye çalıştım ama elimi tekrar sıkıca kavradı ve kendi bacağının üzerinde sabitledi.

"Arkadaşlarımız Yunmi gerilmene gerek yok"

"Beş genç adamla ilk defa geldiğim bir evde- neyse boşver " dedim oflarken.
Hayır yoongi ben seninle başbaşa kalamayacak mıyım diye triplenmiyorum yanlış anlama.

Namjoon ellerini çenesine sabitleyip gülümsedi. Boyunun posunun yüz hatlarının aksine öyle kibar bir adamdı ki bu çok şaşırtıcıydı.
"Jin ve hoseok geldi endişelenmene gerek yok" dedi gülüşünü bozmadan.

Tekrar "Hoşgeldiniz" dedim ve iyice yerimde büzüştüm.

Yoongi boğazını temizledi ve elim elleri arasındayken masanın üzerine çıkardı.

"Biz evleniyoruz" dedi neşeyle.

"Yoongi" dedim sitemle.

"Yani gelin hanım ne diyelim hoşgeldin " dedi hoseok.

Hepsi bir ağızdan onaylarken, jiminde onları taklit etti. Bu hallerine güldüm ama gülüşüm kısa sürdü.

"Beni bulurlar" dedim.

"Ne değişir ki ?" dedi yoongi kaşları havaya kalkarken.
Omuz silktim.

"Merak etme seni benden almalarına izin vermem"

Kitap kapağın

ı değiştirdim çünkü değişiklik olursa kitapta okunma sayısı artar diye düşündümKitap kapağı yapmak isteyen bana özel den ulaşabilir I lov u

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ı değiştirdim çünkü değişiklik olursa kitapta okunma sayısı artar diye düşündüm
Kitap kapağı yapmak isteyen bana özel den ulaşabilir
I lov u

SUDDENLY Where stories live. Discover now