3.Bölüm

25.5K 1.3K 29
                                    

Yorumlarınızı ve vote leri bekliyorum ilginiz için teşekkür ederim :)

“Seni ararım” dedi genç adam arsız bir gülüşle ve arkasını dönüp arabasına doğru yürümeye başladı.

Ebru arabaya biner binmez aranan numaralara baktı ve gördüğü numaranın kesinlikle bu adama ait olabileceğini düşündü. Bu yaptığı suçtu aslında telefon numarasını ondan izinsiz almıştı. Bayağı da yapışık birisiydi. Bu durum hiç hoşuna gitmedi adamın tavırları öz güveni aklına geldi adam tam bir kibir abidesiydi. Çantasının içindeki telefonun nasıl düştüğünü anlamasa da çok fazla kurcalamadı. Adamın ona dokunduğunda hissettiklerini de unutmaya çalışıyordu.

Yeniden arabanın müzik çalarını açtı ve arkasına yaslanıp Kitaro eşliğinde biraz gevşemeye çalıştı. Bir süre sonra deniz yolcuğu sonlanmış kara yolcuğu başlamıştı. Arabaların durmadan birbirlerine korna basmaları ona çocuk kreşini hatırlatıyordu. Sürücülerin bu kadar sinirli ve sabırsız olmasına anlam veremiyordu.  Bildikleri tek şeyse kornaya ellerini koyup çekmemekti.

Otobana çıkıp sakin yolda ilerlerken vazgeçmek geçti aklından. İçinden bir his vazgeçmesini geri dönmesini söylüyordu. Neden böyle hissettiğini anlayamasa da şuan istediği tek şey evine geri dönmekti. Ama dönemezdi söz vermişti ve onun için verilen söz çok önemliydi. ‘Korkak’ dedi kendi kendine. Ona yardım eden insanlara yeterince arkasını dönmüştü artık gidip yüzleşmeliydi. Kimseyi yarı yolda bırakamazdı. ‘Verilen sözler ’ dedi kendi kendine…  Aklı yeniden geçmiş anılarla doldu.

İlk senesini bitirip İzmir’e döndüğünde ailesine kavuşmanın heyecanıyla mutluluktan uçuyordu adeta. Bölümünde dereceye girmişti bunu ailesiyle paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Ve tabi bu güzel haberden sonrada onları Erdemle tanıştıracaktı…

Onu hava alanında karşıladılar ailesi de kızlarını çok özlemişti. Genç kız tatillerde fırsat buldukça ailesinin yanına gitmişti ama yetmiyordu. İlk bir hafta özlem giderdikten sonra Ebru Erdem konusunu ilk annesine açtı. O gün annesiyle beraber kordona gitmişlerdi önce bir şeyler atıştırdılar. Arkasından kahvelerini içip sohbetlerini ederken genç kız birden konuya girdi.

“Anne biri var adı Erdem onu seviyorum” deyiverdi tek solukta bekledikçe daha da zorlaşıyordu en iyisi bir anda söyleyip kurtulmak diye düşündü. Annesi bir süre düşünür gibi durdu. Kızının yüzünü süzdü, güzeller güzeli kızının bir kedi yavrusu gibi bakmasına dayanamayan Leyla Hanım hafif bir tebessüm etti sonunda. Uzanıp kızının elini okşadı.

“Ne zaman tanışıyoruz bu talihli gençle” dediği anda Ebru ilk önce yiyeceği fırçanın gelmeyişiyle şaşırdı hemen sonrada ayağa fırlayıp annesini kucakladı. Yanaklarını öpüyor bütün gücüyle sıkıyordu Leyla hanımı… Ebru çok mutluydu tabi kızının mutluluğu annesini de mutlu etmişti.

Sarılma faslı bittikten sonra Ebru oturup uzun uzun annesine Erdemden bahsetti. Aynı bölümde okuduklarını ne kadar kibar ve ağır başlı olduğundan bahsetti. Genç adamın çok varlıklı bir aileden geldiğini ama şımarık züppelerden olmadığını da ekledi Ebru…

Annesinin bu Erdemle ilgili, Ebrunun o kadar güzel sözlerine rağmen içine sinmeyen bir şeyler vardı. Ama kızı o kadar mutluydu ki keyfini bozmamak adına dillendirmedi. Babasına ve abisine de konuyu açmak için annesinden yardım isterken kız çok utanmış ve mahcup olmuştu.

Eve döndüklerinde Erdem’e annesiyle konuştuğunu ve bir haftaya kadar onu ailesiyle tanıştırmak için çağıracağını söyledi. Ancak İstanbul’dayken bunu sürekli kendisi isteyen Erdem sanki şimdi bu fikirden hoşlanmamış gibi davranıyordu. Genç kız onun utandığını ve kötü bir tepki almaktan kaygılandığı için böyle davrandığını düşündü. Ama bu tavrı yine de canını sıkmıştı.

Tarçın KokusuWhere stories live. Discover now