9. Bölüm

20.8K 1.2K 51
                                    

Merhaba arkadaşlar 11 gün aradan sonra yeni bölümle buradayım. Hissederek ve duygulanarak yazdığım bu bölümümü umuyorum sizlerde beğenirsiniz. Votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmemeniz dileğiyle. Desteğiniz ve güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Edebiyatçı arkadaşımıza ithaf etmek istediğim bu bölüm benim için gerçekten çok özel bir bölüm.  

Bu arada bebeğimiz 3 aylık oldu. Dün doktor kontrolündeydim. Tam 6 cm olmuş boyu küçük bir bebeğin minyatür hali  Ve inanılmaz hareketli bir saniye durmadı

 

9.bölüm

“Hem de en iyisinden alacağım söz veriyorum yarın sabah odanıza gelecek” derken genç kız hala tedirgindi.

“Üzgünüm bana olan borçlar bu şekilde ödenmiyor” derken gülümsemesi daha da genişledi. Berrin şaşkın ve anlamayarak Yalçın hoca ve Ebruya bakarken Ebru da gülmeye başladı.

“Dur dur hemen korkma” dedi Yalçın hoca genç kızın şaşkınlığına gülümseyerek… “Adını söyleyerek başlayabilirsin” derken genç kıza elini uzatmıştı genç adam. Berrin şaşkın halinden kurtulup kendini toparladı ve narin elini hayranı olduğu adamın eline bıraktı.

 “Ben Berrin Yalçın Bey çok memnun oldum” derken gülümsemesi ışık saçıyordu genç kızın.

“Beni tanıyorsun zaten kendimi tanıtmama gerek yok sanırım” biraz mahcup bir eda ile söylemişti genç adam.

“Bu gömlek neden bu kadar değerli” genç kız bu soruyu sorarken bir yandan gömleği inceliyordu. Farklı bir dikimi vardı. Kumaşı da farklıydı bunu fark etmişti. Ama kaliteli gibi görünmüyordu.

Yalçın hoca genç kızın bakışlarından ne düşündüğünü anlamıştı. Kahvesinden bir yudum daha alırken acele etmeden kızın onun gömleğini biraz daha incelemesine izin verdi. Alçak gönüllü gülümsemesi ile Ebruya baktı. Ebruda fark etmişti durumu oda genç kızın bu haline gülümsüyordu. İkisi de o anda kızın anlayamadığı bu durumu genç kızı rencide etmeden nasıl anlatacaklarını düşünüyordu. Sonunda Ebru sözü devraldı.

“Tatlım bazı eşyaların maddiyattan çok manevi değerleri vardır” Ebru bir süre Berrinin anlamasını bekledi ve devam etti.

“Bu gömlek Afrikalı fakir bir annenin kendi elleriyle diktiği bir teşekkür hediyesi ”

 “Şimdi anladım” dedi utanarak. Ebru ona uzanıp elini yakaladı.

“Niyetim seni utandırmak değildi affedersin” dedi.

“Asıl siz beni affedin öyle büyük bir zenginlikte yaşıyoruz ki ben ve çevrem eşyaların değerini kalitesine göre ölçer olduk. Ben borcumu ödemeye razıyım ne yapmam gerekiyorsa yaparım.” Dedi kocaman gülümsemesiyle. Ebrunun elini bırakmamış daha bir sıkıyordu bu sırada. Bu kız onun içinde eksik kalan bir parçayı dolduruyordu sanki…

Yalçın hoca bu sırada iki genç kız arasındaki yakınlığa hayran kalmıştı. Ama Ebru hep böyle değil miydi? İnsanları samimiyeti ve sıcakkanlılığıyla kendine çekerdi…

“Kahvelerimizi içtiğimize göre artık yatalım hadi bakalım herkes kendi odasına borç konusunu sonra değerlendiririz” Yalçın hocanın sözleriyle iki kızda ne kadar yorgun olduklarını hatırladı. Herkes odasına gitmek üzere ayaklandı. Tam bu sırada bir görevli Ebrunun yanına yaklaştı.

“Ebru hanım kokteyl salonunda küçük bir sorun var gelebilir misiniz?” Ebru da diğerleri de bu duruma şaşırsa da Ebru başıyla onaydı.

Tarçın KokusuWhere stories live. Discover now