6.Bölüm

26.6K 1.4K 38
                                    

Merhaba arkadaşlar bu hafta ve önümüzdeki hafta sadece bir bölüm yayınlayabileceğim maalesef sınav haftası malum :( Anlayışınız için teşekkür ediyorum şimdiden. Hafta arası bölüm yayınlayamadığım için bu bölümü biraz uzun tuttum umuyorum beğenirsiniz :) Votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmemenizi diliyorum :) Şimdiden teşekkür ediyor keyifli okumalar diliyorum :)

“Tarçınlı kurabiye ister misiniz ?”

Önce Berrin’e ikram etti Ebru.

“Almaz mısın? Yol için hazırlamıştım” Berrinin burnuna uzatılan nefis koku aklını başından almıştı. Ebrunun elindeki kavanoz da bir o kadar güzeldi. Elini yavaşça uzattı kavanoza çok hızlı davranıp arsız gibi görünmek istemiyordu. Bir tane aldığında elini geri çekti. Hemen yemek istiyordu ama ağırdan alması daha uygun olacaktı. “Teşekkür ederim” dedi. Yemeye başladığında yavaş davranma kuralı tamamen yok olmuştu. O kadar lezzetliydi ki neredeyse yerken inleyecekti genç kız.

Ebru kızın tavırlarından anlamıştı durumu onu rencide etmemek adına hemen önüne dönmüştü. Sonrasında Kerim’e uzattı kavanozu. Kerim birkaç tane aldı. O böyle durumları umursamazdı. Her kurabiyeyi bir lokmada yerken bittikçe elini yine kavanoza götürüyordu. Bu arada Berrinde arka koltuktan öne eğilip alıyordu. Ebru sadece bir tane yedi. Bu sırada kurabiyeler bitti. Hatta en son kurabiye için Berrin abisinin eline vurdu.

“Ben küçüğüm gelişimimi tamamlamam için yemem lazım” dedi. Kerim dikiz aynasından oldukça büyümüş serpilmiş çok güzel bir genç kız olan kardeşine bakarak “Bence sen gelişimini çoktan tamamladın küçük hanım 20 yaşındasın daha ne kadar büyüyeceksin” dedi.

Ebru bu ikiliyi gülümseyerek izliyordu. Kerim bu sırada Ebru’ya döndü.

 “Teşekkür ederiz gerçekten harikaydı kurabiyeler. Bunları sen mi yaptın?”

“Evet”

“Hayatımda yediğim en lezzetli kurabiyelerdi.”

“Teşekkür ederim afiyet olsun”

“Bende çok beğendim ama elim pek yatkın değil mutfak işlerine beceremiyorum daha çok hazır yemeyi tercih ediyorum”

“Afiyet olsun” Ebru bu kadar iltifattan sonra utanmıştı. Hafif bir gülümsemeyle yanıtladı her ikisini de. Berrinin soruları bitmiyordu. Ebru kısa cevaplar vererek geçiştiriyordu. Çünkü Kerimin onların muhabbetini can kulağıyla dinlediğinin farkındaydı.

“Okuyor musun? ”

“Hayır okulu bitirdim”

“Çok genç görünüyorsun ben yaşıt olduğumuzu düşünmüştüm.” Ebru bu tespite hafif gülümseyerek yanıt verdi.

“Okulu bitireli çok oldu. 27 yaşındayım.”

“Ciddi misin? Çok küçük görünüyorsun. Ne kadar oldu okulu bitireli? Ne iş yapıyorsun?” Ebru bu kızın sorularına yetişemiyordu. Çok meraklı olduğu belliydi.

“5 yıl. Pastacıyım.”

Kerimde bu sırada içinden kız kardeşine teşekkür ediyordu. Tamda öğrenmek istediği şeyleri sormuştu. Kendisi sorsa bu kız yine onu duymuyormuş gibi davranırdı büyük ihtimalle.

“Ama sen benim gibi konuşmayı sevmiyorsun anlaşılan. Seni sıkıyor muyum?”

Dediğinde Ebru başını iki yana salladı hafifçe. Nezaketen yapılmış bu hareket Berrin’i daha da şevklendirmişti.

“Doğum günü pastaları mı yapıyorsun şu süslü olanlardan?”

“Evet”

“Peki bir pastanen veya dükkanın var mı?”

Tarçın KokusuUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum