15- Kokoreç

47.9K 2.9K 427
                                    

Mirkelam - Kokoreç

✴️✴️✴️✴️✴️✴️✴️✴️✴️✴️

"Tanımıyorsan tanıtayım zengin züppesi, namı diğer Demir Yumruk." dedikten saniyeler sonra havalarda uçurduğu, masalara kondurduğu Cenk'in ürkekçe bakan babyface yüzüne kafayı geçirmişti.

Müziğin dahi kesildiği partideki herkes olaya odaklanmışken, son darbe ile yükselen acı nida her bir ağızdan yankı yapmıştı. Tabi bunların arasında en gür ve en canhıraş olanı Cenk'e aitti. Evet belki her şey benim yüzümden olmuştu, ama o bunu çoktan hak etmişti. Benim dilim onu durdurmaya yetmemişse, gri gözlümün demir yumrukları, pardon demir kafası konuyu kökten halletmiş olmalıydı.

Ali, tek dizinin üzerine yere çökmüş ve kendini takdim edip, kafa girişi yaptıktan sonra bir çuval gibi Cenk'i kaldırdığı yere geri sermişti. Ardından kalkışı ile olduğum yerden seyrime son verip bir kaç adım atmıştım ki bileğime yapışan kişiye bakmak için arkama döndüm.

"Ne işler çeviriyorsun yine sen, nedir bu rezillik?"

"Şimdi değil Can." dedim giden gri gözlümün ardından koşar adım ilerlemeden hemen önce.

Az önce benim için kavga etmiş olmasa, umurumda olmayacağımı düşünecektim. İnsan uğruna kavga ettiği kadını orada öylece bırakıp çekip gider miydi tanrı aşkına? Öyle koca adımları vardı ki, topuklularla ona yetişmek mümkün değildi, tabi buna birde dar kesim elbise eklenince işim bir hayli zordu. O kaçmış ben kovalamış ve araca binerken sonunda yakalamıştım. Onun sürücü koltuğuna oturmasını fırsat bilerek, hemen yanımdaki yerimi almam ile burnundan soluğu derin bir nefes sonrası öfkeli gözlerini üzerime dikmişti.

"Beni korkutuyorsun."

"Benden korksaydın az önceki hareketi yapmazdın." dişlerinin arasından konuşması ile öfkeli sesi korku filmlerindeki içine şeytan kaçmış adamlarınkine benziyordu. Sanrım Ali'nin içine o şeytanı kaçıran da bizzat bendim.

"Ama ben ne yaptım ki, sen dans etmek istemeyince kendime dans edecek bir kavalye buldum. Tamam belki seçtiğim adam pek doğru biri değildi, hatta hiç doğru biri değildi. Ama sende itiraf et beni kıskandın. Eğer kıskanmamış olsaydın Cenk yılışığını dövmezdin."

"Kes." Gürledi mi o? Küçük aracın, az miktar atmosferi içinde gürledi ve ben sanırım geçici sağırlığa maruz kalacaktım. Kulaklarımdaki çınlamayı geç, kalbimin depara kalkmış gibi atışına ne demeli. Tamam erkek dediğin yumruğunu masaya vuracaktı, ama konu demir yumruk olunca o yumruk masayı kıracak kadar ağır oluyordu.

"Bana bak kızım, benim yanımda olacaksan hareketlerine dikkat edeceksin. Ben öyle modern bir erkek değilim, senin bu tavırlarını kaldıracak erkek hiç değilim."

"Yanımda olacaksın derken."

"Onca lafım arasından bunu mu seçtin, ben onca şeyi kime söyledim Elif."

Ses tonu önce sakin başlıyor ardından öfke ile yükseliyordu. Evet onca lafının arasından bunu seçmiştim, ama bu kesinlikle benim suçum değildi. Sonuçta yanımda olacaksan demişti, bugün yanındaydım bu demek oluyordu ki yarın da yanında olmamı istiyordu. Ah bu Ali, neden her şeyi açık açık itiraf edemiyordu ki.

"Ama ne yapayım en cazip geleni oydu." dedim dudaklarımı bükerek.

"Şu dudaklarını da şekilden şekle sokmayı bırak, yoksa o dudaklarındaki boyayı bütün yüzüne yayacağım."

"O boya değil ruj, hemde en sevdiğimden bordo ruj. Anlamadığım şey nasıl yayacağın."

"Hiç memnun olmayacağın bir şekilde." derken dudaklarında bir tur gezdirdiği dilini geri ağzına sokarak önüne dönmüştü. Ben hala ne demek istediğine kafa yorarken, o çoktan aracı çalıştırmış ve sahil yoluna çıkmıştı.

Demir YumrukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin