8. Bölüm

1.2K 61 2
                                    

12 Ekim 2017 15:00
Ramazan oda'da dört dönüyordu.

"Aydın'da gemiden bilerek indi. Yoksa onu geberteceğimizi biliyordu."
"Şimdi kuyruğunu kıstırıp kaçacaktır şerefsiz." "Hayır, aksine tüm gücüyle bize saldıracaktır. İçimize soktuğu kaç hain var bilemiyoruz."

Ramazan gerginliğini bir kenara bırakarak sırıttı.

"Seni de hapse attırarak elimi ayağımı bağladığını sanıyor." "Tahmin ediyorum ki sen de onun yanına adamlarımızı yerleştirmişsindir." "Ben yerleştirmedim ama başkası yerleştirdi." "Kim?" "Kim olacak? Tabi ki Subo."

Sırıttım ve sehpanın üzerinde duran bir bardak suyu bir dikişte içtim.

"Subo, Ward ile dostluk kurmamış mıydı?" "Evet ama bu işin görünen yüzü." "Nasıl yani?" "Ward Sırbistan'da üç kumar mekanı açtı. Bu da tabi ki Subonun işine gelmiyor. Ward, Subonun bu olaydan haberi yok sanıyor."

"Ama var." diyerek Ramazan'ın sözünü tamamladım.

"O da bu nedenle Ward'a düşman kesildi. İnce zekasını kullanarak içine adamlarını soktu." "Kim?" "Akando Smith."

Şimdi şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım işte. Akando, Ward'ın en güvendiği adamı ve en yakın dostuydu. Subo ve Ward'ın arası iyi gözüktüğü için herkesin gözünün önünde samimi iki dosttular.

"Mekanlar'daki adamlarımızı arttırmalıyız Kardaş."

Ramazan tebessüm etti.

"Haklısın, bu şerefsiz mekanlarımızı basmaya kalkar." dediği anda Mustafa da elinde tepsiyle salona girmişti.
Tepsiyi masaya bıraktı.

Ramazan "mekanlarımızda güvenlik arttırılsın." diyerek Mustafa'ya emir verdi.

Mustafa "anlaşıldı patron." dedi ve mutfağa gitti.

Biraz sonra geri geldi ve "hallettim abi." dedi.

Gülümseyerek "tamam." dedik.

Akşama kadar yedik, içtik, sohbet ettik. Fakat bir baskın haberi falan almadık. Odalarımıza çekildik ve yatıp uyuduk.

13 Ekim 2017 09:00
Gözlerimi açtım ve etrafa bakındım. Sabah olmuştu. Başım çatlayacak gibiydi. Komodin'in üzerinde duran telefonumu aldım ve saate baktım. Saate baktıktan sonra telefonu tekrar yerine koydum. Paketten bir tane sigara çıkardım ve yaktım. Bir duman  çektim içime.

Ayağa kalktım ve odadan dışarıya çıktım. Mutfağa gittim ve dolaptan bir tane baş ağrısı hapı yuttum. Salona gittiğimde mükellef bir kahvaltının hazır olduğunu gördüm. Sigaramı bitirdim ve kültablasına bıraktım.

Ramazan ve Mustafa sofrada oturmuş beni bekliyordu. Ben de bir sandalyeye oturdum.

Mustafa çayları döktü ve gazeteyi bana uzattı.

Gazeteye baktım, manşetlere çıkmıştım. Tabi beni kimin kurtardığı bilinmiyordu hala. Aranan bir katil olmam dışında her şey yolunda gidiyordu. Neşeyle kahvaltımızı yaptık.

Kahvaltıdan sonra arabalara bindik ve en büyük mekanımıza gittik. Mekana gittiğimizde Mustafa bize geminin Aydın'a vardığını söyledi.

Ramazan "silahlar ne durumda?" diye sordu.

Mustafa da yeni silahların da geldiğini her şeyin yolunda gittiğini söyledi. Mustafanın şom ağzından mıdır nedir? Polislerden baskın yedik.

Adamımız "baskın" diye bağırır bağırmaz çatışmaya başladık.

Belimden Baretta marka tabancamı çıkardım. Kurşunu yuvasına gönderir göndermez ateş ettim.

Yükseliş "İki Yıl" (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin