Bölüm 2

706 45 57
                                    

Bölüm geç geldiği için üzgünüm. Okuldan dolayı fazla ilgilenme fırsatı bulamıyorum. 'Birgün' kitabım 1K okumayı geçmiş onun şerefine bölümü oturup yazdım. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar... :)

Hunk kapının açılmadığı süre boyunca daha fazla endişeleniyordu. Pidge ise oldukça rahat bir şekilde yanına gelmişti. Sırtını duvara yaslayarak izlemeye başladı. Hunk içeriden gelen tıkırtıları duyunca rahat bir nefes vererek geri çekildi. Lance kapıyı hafif aralayarak sinirden kızarmış bir şekilde kafasını çıkardı. Vücudunun geri kalanını kapının arkasında gizleyerek Hunk'a baktı.

"Lance neden cevap vermiyorsun?! Bir şey oldu sandım." Lance bakışlarını Hunk'dan kaçırarak. Karşısında gülümseyerek ona bakan Pidge ile gözleri birleşince öfkeyle konuştu.

"Seni küçük pislik bilerek yaptın değil mi?!" Pidge iki elini havaya kaldırarak kafasını sağa sola salladı. Gülümseyerek gözlüklerini düzeltti. Sırtını yasladığı duvardan kaldırarak ellerini göğüs hizasında birbirine bağladı.

"Ha! Benim bir suçum yok. Kıyafet isteyen sendin bende sana getirdim." Lance sinirle hırladı. Konuşmalardan bir şey anlamayan Hunk ise boş bakışlarla onlara bakıyordu. Daha fazla dayanamadı ve konuştu.

"Biri bana burada ne olduğunu anlatabilir mi?" Pidge sorusuna direk atladı.

"Galiba Lance onun için getirdiğim kıyafeti pek beğenmedi." Dedi ve üzgün bir şekilde bakmaya başladı. Yapmacık sesi ve mimikleri esmer oğlanı daha da çıldırtıyordu. Farkında bile olmadan kapıyı sıkmaya başladı. Cevap bekleyen gözlerle Lance'e döndü Hunk. Lance ne diyeceği anlamış bir şekilde Hunk'a fırsat vermeden söze girdi.

"Hunk bu kostüm çok utanç verici." Diye söylendi bu cümleden sonra Hunk kıyafeti daha çok merak etmişti.

"Ama yine de giydin değil mi?" Gözlüğünü düzelterek bilmiş gülümsemesiyle direk lafa atladı Pidge. Lance kızardı cevap vermek için ağzını açtı ama diyecek bir şey bulamadığı için tekrar kapattı.

"Lance kapının arkasından konuşman bir şeyi değiştirmiyor. Çık da görelim." Lance gözlerini devirdi ve istemeye istemeye açtı kapıyı.  Lance'in yanına yaklaşıp kolundan tutarak daha iyi görmek için etrafında çevirdi. Elini çenesine götürerek bir süre inceledi. Hunk ise şaşkınca Lance'e bakıyordu. Hunk'dan önce Pidge atıldı söze.

"Bence beyaz esmer tenine çok yakışmış. Açmış seni ayrıca gözlerinin de rengini ortaya çıkmış. Ben çok beğendim. Çok sevimli görünüyorsun." Gözleri eserine gururla bakıyordu. Lance bu sözlere kaşlarını çatarak cevap verdi. Hunk ise hala gözlerine inanamıyordu.

"Lance bu koç kostümü mü?"  Lance'i bu şekilde göreceğini hiç düşünmezdi. Lance sorusuna karşılık çekingen bir şekilde kafasını olumlu anlamda salladı. Pidge ise çevik bir hareketle Lance'in arkasına geçerek konuştu.

"Anlamazsın tabii ki şapka kısmı arkada kalmış." Diyerek kapüşonu Lance'in kafasına geçirdi. Geriye çekilerek tekrar baktı.

"İşte şimdi çok güzel oldu. Hadi çıkmıyor muyuz? Geç kalacağız." Lance endişeyle kafasını kaldırdı. Kafasını sağa sola hızlıca sallayarak konuşmaya başladı.

"Bu şekilde gitmek istemiyorum." Lance'in endişesini az çok anlayabiliyordu. Bu yüzden onu gelmesi için zorlamayacaktı. Yavaş adımlarla yaklaştı Lance.

"Lance gelmek istemiyorsan seni zorlamayacağım." Hunk anlayışla elini Lance'in omuzuna koydu. 

"Ama bence düşündüğün kadar kötü değil." Gülümsedi. Bu gülümseme bir nebze olsun Lance'in rahatlamasını sağlamıştı.

"Ama unutma bugün Keith'i son kez görme ihtimalin çok yüksek. Şu an bile etrafı kızlarla çevrilmiştir." Pidge,  Lance'in en hassas olduğu konuya değinmişti. Biraz düşündü en zayıf noktasıydı Keith. Ve onu bir daha göremeyeceğinin gayet farkındaydı o yüzden kabul etti. 

"Tamam o zaman hadi gidelim." Pidge heyecanla Hunk'u da çekiştirerek aşağıya indi. Hunk çekiştirmeden fırsat bularak arabanın anahtarlarını ve eşyalarını almayı başarmıştı. Lance  ise son kez aynada kendine baktıktan sonra evden çıktı. Üniversiteye yaklaştıkça içindeki endişe daha da büyüdü. Mezuniyetlerini kutlamak için parti organize etmişlerdi. Ama kimse sıradan bir parti istemediği için kostüm partisi vermeye karar verdiler. Bu fikir herkesin onayını almıştı. Ama Lance şu an bu fikirden pek memnun değildi. Kafasını pencereye çevirdi ve  Keith'in bu gün ne giyineceğini düşünmeye başladı. Bunu kafasını dağıtmak için en iyi yol olarak düşündü. Bugün son kez bir araya gelecekti herkes, yani birileri bu fırsatı değerlendirip Keith'e hislerini itiraf edebilir. Keith de bu hisleri kabul edip çıkmaya başlayabilirdi. Okuldaki birçok kızın ondan hoşlandığı biliyordu. Zaten onun gibi birinin sonsuza kadar yalnız kalmayacağının çoktan farkındaydı. Ama yinede gözünün önünde biriyle birlikte olmasını istemiyordu. Bunu üniversitenin ilk zamanlarında deneyimlemişti. Ama o kızla tanıştıklarından bir ay sonra ayrılmıştı ve bir daha kimseyle çıkmamıştı. Tabii sevgilisi olmadığı için kızlar etrafından hiç eksik olmamıştı. Yani sadece sözde sevgilisi yoktu. Kafasını sağa sola sallayarak düşüncelerini dağıtmaya çalıştı. 

'Şimdi bunları düşünmenin zamanı değil.' diyerek nerede olduklarına bakmak için çevreye baktığında üniversiteye çok az bir mesafe kaldığını fark etti.

Hunk arabayı park ettiğinde zorla da olsa arabadan indi. Esmer çocuk bu kostümle görünmek istemiyordu. Çok utanç vericiydi.

"Ben galiba yapamayacağım eve dönüyorum." Üniversitenin girişine geldiğinde durdu. Pidge ve Hunk geride kalan çocukla konuşmak için arkalarını döndüler.

"Hadi ama Lance bunu aştık sanıyordum." Gözlerini devirerek konuştu Pidge.

"Bunu nasıl aşabilirim? Baksana herkes bana bakıyor. Böyle hatırlanmak istemiyorum."

"Kimse sana bakmıyor Lance." Hunk endişeli çocuğu rahatlatmak için nazik bir ses tonuyla konuştu.

"Ayrıca evde konuştuklarımızı unuttun mu? Bu mezuniyet balosu son şansın ." Pidge Lance yaklaşıp elini omuzuna koydu.

"Biliyorum ama yine de yapamayacağım. Bu çok utanç verici. Üzgünüm çocuklar geri dönüyorum ben. Benim için endişelenmeyin ve eğlenmenize bakın. Ben bir taksiye atlar eve giderim." Esmer oğlan konuşurken bir yandan da geri geri ilerliyordu.

"Lance bekle!" Dinlemeden el sallayarak geri geri ilerlemeye devam etti. Aslında gitmeyi çok istiyordu ama bu kostümle olmaz. Arkadaşlarını endişelendirmemek için yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

"Evde görüşürüz. İyi eğlen-..." Arkasını dönmesiyle birine çarpması bir oldu. Kendini birinin göğsüne yapışmış bir şekilde bulunca afalladı. Çarptığı kişinin göğsü oldukça sertti burnu acımıştı. Burnunu tutarak geri çekilirken bir yandan da çarptığı kişin kız olmadığı için seviniyordu. Bu saçma kıyafetten sonra bir de sapık olarak da damgalanmak istemiyordu. Çarptığı kişi omuzlarından tutarak Lance'e yardımcı oldu.

"İyi misin?" Lance duyduğu sesle hızlıca kafasını kaldırdı. Gözlerini irileştirerek bakmaya devam etti. Tahmin ettiği gibi o kadar kişi arasından Keith'e çarpmıştı.

Seni Yememe İzin Ver «Klance»Kde žijí příběhy. Začni objevovat