Bölüm 4

633 51 196
                                    

Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım güzel olmuştur. Moralim biraz bozuk olduğu için kafa dağıtmak amacıyla yazdım. Okuyan ve destek olan herkese teşekkürler. 💕 İyi okumalar... :)

Bir süre daha birbirlerine baktıktan sonra konuşmaya ilk başlayan Chris olmuştu.

"Ne istiyorsun? Önemli bir şey konuşuyoruz burada!" Dedi. Keith'in öfkeli bakışlarından hiç etkilenmemişti. Gayet normal bir şekilde konuşuyordu. Keith ise onun bu sakin hallerini karşısında daha da sinir olmuştu. Öfkesini bastırarak cevap verdi.

"Karşındaki pek konuşmak istiyor gibi durmuyor. Bırak onu. Rahatsız ediyorsun!" Oldukça sert bir ses tonunda söylemişti. Lance iliklerine kadar titremişti bu ses tonuyla. Bakışlarını yine Lance'in koluna çevirmişti. Keith'in hamlesini tahmin etmek zor olmamıştı Chris için. Uzanıp Lance'i kendine çekeceği sırada Chris Lance'i kendine daha da yapıştırıp Keith'in tutmasını engelledi. Lance bu hareketten rahatsız olup kendini ondan kurtarmaya çalıştı. Biraz uğraştıktan sonra arasına mesafe koymayı başarmıştı. Ama kolunu hala kurtaramamıştı. Chris ise gıcık bir gülümseme ile yüzüne yerleştirip konuşmaya başladı.

"Ben mi rahatsız ediyorum? Konuşmamızı bölen sensin! Ayrıca bu seni ilgilendirmez! Kim olduğunu sanıyorsun da karışıyorsun? Şimdi bas git buradan!" Keith beklemediği bu sözle donup kalmıştı. İstemese de bu sözden etkilenmişti. Kim miydi? Buna verebilecek geçerli bir cevabı yoktu. En azından şimdilik. Ortamdaki gergin hava diğerlerinin de ilgisini çekmişti. Meraklı bakışlar ve fısıldaşmalar sarmıştı her tarafı. Keith ise Chris'in sözlerinden sonra diyecek bir şey bulamamıştı. Yumruklarını şıkmış öylece öfkeyle bakıyordu. Ne yapmalıydı? Gitmeli miydi? Gerçekten onları rahatsız mı ediyordu?

Lance hissetmişti Keith'in kararsızlığını, bedeni kendiliğinden hareket etmişti o an. Onun gitmesini istemiyordu. Bunca zaman hep onu beklemişti. Gizlice, dokunmadan ve gözlerden uzak bir şekilde sevmişti. Şimdi ise tam yanındaydı eğer burada böyle bitmesine izin verirse uzun zaman kendinden nefret edecekti. Bir beklentisi yoktu sadece yanında olmak yeterdi. Bu düşünceler ışığında boşta kalan eliyle Keith'in tişörtünü sıkıca tutmuştu. Keith hissettiği çekiştirme ve aklındaki sorulara cevap almak için bakışlarını Lance'e çevirdi. Lance endişeyle bakıyordu Keith'in gözlerine. Zaten geldiğinden beri çevirmemişti ki kafasını başka tarafa. Bakışları birbiri ile buluşunca yapması gerekenden emin oldu Keith. Lance'in bakışları bütün duygularını ele veriyordu. Lance'in tişörtünü tutan elini kavrayarak hızla kendine çekti. Çekilmenin etkisiyle Lance direk Keith'in göğsüne yapıştı. Hareket etmedi hatta nefes bile almak istemedi. Onun bedenin bir parçası olarak burada sonsuza kadar kalmak istedi. Yerinden memnundu ama burada duramazdı. Bedenini ayıracağı sırada Keith diğer elini Lance beline koyarak ayrılmasını engelledi. Lance olayın gerginliğiyle ne kadar fark etmese de titriyordu. Keith, Lance'i bu halde gördüğü için karşısında duran bedene olan öfkesi daha da artmıştı. Lance kafasını göğsünden kaldırarak Keith'e baktı. Keith de aynı şekilde ona bakıyor ve nazikçe gülümsüyordu. Kısa süreli bakışmanın ardından tekrar bakışlarını Chris'e öfkeyle kilitledi.

"Cevabını almışsındır. O benim! Şimdi o pis elini onun üzerinden çek!" Ses tonu ve bakışlarıyla adeta tehdit ediyordu karşısındakini. Chris istemeden etkilenmişti ve farkında olmadan bıraktı Lance'in kolunu. Lance elinin bırakılmasıyla hemen kendine çekerek diğer eliyle ovdu. Tahmin ettiği gibi moraracaktı.

Seni Yememe İzin Ver «Klance»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin