Bir Avuç Gökyüzü

5.2K 383 91
                                    

Charlotte Cardin- Dirty Dirty


Jiminie~~

İnsanların hayatta her zaman dönüm noktası olmuştur. Bazen nirvana yapan dünyaları ya başlarına yıkılırdı ya da şanslı iseler turnayı gözünden vururlardı. Park Jimin in dünyası ise zaten üç yıl önce bindiği atın üstünde yıkılmıştı. Son kez Park krallığına baktığında ise turna kendisi olmuştu. Jeon için. Jimin elindeki son okuda sinirle daldaki elmaya nişan almışken bir ok elmayı çoktan yer ile buluşturmuştu. Atın üzerinde ona doğru gelen kişiye bakmıştı Jimin. Hayatını mahfeden adam dört nala geliyordu jimin e doğru. Dün gece anlamıştı Jimin. Jeon Jungkook onu ya öldürecekti ya da ölümsüz kılacaktı.
Zaten Jimin yedi yaşındayken ölmüştü. Şimdi ise gömülmek için yetmişini bekliyordu.

Dün gece •∆•

•Hoseok Yoongi ile bir olacak.
•Jimin Jungkook ile bir olacak.
•İki omegada alfalar ile eşlenecek.
•Onlar ne derse o olacak.
•Yoongi istediği gibi oğlu ile iletişim kurabilecek.
Torunlarına istediği gibi dokunabilecek.

Not: Eğer bu maddelere uyulmaz ise on sekiz yıl boyunca Park Hoseok ile kalan Kim Seok Jin on sekiz yılda Min Yoongi ile kalmak zorunda kılınacaktır.

İmza: Adalet Büyücüsü.

Hoseok ve Jimin kağıdı okuduktan sonra birbirine bakmış ve yutkunmuşlardı. Jimin izin veremezdi yiğeninin o muşmula ile kalmasına. Hızlıca takımının iç cebinden bir kalem çıkardı ve adalet büyücüsünün olduğu yeri çizerek yazının yok olmasını sağladı. Artık o kağıtta büyücünün değil Jimin in imzası vardır. Kağıdı Hoseoka çevirdiğinde Hoseok titreyen elleri ile Jimin in ona uzattığı kalemi kağıdın üzerinde dans etmesini izlemişti sadece. Bir yandan ağlıyor bir yandanda sövüyordu.

"Tanrı sizin cezanızı en kısa zamanda verecek. Eğer oğlumun ve torunumun canını yakacak birşey yaparsanız sizi öldürürüm. Kendi ellerim ile hemde.

Hoseok un bağırışları merdivenden gelen ayak sesleri ile son bulmuştu.

"Baba sakin ol. Çocuklara dokunamaz. Buna izin vermem. Namjoon çoktan büyü yaptı bile."

Seokjin yavaşça merdivenlerden inmiş ve babasına sarılmıştı. Sakin olması adına. Min Yoongi ise ilk kez gördüğü oğlunun hasreti ile oğlunu kolundan çekip sarılmıştı. Min Yoongi ilk kez böyle bir pişmanlık duyuyordu. Eğer o gün gitmesine izin vermeseydi şuanda oğlu ve torunları ile vakit geçirebilirdi. Kararlıydı. Tekrardan onları kazanacaktı. Seok jin ise ilk kez babasının sarılması ile göz yaşlarını akıtmadan duramıyordu. Engel olamadı oda sarıldı babasına. Yoongi ise dayanamadı ağladı ve Hoseok uda aralarına aldı. Min ailesi o gün dayanamadı. Ağladı.

Jeon ailesi ise o çifti orada yalnız bırakmış ve yavaşça, sanki bir hata yapmaktan korkarcasına Jimin in odasına çıkmışlardı. Oda ya giren Jungkook dizlerinde güç bulamamıştı o güzel -jimin- kokan odada. Dizlerinin üzerine çökmüş kendinden habersiz ağlıyordu. Jimin duyduğu hıçkırık sesi ile arkasını döndüğünde yerde ağlayan bir Jeon beklediği son şey bile değildi. Oda dayanamadı. Çöktü dizlerinin üzerine. Kim dayanırdıki o gözlere. O gece onlarda ağladı. Dayanamadı.





Park Krallığı - Hanedanlık

"Hadi kızım söyle. Ba- ba hiç zor değil kızım. Hadi. Namjoon bu çocuk niye konuşmuyor? Ben doğduğum an konuşmaya başlamıştım."

Seok jin kocasına endişe ile bakıyordu. Tüm aile toplanmış Seok jin in saçma endişesine gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Hayatım sen melezsin. Onlar ise alfa. Hem sen zaten normal bile değildin ki hiçbi- Ah! Acıdı lan onu nereden buldun!"

Namjoon kafasına atılan taş ile kafasını tutuyor bir yandanda gülüyordu oda herkes gibi.

"Artık sinirimi her bozduğunda sana atabilmek için çantamda bulunduruyorum hayatım."

Seokjin de herkes gibi gülmeye başladığında odada olan kötü koku ile herkes burnunu kırıştırmıştı. Seok Jin hızla odadan koşarken arkasından Jimin, Namjoon ve jungkookda koşmuş ve iki çifti odada yalnız bırakmıştı. Yoongi de tam odadan çıkacakken onu ensesinden tutmuş ve tekrar odanın içine sürüklemişti.

"Evet Yoongi bu kutsal görevi sana veriyorum. Yıllarca bebek bakan bendim sıra sende. Buyur."

O gün Yoongi Hoseok u şaşırtacak bir şey yapmıştı.

Orta parmağını göstererek dil çıkarmış ve odayı koşarak terk etmişti.






Şimdiki Zaman~

Jimin yanına gelen atlı ile biraz geri çekilmiş ve Jungkook un attan inişini izlemişti. O gerçekten Tanrının ona verdiği bir ceza idi. Onu ya kutsayacak yada kutsal suda boğacaktı. Jungkook dün gece hasret giderdiği dudaklara bir öpücük daha kondurdu. Eşine doyamıyordu alfa. İki gencin kırmızı saçları rüzgar sayesinde etrafta uçuşurken. Jimin bir kez daha söylendi. Tanrı' nın cezası.
O gerçekten yakışıklıydı.

"Çok yorulmuşsun Jeon Jimin."

Jungkook alayla ile konuştuğunda oda alay ile gülmüştü. Onu affetmemişti tam olarak. Affedemiyordu bir türlü.
Jimin cebinden bir dal sigara ve bir de çakmak çıkardı. Sigarayı dudakları ile taçlandırıp yaktı. Zehirli dumandan derin bir nefes alıp gökyüzünü ona bir kez daha küstürdü genç. Dudaklarından kaçan sigara ile onu çalana bakmıştı. Jungkook dudaklarındaki sigarayı almış ve kendisi içmeye başlamıştı.

"Ne zamandır kullanıyorsun?"

"Bir avuç gökyüzünün altında şerefsizin tekinin tekrardan bana gelmesini beklediğim andan beri."

Jimin babada ağır konuştuğuna göre sizi yorumlara ve o küçük yıldıza davet ediyorum.
Umarım beğenmişsinizdir.

kore_melodisi şunu unutmayın artığk.

Veliaht Prens - JikookOnde as histórias ganham vida. Descobre agora