Veliaht Prens - Jikook

Seni istiyorum

Sarı saçlı omega üst raflara uzanmış ve gelecek olan misafirler için bardak çıkarmaya çalışıyordu. Arkasında hissettiği benden ile resmen böğürmüştü.

"Çüşş. Hayvan! Dayadın resmen. Bir uzak dur be! Senin sırık boyunamı kaldım. Çık lan arkamdan."

Jimin cırlamış ve kıçı ile eşini iterek mutfaktan bir sandalye alarak üstüne çıkarak bardakları indirmişti.

"Ulan hamile olmasan ben sana gösteririm dayamayı. Dua etki hamilesin!"

Jungkook ta yaklaşık bir aydır sesini çıkarmamanın verdiği sinir ile patlamıştı sonunda. Jungkook un sert sesi ile jimin korkmuş ve gözlerini doldurmuştu. Biliyordu eşi ona kızacaktı. Umrunda değildi. Tilkinin dolanıp tekrardan geleceği yer kürkçü dükkanıydı sonuçta. Jimin ise oyunculuğunu kullanmaktan asla çekinmezdi.

"Bi- biliyordum s- sen beni sevmiyorsun artık. K- kilo aldım dimi. Ç- çiykin oydum."

Jimin son cümlesini aeogya ile karışık söylemişti. Biliyordu eşi onun ağlamasına dayanamazdı. Jungkook panikle jimin e sarılmış ve itirazlarda bulunup özürler dilemişti. Jimin in şeytanice sırıttığından bir haber.

Mutfağa giren oğlu ile jungkook resmen cırlama görevini eşinden önce almıştı.

"Bu halin ne senin! Çabuk git çıkar o şortu. Bacaklarını kırdırma bana."

Jongin babasının söylenmelerini takmamış ve annesine dönmüştü.

"Nasıl olmuş anne."

Jimin gözleri yaşlı yaşlı oğluna bakıp sırıtmıştı.

"Benim oğlum her hali ile yakışıklı."

Jungkook umursanmamanın verdiği his ile iyicene sinirlenmişti.

"Kime diyorum ben! Bak prensim o tulum çok kısa. Ulan hep yırtık siyah pantolon giyersin üstünede beyaz yada siyah tshort. Bugün mü sevimli olasın tuttu."

Oğlu hafif kaldırdığı kaşları ile babasına bakmış ve gülmüştü.

"Ben hala havalıyım. kyungsoo sevimli halimi daha çok seviyor o kadar."

Oğlunun konuşması ile zil çalmış ile Jeon ailesi kapıya gitmiş ve kapıyı güler yüzleri ile açmıştı.

Kapıyı açması ile birlikte kyungsoo hızlıca kendinden baya bir uzun olan çocuğun üstüne atlamıştı. Jongin ise zayıf bedeni kucağında tuttuğu gibi koşarak üst kattaki odasına gitmişti.
Eee nasıl olsa o bir Jeon alfası sayılırdı.

Diğerleri iki çocugun bu hallerine alışmış ve salona geçmişti. İki omegada mutfağa giderken alfalar coktan televizyondan maç açıp siyasetten konuşmaya başlamıştı bile.

Üst katta çocukları umursamıyorlardı. Sonuçta biri 17 diğeri ise 14 yaşındaydı. Omega olmanın bir diğer güzel yanıda 20 yasına kadar hızlıca büyüyorsun. Tabi bu sağlıklı beslenmeylede ilgiliydi. İlk haftalarda kyungsoo 10 yaşındayken kai 7 yaşındaydı lakin bir anda sağlıklı beslenen Jongin köşeyi dönmüştü.

İki omegada oğullarını merak ederek yukarı kata çıkmış ve kapının önünde durmuşlardı. Luhan özel gücünü kullanarak kapının arkasını görmelerini ve daha iyi duymalarını sağlamıştı lakin ikiside Jonginin kucağında  bir kyungsoo ve onun boynuna saldıran bir Jongin beklemiyordu. Jonginin son sözü ile Jimin hemen telefonunu çıkarmış ve video yu açmıştı.

"Seni istiyorum."

Bunu dedikten sonra kyungsoo nun tepkisini ikiside beklemiyordu. Arsız çocuk.

Namjin~~

"Namjoon çocuk ağlıyor kalk bak"

Namjoon homurdanıp sırtını eşine dönmüştü.

"Çok yorgunum Jin."

Jin oflayarak yerinden kalkmış ve kızının yanına gitmişti. Daha bir yaşına yeni yeni giren kızını kucağına almış ve odada turlayarak ninni söylemeye başlamıştı. Namjoon yorgun olan eşine bakıp bencillik yaptığını düşünmüştü. Zaten tüm gün ev işleri- ayrı eve çıktılar- ile uğraşıyor birde yetmezmiş gibi kızlarına bakıyordu. Namjoon ise krallığa gidiyor ve halkla ilgilenip Yoongi ve Jungkook un yapmadıklarını yapıyordu. Buna isyan edince de

"Bir kaç hafta daha Hyung."

Diyip ortadan kayboluyorlardı.

Yataktan kalkıp etrafta dolanan eşinin kucağından kızlarını almış ve eşinin anlını öpmüştü.

"Hadi git yat. Yarın erkenden hazırlanıp bir tatile gidelim. Bunu hak ettik."

Namjoon un teklifi ile gülümseyerek yatağa yatmış ve tatilde ailesi ile geçireceği mutlu ve şehvet dolu anları düşünerek uyuya kalmıştı.

Sope~•

Yoongi terli bedenini yatağa atmış ve kirliliğini umursamadan eşini yanına çekmişti. Hoseok gülümseyerek eşine sokulmuş ve 7. tura hazır olduğunu belirtmişti.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Kalk git şurdan ya! Ben havuza ineceğim."

"Yah! Çıkar o şortu. Etek gibi duruyor. Bir crossdressimiz eksikti."

Yoongi çemkirerek eşinin şortunu çekiştirmiş ve çıkarmaya çalışmıştı.

"Bırak lan şortumu. Ulan sana inat crossdress yapıcam. Bırak beni."

"Bak prensesim çıkar o şortu. Ulan senin deden hacı."

Yoonginin alay ve sinir ile konuşmasından sonra Hoseok onu takmamış ve aşağı inmişti. Yapması gereken bir alışveriş vardı.

ΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠ

Hoseok giydiği eteği biraz daha yukarı çıkarmış ve lobideki aynadan son kez kendine bakmıştı. Pembe kısa büstiyeri ve kısa siyah eteği, üstünede kırmızı dantelli chokerı ile gayette hoş duruyordu. Ayağındaki kırmızı konverslerde gayet iyi ayak uydurmuştu. Taki yanına gelen adamın ona asılması ve Yoongi nin asansörden iner inmez gördüğü manzara ile herşey altı üstü olmuştu.

Akşam üstü kimse kafası koparılan o adamı umursamamıştı çünkü Min lerin odasından gelen Hoseok un çığlık sesleri sabaha kadar hiç durmamıştı.

Tuhaf olan kısım ise Hoseok ile Yoongi odaya girdiklerinde saat hönüz öğlen on ikiydi.

Yeee ben geldim. Bir hevesle geldiğime bakmayın. İki bölümdede yorum yoktu ve vote azdı. Kitabı bitiresim geldi. Bitirim mi? Devam mı? Neyse yorumlarınızı bekliyorum. Birde şu yıldıza dokunun ya.

Sınır +20 yorumlarınızı bekliyorum.

ece2128 gülüm sende vimpire' a bölüm atar mısın?