Sen Daha Dünkü B*ksun

3.1K 248 113
                                    

Jungkook Jimin in cırlamaları ile iyicene paniklemiş ve elini ayağına dolanmasına sebep olmuştu. Yeri boylayan genç hızla ayağa kalkmış ve koşarak üst kata çıkmıştı. Aylar önce saçma salak bir yorum yüzünden oğluna kin beslemeye çalışıyordu lakin şimdi hıncını güzel çıkarmıştı. Yeni gelen stajyer doktor jimin in tehlikeli bir doğum geçirdiğini ve ölme riskinin yüksek olduğunu söylemişti. Jungkook ise salak gibi kendini içkiye vermişti. Şimdi ise zamanın verdiği özlem ile barışmışlardı. Jungkook tekrardan rahat durmamış ve 'seni hamile görmeyi özlemdim.' diyerekten Jimin'in üzerine abanmıştı adeta. Şimdi ise eşinin kendisine eziyet etmesine boyun eğiyordu. Genç alfa çıktığı merdivenleri - zar zor - bitirmiş ve yatak odasına dalmıştı adeta.

"Noldu! Çocukmu geliyor!"

Jungkook yatağa doğru koşmuş ve yatakta oğlu ile oynayan eşine yaklaşmıştı. Jimin göz devirip avuçlarını açmış ve sanki bebek tutarmış gibi yaparak jungkook a yaklaşmıştı.

"Hmm. Bak doğurdum. Al sev hadi."

Jimin in konuşması ile oğlu kahkahalara boğulmuş ve yatakta yana devrilmişti. Oğulları beş yaşına girmişti omega yaşı ile. Jungkook herne kadar ayda bir büyümesinin kötü olduğunu eşi ile zaman geçiremediğini düşünsede oğlunun en ufak mimiğinde yüreği hop ediyordu.

Jungkook eşininde gülmesi ile gözlerini devirmiş ve oda gülmüştü.

"Sorun ne? Neden beni cırlayarak çağırdın?"

Jimin kocasının düşünceli sorusu ile ilk başta gülsede son sorusuna kaşlarını çatmıştı.

"Ne yani benim sesim mi cırtlak? Ne demeye çalışıyorsun be sen! Dağ tavşanı."

Jimin in tekrar cırlayarak yüksek notaya çıkması ile oğlu ile zavallı jungkook yüzünü buruşturmuştu.

"Off anne! Cırlamaya! Bizim sınıftaki kyungsoo gibisin aynı! Oda senin gibi yüksek notaya cıyaklarak çıkıyor resmen!"

Oğlunun babasını azarlaması ile kaşlarını sattı jimin.

"Ya şapsik oğlum kaç defa diyeceğim. Ba-ba diyeceksin bana. Bu kadar zor olmama- bir dakika ne!? Kyungsoo mu? O kim? Babası ne iş yapar? Zengin mi? Hangi krallıktan? Kimlerde-"

Annesinin heyecan ve sevinç dolu sorularına karşın jungkook onu susturmuştu.

"Aşkım. Bi sus. Nefes alamayı dene arada."

Jimin onu tabiri caize bir yerlerine takmamış ve oğluna ümit ile bakmıştı.

"İki babası var benim gibi. Oh sehun ve Oh luhan. Ailesi bizim kadar zengin. Kendisinden birazcık hoşlanıyor olabilirim."

Son cümlesinde hafiften sesi kısılsada yanaklarının kızarması ile jungkook alay ile konuşmuştu.

"Kendine gel oğlum. Sen Jeon sun baskın olman lazım senin. Oh'lar gibi pasif değil."

Bunu demesi ile jimin göz devirmişti.

"Salak! Oh sehun zaten baskın. Gördüm ben onun oğlunu. Luhan'a çekmiş. Çekingen gibi duruyor ama cazgır. Tam benim gelinim olmaya layık."

Minik oğlanın sözü annesinin sözünü kesmişti.

"Sen dedin ya hemen gelinin olacak zaten. Neyse ben seviyorum. Gerisi sorun değil. İstemezse onu kaçırabilirim değil mi baba. Nasıl olsa bende yarı alfayım. Hatta alfalığım daha ağır basıyor. Omegalığım sadece yaşımı etkiliyor. Baba kalk. Oh' lara gidiyoruz. Kaçırmamız gereken bir konu var."

"BU COCUK HEP SANA ÇEKTİ JUNGKOOK. ÖKÜZSÜNÜZ!"

"ASLAN OĞLUM HADİ OH'LARA GİDİYORUZ HAZIRLAN."

Hoseok~

" Yoongi- ah yavaş ol canım yanıyor.
Ah! Hayvan herif!"

"Rahat dur küçücük bir şey zaten ."

"Ah! Yav- ahm canımı yakıyorsun be herif!"

"Bitti neredeyse."



Yoongi elindeki cımbız ile Hoseok un parmağına batmış olan kıymığı çıkarmış ve peceteye koyarak çöpe atmıştı. Tekrar eşinin yanına gelmiş ve krem sürüp sarmıştı parmağı.

"Anlamıyorum ne işin var senin ağacın tepesinde."

Yoongi nin azarlar tonu ile Hoseok bıkkınlıkla nefes vermişti.

"Ne yapayım. Sıkıldım. Tatile çıkar o zaman beni! Balayı bile yapamadık doğru düzgün."

Hoseokun sistemle konuşması ile Yoongi burukca gülmüştü.

"Evet yapamadık. Hiçbir neden olmadan kaçan bir omega yüzünden acı çekmekle meşguldüm o esnalarda."

Yoongi tam ayağa kalkacakken Hoseok onu belinden tutmus ve yatağa yatırmıştı.

"Özür dilerim~ Hem bosver balayını şimdide yapabiliriz"


Melodi~(PEĞN)

"Taehyung koşturmasana oğlum, terliceksin. Bak göl var orada gitme oraya. Bak kime diyorum ben! Baş çavuşun eşeği mi konuşuyor burada!"

Çığırmam ile Taehyung anlık bana dönmüş ve çocuklarla oynadığı futbola yeniden geçiş yapmıştı.

"Tamam anne."

Taehyung alay ile konuşması iyicene sinirlerimi gererken kilimin yanındaki ayakkabımı almış ve tam kıçına gelecek şekilde fırlatmıştım.

"Lan! Çamur kurbağası. Sen daha dünkü b*ksun! Gelmiş birde bana laf yetiştiriyor. Köpeğe bak!"

Taehyung sinir ile bana döndüğünde ona dil çıkarmış ve orta parmağımı göstermiştim. Çocuklar mı? Umrumda değiller. Sanki ben bilmiyorum onların ne nane yediğini.

"Çocuklar biz tatile çıkıyoruz."

Arkamızdan gelen ses ile oraya dönmüştüm. İki dedemde(!?) elinde bavullar ile arabaya gidiyordu. Yoongi dedem ise söyleniyordu.

"Balayını şimdi yapabiliriz derken bunu kast ettiğini sanmamıştım."

Hoseok dedem ellerini gür saçlarına atmış ve çekiştirmişti.

"Çok konuşma taşı bavulları."

Tekrar önüme döndüğümde Tae nin gerçekten çok fazla terlediğini fark etmiş ve çantamdan iki tane havlu çıkarmıştım. Havluyu gören çocuklar yavaştan kaçarken sadece lena ve Taehyung kalmıştı. Sarışın kız sinir ile Tae den topu alamaya çalışıyordu. Sonunda pes etmiş ve yere çökmüştü. Lena mı? Ha o bizim evlat edindiğimiz kızdı. Ailesi hiç iyi davranmıyordu ve şiddet uyguluyordu küçük kıza. Bunu gören tae ise minik kıza aile olmak istemişti. Bense anında kabul etmiştim. İkisininde arkasından sessizce yaklaşmış ve havluyu resmen onları boğar gibi sıfatların geçirmiştim. Ne yapayım? Diğer şekilde havludan ikiside nefret ediyordu amaçsızca. Yüzlerini sildikten sonra havluları yere koymuştum. Tae ise lena ile bize dönmüş ve bağırmıştı.

"Lan manyak! Öldüreceksin bizi bir gün!"

"Sus! Hasta olmandan iyidir. Hem yemek vakti geldi. Gel kızım yemek yemeye gidelim."

Minik kız sevinç ile ayağa kalkmıştı.

"Yemeeek!"



















Şu küçük yıldıza basmak o kadar zor olamamalı~ Oy sınırı +15
Umarım sevmişsinizdir. Birde yorum atsanız hiç fena olamaz hani. Diğer bölüm. Bizim miniklerinde resmini atarım.(kai,lena,kyungsoo-tabi hepsinin küçüklükleri yani farklı olacak çokta şey etmeyin.)

Veliaht Prens - JikookWhere stories live. Discover now