Laz kızı kolejde |19•

4.4K 276 17
                                    

Medya : Evrim.

"Sonunda geldiler." Karşımda oturan Buğra abim nefesini sinirle dışarıya verdikten sonra ayağa kalktı. Yanımda oturan yengem ile birlikte bizde ona uyduk.

"İş yemeklerine erken gelmekten nefret ediyorum." Buğra abimi onaylarcasına konuştuğumda Burak abim ortaklar gelmeden hızlıca konuştu.

"Kızım biz erken gelmedik ki, onlar geç geldi." Burak abime cevap verecek iken masada oluşan ses ile diyeceklerimi içime attım.

El sıkışma faslı bittikten sonra masaya oturduk. Devren pek olmasada, Selma hanım ve Ersin bey yanlarında neşesinide getirmişti.

"Bir tane çocuk daha var diye hatırlıyordum ben Selma" Babaannem kendini sıkarak laz şivesine girmeden normal konuşmuştu.

"Ah Evet, o kızlarla gelecek." Selma hanım sözlerini bitirdikten sonra arkama doğru bakmaya başladı. "Hatta geldiler bile."

Sözlerinden sonra yavaşça arkama döndüm. Sarışın ikizleri göz süzgecimden geçirdikten sonra arkalarında ki kocaman gülümseyerek bana bakan Evren vardı.

"Yuh ebesinin nikahı!" Buğra abim ile kendimizi tutamayarak bağırdığımızda masadaki tüm bakışlar bize dönmüştü. Babaannem ise çantasını ilk Buğra abime daha sonra bana vurmuştu.

"Babaanne ya." Ben isyan moduna geçtiğimde babaannemin kaşları daha fazla çatıldı. Bir şey demesede gözlerindeki o tehtitkâr bakışından beni öldürmek istediğini anlamıştım.

Buğra abim ile somurtarak yerimize oturduğumuzda Evren ve o iki sarışın kız da yerine oturdu. Evren benim yanımda ki boş sandalyeye oturmuştu.

"Yiğenim, Sema ve Sena. Çocuklarımı zaten biliyorsunuzdur, Evren ve Devren." Selma abla gülümseyerek konuştuğunda onu dinlemeye son verip Buğra abime döndüm. "Dörde, ikiyiz." Dudaklarımı oynatarak konuştuğumda Buğra abim başın aşağı yukarı salladı.

Kesin dediğimi anlamamıştır!

"Evet yemekleri sipariş edebiliriz." Ersin bey gülümseyerek konuştuğunda Buğra abim ile benim gözlerimiz kocaman açılmış betimize benzimize renk gelmişti.

Yemek yemek candır. Biz yemek yerken hatta yemekleri beğenmezken Afrika'da ki çoçuklar günlerce belki de haftalarca aç susuz kalıyordu.

Birden boğazıma takılan yumru ile durgunlaştığımda sandalyeme geri yaslandım. Yemek yiyecek hal kalmamıştı bende.

Kalbime kocaman bir Evren oturmuştu. Hani şu öküz olanından.

• • •

Gözlerimi karşımda oturan sarışın kızdan yavaşça ayırdım. Yengeme doğru kimseye çaktırmadan döndükten sonra kulağına fısıldadım. "Yenge, şu kızlar Burak abime mi bakıyor?"

Yengem bakışlarını hızla sarışın ikizlere çevirdiğinde kaslarını çatmış ve gözlerini kısmıştı. "Aynen aynen, bak soldaki de seninkine bakıyor."

Dudağımı birbirine bastırdıktan sonra diğer yanımda oturan Evren'e çevirdim bakışlarımı. Daha sonra onu izleyen Sema denen kıza. O senin kuzenin be kuzenin. "Doğru, kız yenge. Elimde kalır bunlar benim."

Hırsa gelerek yerimde dikleştiğimde sandalyemi çaktırmadan biraz daha Evren'e yanaştırdım. Bakışları bana döndüğünde kaşlarımı biraz daha çatarak fısıldadım. "Kafana kese kağıdı geçir, geri zekalı!"

Evren, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında masanın alyından doğru ayağına tekme attım. Kaşları acı ile çatıldı. Dudaklarının arasından da inleme sesi çıkmıştı. "Oh iyi oldu, geber."

Laz kızı kolejde Where stories live. Discover now