Laz kızı kolejde | 28 •

3.2K 207 11
                                    

Medya : 'BUĞRA'

Ellerimi birbirine sürterek biraz daha ısınmasını sağladım. Üzerimde hissettiğim kötü enerjili bakışlardan kaçınmak istercesine koltuğa biraz daha sindim. Annemin evinde, koltuklarında abimlerle ve Evren'le karşılıklı oturuyorduk. "Ee Evrim Hanım, özlemin giderildi mi annenle?" Buğra abimin sinirle sorduğu soruyla yere bakmaya başladım.

Ciddiyim, suçlu olmasam ağzının payını verirdim. Ama suçluydum, izinsiz gelmiştim ve herkesi korkutmuştum.

Burak abim, "Sana inanamıyorum Evrim ya!" diye sitemli şekilde konuştuğunda başımı hızla yerden kaldırıp ona baktım. Her zamanki gibi aniden gelen deli cesaretimle ona karşılık verdim. İlk önce sesimi incelterek onu taklit ettim. Sonra, "Asıl sen hiç konuşma! Ne yaptığını biliyorum senin!" diye konuştuğumda Burak abim gözlerini kısarak bana bakmaya başladı.

Buğra abim, "Allah'ım sen sabır ver! Abim ne yapmış Evrim, senden daha kötü ne yapmış olabilir!" Sinirle benim yüzüme doğru bağırdığında koltuğa sindim.

Buğra abime anlatmadan önce olan bitenin üzerinden sizin için geçmek istiyorum. Siz olaya Fransız kaldınız, olmaz böyle. Hadi bakalım hayırlısı, sizi alıp dün geceye götürüyorum ;

Annemle hasret gidermek için Salonun rahat koltuklarına oturduk. Beni buraya getiren çoçuğa döndüm. "Teşekkür ederim beni buraya getirdiğin için, ben Evrim." diye konuştuğumda başını aşağı yukarı salladı. "Rica ederim, zaten aynı yere gelecektik. Ben de Altan." dedi.

Sonradan anladım canlarım, bu adam benim üvey kardeşimmiş. İlk gördüğümde taksi kavgası ettiğim adam, kafa göz dalmak istediğim, sonradan beni Halil denen deli adamdan kurtarması ve anneme getirmesiyle içim bir anda ısınmış olan adam benim üvey kardeşimmiş.

Neyse, olaya dönelim.

Başımla onaylayarak tekrar anneme döndüm. Ona sarılarak hasret gidermeye çalıştım. Saatler ilerlerken bizde susmadan sohbet ediyorduk. Sonunda annem, yemek yapmak için izin isteyerek ayağa kalktığında bende peşinden ilerlemiştim. Mutfağa girip küçükken yaptığımız gibi beraber yemek yaptık.

Anneme habersiz geldiğimi falan anlatmadım, sorduğunda geçiştirdim. Saat ilerledikçe yemek sofrası hazır olmuştu ve Sercan Bey, annemin yeni eşi, gelmesi için dakikalar kalmıştı. Aslında biraz korkuyordum, bir anda habersiz çıkıp gelmiştim nasıl karşılarlardı kim bilir?

İyi karşıladı, çok sevindi geldiğime. Bir yandanda annemi bu kadar üzdüğüm için kızdı, ama şakacı bir kızmaydı bu!

Yemekler yendi, tatlı sohbetimize eşlik etmesi için çay demledik. Onları içerken ailedeki durumları anlattım. Şimdi onları detaylıca anlatıyorum ;.

Sercan Bey, sıcacık çayını içerken bir yandan da sohbete ortak oluyordu. "Demek abinden sonra annenle barışmaya sen karat verdin." dedi gülerek. Kaşlarım çatıldı. "Pardon?" diye mırıldandım.

Annem çayları tazeleyip yanıma oturduğunda bir yandan da Sercan Bey'e kaş göz işaretleri yapıyordu. Sercan Bey, inadına yapıyormuş gibi "Ne diyorsun Betül, kaş göz yapma bana!" diye konuştu.

Annem, Sercan Bey'e gözlerini kısarak baktıktan sonra bana döndü. "Abin Burak'la bizim aramız iyi! Eşiyle falan boş vakitlerinde geliyordu." diye mırıldandı. "Hem, o sizden büyük olduğu için olgunlukla karşıladı."

Sinirden terleyen avuçlarımı pantalonumun kumaşına sildim. O sıra devam etti. "Her şeyinizi anlatıyordu bana, fotoğraflarınızı yolluyordu. Hatta Buğra, Nefes'le sevgiliymiş sende Evren diye birisiyle!"

Kaşlarım çatıldı. "Abim mi anlattı sana bunları?" diye sorduğumda başını aşağı yukarı salladı hızla. Devam ettim. "O Bu kafar şeyi nereden öğrenmiş ya, halbuki çokta güzel gizliyorduk."

Sonra evin içi güzel bir kahkahayla doldu, annemin kahkasıyla!

Sonra yattık, uyuduk. Gece çok güzel bir uyku çektim. Sabah alacaklı gibi çalan kapıyla bütün ev ahalisi uyandı. Belki de apartman yani!

Sabah olduğu için, Altan açtı kapıyı. Hani o erkekmiş ya, daha iyi olurmuşmuş, Ay göçüm! kapıyı açtığında eve öküz sürüsü girdi. İstanbul öküzleri!

Neyse şimdi de başta anlattığım gibi koltuklarda oturmuş birbirimize hesap soruyor ve hesap veriyoruz. Buğra abime dönüp konuştum. "Bu var ya bu, annemle önceden konuşuyormuş! Hemde bizim resimlerimizi falan atıyormuş!

Buğra abimin şaşkın bakışları Burak abime döndü. Buğra abimin bir şey demesine kalmadan Evren lafı yapıştırdı.  "Vay be, koynumuzda yılan beslemişiz!" Bunu demesini bırakın kenara bir de öyle bir oturmuş ki, sanki biz film çekiyoruz o da onu izliyor!

"Abi," dediğimde iki abimde bir anda "Ne?" diye bağırmıştı. Onların bu tepkisine karşıt dudaklarımı ısırarak konuştum. "Ben özür dilerim, habersiz gelmemeliydim."

Buğra abim bir şey demeden koltuktan kalkıp yanıma geldi. Kollarını bana sardığında ayağa kalkarak bende ona sarıldım. İnanması zor bir şey oldu, Burak abim sert görüntüsüne rağmen koltuktan kalkıp yanımıza geldi. Kollarını açıp sarılmadan önce konuştu. "Bende özür dilerim, size söylemeliydim."

Bir zahmet der gibi ona bakışlarımızla durumu ifade ettik. Evren bir anda yanımıza gelip bize sarıldığında tam ortalarında kalmıştım ve üçüde etrafımı sarmıştı.

Laz kızı kolejde Where stories live. Discover now