Ü Ç

3.2K 297 51
                                    

Yüreğim yangın yeri sanki, ha yandı ha yanacak demenin aksine bu yangın ne zaman dinecek. Bitmez bilmez bir çile hergün yaşanmaya devam mı edecek. Hükmünü sürüyor yalnızlığım hala da devam edecek. Kurtulmayı ummaktan başka hayalim yok. Ama bu hayalin gerçek olma ihtimali bile beni güldürüyor inanamıyorum. Sanki kıpırdamıyor içimde ki duygular. O kadar kimsesiz o kadar savunmasız kalmıştım. Dayanamıyordum artık. Susacak bir damla yer kalmamıştı. Taşan su göz yaşı olarak iniyordu boğazıma doğru, orada da bir yumru bırakıyordu. Nefessiz kal dercesine. Eğer inançsız birisi olsaydım. Intihar etmek bu kadar kolay görünseydi. Bunun manevi tarafını Rabbime vereceğim hesabı bilmeseydim. Güçsüz bir insan olsaydım o kurtuluş sandığım doğruya koşardım. Bilmezdim ki kendimi attığım kurtuluş ebedi bir çukurdur. Bu dünyada ki eziyetin yanında ne denli acıdır elemdir.
Ne diyordu Müdessir süresinin 7. Ayetinde "Rabbin için sabret" biz bu ayeti destur edinip yola devam etmiştik. Bu ayet ile dirayetimiz artmıştı. Ama inanıyordum bir gün bu azap dinecekti. Rabbim yardım edecekti..

Dün beni öldürmesi için yalvardığımda beni öylece bırakıp gitmişti. Herzaman ki gibi Gönül teyze ve Ayça imdadıma yetişmişti. Yine kremler sürerek beni uyutmuşlardı. Unutturmak ister gibi, bilmiyorlardı ki artık rüyalarımda bile beni kahrediyordu. Artık dinmeyecek olan bu yara benimle yaşamaya yemin etmişti. Artık susmak istemezken bile yaşadığım şeyler dilime pranga vuruyor beni lal bırakırcasına beynime kazınıyordu.

Öğle namazından sonra acılarımı umursamayarak evi temizledim. Kafam rahatlasın istiyordum birazcık dinsin diyordum ama temizlediğim her yer ile ayrı bir acı anım vardı. Sildiğim yeri belki beş kere daha siliyordum. Zihnimden de silmek ister gibi. İşim bitince koltuğa oturarak el işlerini elime aldım. Bunları cumaya kadar yetiştirmem gerekiyordu. Elime iğne ve ipliği alarak boncukları teker teker geçirmeye başladım. Birazda olsa rahatlamıştım ki kapının hızla çalması ile yerimden sıçradım. Hızla kapıya giderek seslendim.

"Kim o" diyerek bekledim. Gelen sesin Gönül teyze olduğunu anlayarak rahatlıkla kapıyı açtım. İçeriye geçmesini bekleyerek onunla birlikte salona geçtim. Acele ile oturarak konuştu.

"Ah yavrum çok üzgünüm" diyerek devam etti. Bir yandan elimi tutuyor bir yandan boncuk boncuk dökülen göz yaşlarını siliyor ve o beyaz tonton yanaklarında izler kalıyordu. "Derman geldi ama" diyerek durduğunda yüreğim pırpır etmişti. Ona bir şey olmamıştır değil mi? Neydi bu acı gönlümdeki yangın nedendi. Adını bile duyunca harekete geçiyordu. Hep diyordum ya hak etmiyorum diye işte bu yüzden gönlüme kazınan ismi beynimden çıkarmaya çalışıyordum.

"Bir şey mi oldu gönül teyze?"dedim korku heyecan ve hızla atan kalbimi birazcık beklemeye alarak dediği şey yüreğime su serperken bir başka cümle daha da kötü etmişti.

"Hayır hayır iyi ama kavga etmiş. Derman hiç böyle birisi değildi ne oldu anlamadım. Çok bir şeyi yok bir kaç şey ama onun kılına dokunsalar yüreğim parçalanır yavrum" dedi. Bilmem mi nasıl yanar o yürek demedim. Sadece elimden geldiği kadar teselli ettim. Savaş merdivenlerden çıkarken bağırmasını duyunca Gönül teyze hemen ayaklandı. "Bu da sana kızmasın yavrum. Zaten üzülüyorum" diyerek kapıya yöneldi. Geçmiş olsun diyerek arkasından kapıyı kapattım. Kapının arkasında savaşı bekledim. Ama ah nidaları ile geliyordu. Anlamadım ama üzerim müsait olduduğu halde çıkıpta bakmadım. Gelmesini bekledim. Kapıyı çaldığında kapının kulbunu indirirken yüreğim korkudan titredi. Ama artık susmayacaktım. Inşallah dövmezdi. Kapıyı açınca şok olmuş bir şekilde baktım.

Savaş dayak yemişti. Yüzü gözü mosmordu. Utanmasam karşısında kahkaha ile gülecektim. Öylece kaldığımı fark edince honurdanarak konuştu. "Tutsana kolumdan ölüyorum" diyerek kolunu kaldırdı. Istemeden de olsa kolundan tutarak onu içeriye çektiğimde karşı kapıda ki hareketlilik ile kafamı geçirdim. Derman kapıya yaslanmış bizi izliyordu. Savaş ise bana sarılmış gibiydi. Hayatımda ki en mahcup andı diyebilirim. Gözlerini kapatarak bekledi. Gözlerini açınca gözlerimde buldu gözlerini. Savaş fark ederek arkasını döndüğünde derman hiç ummadığım bir gülüş ile geçmiş olsun dedi ve içeriye geçti. Savaş homurdana homurdana yürümeye başlayınca ona sordum. "Neden bu haldesin?" Bana dik dik bakarak önüne baktı.

Gönül BağıWhere stories live. Discover now