10

4.6K 300 111
                                    


Jimin buzdolabını bir kez daha açtığında Taehyung iç geçirdi. Son 12 saat boyunca tam anlamıyla her şeyi yiyordu. Taehyung ve Seokjin dairelerinde ki ayak sürtüş sesleri yüzünden uyuyamamışlardı. Bir kaç saat önce büyük bir pizza söylemek istemişti ancak arkadaşları telefonunu aldığından yapamamıştı. Jimin öğretmeniyle olan buluşmasının her detayını anlatmak zorunda kalmıştı, ancak mutlu muydu üzgün müydü anlaşılmıyordu. Tüm yaptığı öğretmenine duyduğu hoşlantı ve ne kadar heyecanlı olduğu hakkında zırvalamaktı. Ve tabii ki de mutfaktaki tüm yiyecekleri yemişti.

"Dinle Jimin, saat..." Tae telefonunun ana ekran düğmesine bastı, "gecenin 3'ü ve sen 4 saattir ağlıyorsun. Gidip uyuman gerek yoksa gözlerinin altında torbalar olacak ve Bay Min seni beğenmeyecek." Jimin gözlerini kurulayıp suratını elleriyle gizledi.

"Lütfen ona Min Yoongi falan de. Bay Min dediğinde pedofiliymiş gibi hissettiriyor."

Taehyung tek kaşını kaldırdı. "Eğer senden hoşlanıyorsa zaten pedofili olmuyor mu?"

Jimin kafasını şiddetle sallayıp Taehyung'a vurdu, aynı zamanda Seokjin de içeri girmişti.

"Bence de o pedofili." dedi Seokjin. Jimin ve Taehyung ne derse desin, Jimin ve Yoongi'nin çıkıyor olma fikrinden hoşlanmamıştı. Bir öğretmenle çıkmayı yanlış ve aptalca buluyordu.

"Jin hyung..." dedi Jimin, ve sinir bozucu arkadaşlarına üzgün gözlerle baktı. Seokjin mutfak tezgâhına boş bir bardak bırakıp mutfaktan çıktı. Umursadığı insanların ona sinirlenmesinden nefret ediyordu. Ancak hyungunu suçlayamazdı.

"Uyumaya çalışacağım. İyi geceler TaeTae." dedi Jimin. Taehyung ona rahatlatıcı bir kucaklaşma verdi. "Her şey iyi olacak. Yarın sana giyinmende yardım ederim ve eğer ilgini çekerse bir çok tavlama repliği biliyorum. Ve Jin hyung hakkında da endişelenme. Eğer Min Yoongi ve sen birlikte olursanız, sizi destekleyecektir." dedi Taehyung, ona daha da sıkı sarıldıktan sonra veda edip saçlarını dağıttı.
Jimin vedalaşıp odasına yönelmeden önce ona gülümsedi.

Jimin uyuyamamıştı. Heyecanlıydı. Garip davranıp hoşlantısını pişman etmekten korkuyordu. Peki, ya çok basit ya da çok abartılı giyinirse ne olurdu? Ya yanlış bir şey söylerseydi? Ya çok yapışkan olursaydı? Eğer büyük olan Jimin'in bir deli olduğuna karar verirse, okuldaki işler gerçekten garipleşirdi.

Bir saat sonra, randevu hakkında hayaller kurarak uyuya kalmıştı.

----------------

Randevudan yalnızca 2 saat önce uyanmış olduğu için kendinden nefret ediyordu. Taehyung onu yataktan çıkarmayı denemişti, ancak oğlan gece pek uyuyamadığından bu imkansız olmuştu.

Jimin evin içinde koşuşturuyor, doğru kıyafetleri, deodorantı ve temiz iç çamaşırları bulmaya çalışıyor, dişlerini 6. kez fırçalıyordu.

Duştan çıkarken telefonu titremişti ve o umutsuzca telefonunu bulmayı denedi. En sonunda kıyafetlerini ıslak zemine fırlattı ve bu onun iki saatinden yarım saatin boşa gitmesine sebep oldu. Yaşların gözlerine dizildiğini hissediyordu ancak yanaklarına düşmelerine izin vermemişti, mesaj atan kişinin kim olduğunu gördüğünde gözleri nemliydi.

Yeni Mesaj
Selam Jimin! Eğer meşgulsen üzgünüm, ama bunu son bir saat kala
görsen dahi sana yazmam gerekti. Normalde
ne giyiyorsan onu giy, şık olmana gerek yok.
Seninle sitenin dışında buluşuruz.

Not. Lolipop olmasın.
Yoongi Hyung

Jimin mesaja karşı gülümseyip, Yoongi'nin isminin ardında bir kalp gördüğünde elinde olmadan banyoda zıpladı. Neredeyse yerdeki kıyafetlerine takılıyordu ancak kendi kendine gülmekle yetindi. Hızla mesaja cevap yazdı.

Jimin
Bu iyi çünkü şık şeyler bulmada sorun yaşıyordum.
İlk buluşmamızda kendimi rezil etmek istemezdim.
Nedennn? Lolipoplarla çok mu seksi oluyorum?

Belindeki havlusuyla banyodan çıktı. Bir çift yırtık kot ve üzerinde siyah baskısı olan bir tişört bulmuştu. Favori siyah ayakkabılarını da giydiğinde neredeyse gitmeye hazırdı ki telefonunda yeni bir mesaj gördü.

Yoongi
Yani tekrar randevuya gideceğimizi mi kastediyorsun?

Yoongi
Evet, bunu imâ ediyorsun (;

Jimin
Pekâlâ, uhm eğer sen de istiyorsan tabii

Jimin bir cevap beklemeden telefonunu cebine koydu. Son mesajı nasıl cevaplayacağını bilememişti. Bay Min yalnızca onun ateşli olduğunu itiraf etmişti. Kan yanaklarına hücum ediyordu. Ardından gitme vakti geldiğini farketti ve ellerinin tamamen terlediğini hissetti. "Görüşürüz TaeTae!" deyip arkadaşına sıkıca sarıldı. "Normal davranmayı ve sakin kalmayı unutma. Eğer cidden kendine güvenirsen flört et. Çok azgın görünme. Masum kal, bu onu kesinlikle azdıracaktır." dedi. Jimin arkadaşının tavsiyesine karşı güldü. Bunu hatırlayacağından emindi.

Seokjin'e veda etmeden daireden çıktı. Kızgın hyungunu rahatsız etmemesinin daha iyi olacağını biliyordu. Yavaşça yürümeye çalışarak tüm yolun ardından ter kokmamayı hedefledi... Yol ne kadardı? 200 adım?

Sonunda büyük siteden çıktığında sarışın oğlanın arabasına yaslanarak, onu beklediğini gördü. Kıyafetleri rahat ancak aynı zamanda havalıydı. Jimin'i gördüğünde gülümsedi ve Jimin bunun gördüğü en sevimli şey olduğunu düşündü. Büyük olanın gülümsemesini, sevimli bir köpek yavrusuna tercih ederdi. Ona doğru yürürken başını eğdi.

"Merhaba Jiminie! Hazır mısın?" dedi mutlu bir ses. Jimin onayladı ve Yoongi ona kapıyı açtı. Jimin utangaç bir şekilde yolcu koltuğundaki yerini aldı ve oturup, arabayı incelemeden önce kapıyı kapattı. Arabası güzel kokuyordu. Tıpkı onun gibi.

"Nereye gidiyoruz?" Jimin merakla sordu. Araba öne doğru hareket ederken yola odaklanmıştı. "Buradan 40 dakika uzaklıkta bir restorana." dedi. Gülümsedi. Bu oluyordu. Öğretmenim, Min Yoongi ile çıkıyorum.

-

©friendlybleach.

teacher. [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin