15

3K 194 55
                                    

Jimin yeni erkek arkadaşının kapısını tıklattı. Dürüst olmak gerekirse, birazcık heyecanlıydı, özellikle de ziyareti planlanmış olmadığından, Yoongi onu açıkça eve geri gönderebilirdi.

Kapı açıldı ve ardından battaniyesiyle direnen uykulu bir Min Yoongi çıktı. Jimin yanaklarını sıkıp, ona sıkıca sarılmak istemişti çünkü çok tatlı görünüyordu. "Bu kadar erken bir saatte burada ne yapıyorsun?" Yoongi mırıldandı. "Aslında 13:12 erken sayılmadığından, saat pekte erken değil ve sana bir şey sormak istiyorum... Bugünlük bir planın var mı?" Jimin kafasında kendini psikolojik olarak 'evet, var' cevabına hazırladı ancak bu cevap asla duyulmamıştı. Onun yerine Yoongi hayır deyip, Jimin'in belinden kavrayarak, onu dairesinin içine çekti ve kapıyı kapattı. Jimin'i serbest bırakıp yatak odasına yürüdü. Jimin o an Yoongi'nin koltuğunda sarhoş uyandığı anları hatırlayabilmişti.

Jimin hızla Yoongi'yi takip etti ve sarı saçlı adamın hiçbir uyanma isteği olmaksızın yatağına düştüğünü görünce iç çekti. "Günümü seninle geçirmek istiyorum, uykucu. Cidden uyumak zorunda mısın?" Yoongi onaylayarak yüzünü yastığına gömdü.

Jimin yatağa doğru ilerleyip Yoongi'nin üzerine süründü. Sarı saçlı olan, oğlanın ne yaptığını görebilmek için tek gözünü açmıştı. Jimin eğilip Yoongi'nin yanağından öptü, ardından da dudaklarına yöneldi, ancak aniden onu gıdıklamaya başlamıştı. Yoongi sızlanarak kaçmaya çalıştı ama Jimin ondan daha güçlüydü.

"Jiminie, dur!" diye güldü ve Jimin onu serbest bıraktı. "Artık uyanık mısın?" Jimin kıkırdadı. Yoongi iç geçirip başıyla onayladıktan sonra Jimin'e saldırıp onu yatağa sabitledi. "Senden nefret ediyorum." dedi ve diğerinin yüzünün her bir yerini öptü. "Beni öperken pekte öyle görünmüyorsun." Jimin tekrardan kıkırdayıp Yoongi'nin burnuna dokundu. "Bugün ne yapmak istiyorsun?"

"Film izlemek ve bilgisayar oyunu oynamak." Yoongi cevapladı. "Hadi oyun oynamakla başlayalım!" Jimin söyledikten sonra burnunu öptü ve onu ittirdi.

Birkaç saat bilgisayar oyunu oynamalarının ardından, Jimin "Yoongiiii ben acıktım," diye mızmızlanıp dudak bükmüştü. "Ne yesek? Hey, pizzaya ne dersin?" Yoongi, Jimin'e sordu.

Jimin hızla onayladı ve Yoongi'nin cebinden telefonunu çıkarıp, Pizza Hut'ı arayarak en sevdiği pizzayı sipariş edişini izledi. Jimin, uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen erkek arkadaşının onların ilk buluşmasında söylediği favori pizzasını hatırlamasına karşın elinde olmadan gülümsemişti. O yalnızca ufak detayları hatırlıyor olsa da, Yoongi onu gerçekten dinlemiş olmalıydı.

Yoongi'ye doğru emekleyip, o konuşurken ona sarıldı. Jimin, Yoongi'nin cennet kokusunu içine çekti ve gözlerini kapattı.

"Teşekkürler, iyi günler."

Yoongi telefonunu kapattı ve kucağındaki yapışkan mochiye baktı.

Gülümseyip, Jimin'e geri sarıldı. Jimin "Gerçekten de favori pizzamı hatırlıyorsun," dedi ve sevimlice kıkırdadı.

"Tabii ki de hatırlıyorum. Ben minik flörü hakkında her şeyi bilip onu memnun etmek isteyen türden bir sevgiliyim." Yoongi söyleyip, dolgun dudaklarına bir öpücük bırakabilmek için Jimin'in kafasını kaldırdı.

Jimin genişçe gülümseyip başka bir öpücük için uzandı. Yoongi aniden dudaklarını birleştirip öpücüğü derinleştirmek üzere bir elini Jimin'in boynuna ve ötekini de saçlarına yerleştirdi.

Jimin, Yoongi'nin dilinin onun alt dudağını yaladığını hissetti, ve bu hisse karşı nefesi kesildi. Bu Yoongi'ye dilini içeri kaydırıp Jimin'in diline sürtme şansı vermişti.

Jimin karnındaki karşı konulamaz kelebekler yüzünden öleceğini hissetti. Yoongi'ye olan aşkı çok büyüktü ve onun tadı gerçek olmak için çok iyiydi.

Çok geçmeden Yoongi'nin öpücükleri Jimin'in boynuna indi, ve minik izler bırakmaya başladı. Jimin dudaklarından firar eden sessiz iniltilere engel olamıyordu.

Yoongi'nin elleri Jimin'in tişörtünün kenarına indi ve onu soymak üzere öpücüğü böldü. Yoongi tişörtü odanın bir yerine fırlatıp oğlanın omuzlarından ve de köprücük kemiklerinden öpmeye başladı.

Genç olan, Yoongi'nin sertleşmiş üyesinin üzerine sürtünmeye koyuldu. Yoongi'nin boynuna doğru inlediğini ve cildini daha da kuvvetli emdiğini hissetmişti.

Aniden kapı zili çaldı ve ikisi de birbirinden uzaklaştı. Yoongi saçına birazcık çeki düzen vermeyi denedi ve problemini saklaması için battaniyeyi aldı, Jimin ise hızla tişörtünü giyinmiş, birkaç dakika önce gerçekleşen ateşli sahneler yüzünden bocalamıştı. Yanaklarının yandığını hissetti.

Yoongi kapıya doğru koştu ve Jimin, onun pizza hakkında konuşmasını dinledi.

Koltuğa uzanıp erkek arkadaşının pizzayla dönmesini beklerken tavanı izledi.

Yoongi'nin iyi günler deyişini duyduktan sonra doğruldu, pizza için heyecanlıydı. Yoongi ellerinde iki büyük boy pizza ile dönmüştü ve Yoongi onları masaya bırakır bırakmaz, Jimin çoktan bir dilimi bitiriyordu.

"Yavaş ol, evlat, kimse pizzanı çalmayacak." Yoongi söylenip kıkırdadı.

"Birincisi, ben evlat falan değilim, ve ikincisi uzaylıların bir anda kapıdan içeri dalıp Jüpiter'deki bir müze için pizzalarımı çalıp çalmayacağını asla bilemezsin." Jimin dilini dışarı çıkararak cevaplamıştı. Yoongi avcunu yüzüne bastırdı ve Jimin'in çocuksu davranışına güldü.

-

©friendlybleach.

teacher. [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin