17

1.8K 127 29
                                    

Jimin birilerinin küfür ederek bir şeylere çarpma sesine karşılık uyandı. Gözlerini açtı ve Taehyung'u yerde, boş bira ve diğer alkol türlerinin şişeleri tarafından çevrelenmiş halde buldu. Tam o anda da bir baş ağrısı onu vurdu ve hırıldadı. "Taetae, dün gece ne oldu? Nasıl sarhoş olduk? Hyung nerede?"

Taehyung ayağa kalktı ve Jimin'in sorusunu cevaplamadan önce etrafa bakındı. "Pizza yedik ve biraz içtik." Taehyung omuzlarını silkerek mutfağa gitti. Jimin iç geçirdi, arkadaşına birazcık sinir olmuştu. Mutfağa giden Taehyung'u takip etti. Seokjin mutfak tezgâhında oturuyordu. Belli ki o da akşamdan kalmaydı. Kötü görünüyordu.

"Taehyung dün içeceklerimize siktiğimin uyuşturucularından koymuş." Seokjin söylendi. Taehyung yavru köpek bakışlarını atarak özür dilemeye koyuldu. "Eomma, küfretme."

"Eomma ne zaman isterse küfreder. Eomma UYUŞTURUCU ETKİSİNDE." Seokjin panikledi.

Jimin ağrı kesiciyi bulduğunda, iki arkadaş hâla kavga ediyordu. İlacı bir bardak suyla yuttuktan sonra Yoongi'ye yazdı.

Jimin
Hyung yanına gelebilir miyim lütfen?

Yoongi
Elbette

Jimin arkadaşlarına veda etmeden hızla apartmandan ayrıldı. Hâla uyuşturucunun etkisiyle kavga ediyorlardı. Jimin ayakkabılarını giyme zahmetinde bulunmadı bile çünkü Yoongi'nin dairesi hemen onlarınkinin yanındaydı.

Tıklatmadan içeri girdi. Yoongi çoktan koridordaydı, muhtemelen küçük olanı bekliyordu. Bir şey söylemeden öylece dikildiler. Yalnızca birbirlerinin varlığını hissediyorlardı.

"Seni çok seviyorum. Ayrılmak istemiyorum." dedi Jimin, ve gözünde küçük bir yaş belirdi.

"Ben de seni seviyorum." Yoongi fısıldayarak parmaklarını Jimin'in kırmızı saçlarına geçirdi. "Ayrılmak zorunda değiliz. Okuldan sonra istediğimiz kadar vakit geçirebiliriz." dedi.

Jimin gülümsedi. Yoongi haklıydı. Onlar çalışmadığı ve okumadığı sürece kimse onlara ne yapacağını söyleyemezdi. Ve birlikte olmalarını daha da kolaylaştıracak şekilde, yanyana yaşıyorlardı. Her zaman birbirlerine uğrayabilirlerdi.

"Dün gece Taehyung içeceğime gizlice uyuşturucu koymuş, bu yüzden o ve Seokjin hyung kavga ediyor. Burada kalabilir miyim?" diye sordu Jimin, Yoongi'ye. Çok yapışkan olmaktan ve bir hayır duymaktan ya da kötü şekilde reddedilmekten birazcık korkuyordu. "Burada istediğin kadar kalabilirsin bebeğim. İstersen hayatın boyunca kal, seni durdurmam." Yoongi, Jimin'in saçlarını karıştırdı.

"Kulağa harika geliyor." Jimin kafasını Yoongi'nin göğüsünden kaldırdı ve bir öpücük almak üzere uzandı. Yoongi dudaklarını birleştirdi, artık müdürün onları yakalamasını beklemelerine gerek yoktu. Jimin öpücüğü daha da derinleştirmek adına elini Yoongi'nin ensesine koydu. Yoongi onun alt dudağını yaladığında inledi. Yavaşça dudaklarını araladı ve kontrolü ele almak için savaşmadı bile. Bacakları çoktan güçsüzleşmişti. Yoongi'nin elleri, onun beline indiğinde öpücüğü bitirdiler. İkisinin de havaya ve olanları atlatmak için süreye ihtiyacı vardı.

"Hâla burada dikiliyoruz, gelsene," Yoongi, Jimin'i yatak odasına yönlendirmek adına elini kullandı.

Jimin şimdi kontrolü eline almayı denemek istiyordu. Yoongi'yi yatağa ittirdi ve kucağına oturdu. Sırıtarak, hararetli bir öpücük için eğildi, elleri Yoongi'nin tişörtünün kenarında dolaşıyordu. "Yapabilir miyim?" diye sordu Jimin ona. Yoongi onayladı ve Jimin onun tişörtünü çıkardı. Yoongi'nin dudaklarını öpmek yerine boynuna yöneldi, birkaç dakika içinde yok olacak türden minik kırmızı izler bırakıyordu. Yoongi gözlerini kapatarak anın keyfini çıkardı. Elleri Jimin'in yumuşak saçlarındaydı.

Jimin çok gururlanmıştı. Bu onun birine ilk zevk verişiydi. Hayır, aslında ilk kez bu tür bir şey yapıyordu. Büyük olanın aldığı zevki görükçe ileriye gitmek istiyor, onu daha da tatmin etmek istiyordu.

Ancak Jimin, Yoongi'nin köprücük kemiğini öpmek üzereyken, diğeri onu alaşağı edip üzerine çıktı.

"Sana nasıl yapıldığını göstereceğim." Derin bir tonda söyledi, Jimin'i daha da meraklandırmış ve heyecanlandırmıştı.

Yoongi neredeyse Jimin'in tişörtünü yırtarak genç olanın boynuna saldırdı. Tek eli küçük olanın boynunda, diğeriyse saçlarındayken, yumuşak cildi emdi. Köprücük kemiklerine büyük, gizlemesi ve açıklaması imkansız izler bırakıyor, Jimin'i dağınık halde inletiyordu.

Yoongi göğüsünü öptü ve bacak içlerini okşadı. Ancak Jimin'in pantolonuna ulaşmadan önce duraksadı.

"Neden durdun?" Jimin, kafası karışmış bir halde sordu. Sahiden ileriye gitmek istiyordu.

"Pişman olabileceğin bir şey yapmak istemiyorum. Pek uzun süredir birlikte değiliz ve bu senin ilk seferin olabilir. Bunu yaparken tamamen emin olmanı ve sadece hoşuna gittiği için yapmamanı istiyorum." dedi Yoongi.

Jimin hayal kırıklığına uğramasına rağmen anlamıştı. Bu onun ilk seferi olacaktı ve pişman olmak istemiyordu. Yoongi'ye güvenip onun ilk (ve son) olmasını istese de beklemeleri gerektiğini biliyordu. Her şeyin bir zamanı vardı.

Yoongi'nin dudaklarını öpüp ona sarıldı. "Beni bu kadar önemsediğin için teşekkür ederim." dedi.

Yoongi kıkırdadı. "Hadi kalkta bir soğuk duş al, buraya geldiğin zamana kıyasla alt tarafların biraz büyüdü." Jimin utançla kızararak oyuncu bir tavır eşliğinde Yoongi'ye vurdu. "Kapa çeneni, bu çok tuhaf." Sızlandı ve banyoya koştu. Arkasına dönüp kendine baktığı anda çığlık attı. İzlerin bu denli büyük olmasını beklemiyordu. Onları gizlemesinin hiçbir yolu yoktu. Hava boğazlı şeyler giymek için çok sıcaktı ve hiçbir makyaj malzemesi de bunu kapatamazdı.

"MIN YOONGI, BEN BUNLARI NASIL GİZLEYECEĞİM?!"

-

©friendlybleach.

teacher. [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin