Mahkeme Celbi (5)

227K 14.6K 4K
                                    

Bu saatte yb beklemediğinize yemin edebilirim fakat kanıtlayamam fgdhdfh

Oy vermediysek oy vermeyi ve satır aralarını doldurmayı ihmal etmeyin lütfen.  Keyifli okumalar dilerim ❤

İg: merveegnr_

tw: mervegnr_


**

Şaka olayının ardından üç gün geçmişti. Sular durulmuş, sinirim yatışmış hatta ve hatta arkadaşlarımla aramızda dalga konusu olarak bile geçmişti.

O gün merkezden çıkarken, bize şaka yapmamız için gelen adamı görmüştüm. Burak Erdinç'i. Fakat o bize, şaka yapmamız için istekte bulunan adam gibi değildi. Bir gözünün altı mor, sağ kaşının bitişiğinde küçük bir yara bandı ve dudağının kenarında kan pıhtısı vardı.

Dayak yemişti belli.

Kimden dayak yediği ise tartışmaya kapalı bir konuydu.

Aman ya neyse, diye iç geçirdim. Bir daha onları göreceğimi düşünmüyordum. Şayet görmek de istemezdim.

Tostu dişlerimin arasına götürüp koca bir ısırık aldığımda kapı zili evin içerisinde yankılandı. Bahar yatağında bir dağ olarak ütülenip katlanmayı bekleyen kıyafetleriyle uğraştığından elimdeki tostu masamın üzerine bırakarak ayağa kalktım.

Bir yandan ağzımdaki tost parçacıklarını öğütürken bir yandan da elimle üstümü silkeleyerek kapıyı açtım.

"Beril Piliç?"

Yirmilerin başında esmer bir adamın elinde bir dosya varken bakışları bana dönük Beril Piliç olup olmadığımı sorgular nitelikliydi. Başımı hipnoz olmuşçasına aşağı yukarı salladım.

"Benim."

"Size bir zarf var."

Kaşlarım merakla havalandı.

Bana bir zarf.

Daha önce hiç almadığım bir şeydi. Umarım diye geçirdim içimden yeni aldığım kredi kartı değildir.

"Buraya bir imzanızı alayım," diyerek dosyayı bana doğru uzattı. Elindeki tükenmez kalemi parmaklarımın arasına aldım ve her zamanki imzamdan attım.

Adam iyi günler, dileyerek evden ayrıldığında ben dosyanın yapışkanlı yerinden açtım. Resmi bir şeye benzemesi, zarf dosyanın içerisinde ne olduğuyla alakalı tahminlerimin olmamasına neden oluyordu.

Beyaz kağıdı zarfın içerisinden çıkarıp okumaya başladığımda okuduğum her cümle boğazıma bir urgan olarak dolandı.

Keşke aldığım kredi kartı olsaydı.

Elimde kağıt kapının birkaç santim ötesinde mıhlanıp kaldım. Sinirden titreyen elim, parmaklarımın arasındaki beyaz kağıdı buruşturuyordu. Bir nefes aldım, bir nefes verdim.

Bir daha nerede göreceğim diye burun kıvırdığım adam, samanyolunda çıkan Azrailler gibi gel gel dercesine evime mahkeme celbi göndererek beni yanına çağırıyordu.

Benim şikayet etmeme engel olup kendisinin şikayetçi olması kaçıncı seviye şerefsizlikti?

Sinir dolu bir şekilde güldüm.

Polis Şakaya Gelmez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin