Yeni Şaka (8)

237K 14.4K 4.9K
                                    

Sanki birinin morali bozuktu da, bana o bu bölümü yazdırmış gibi hissediyorum. Gerçi PŞG'nin tüm bölümlerini yazarken bu his kovalıyor beni. Söylesenize benim mi moralim bozuk yoksa sizin mi?

Keyifle okuyacağınız bölüm, iyi okumalar!

İg: merveegnr_

tw: mervegnr_

**

"Az önce..." dedi pürüzlü bir sesle. "Ne oldu?"

Sahte bir şekilde öksürdü ve ısırdığım elini bacağına bastırarak gözlerini gözlerime dikti. Ben ses çıkarmadan, onun az önce derken neyden bahsettiğini anlamaya çalıştım. Düşüşümüz sonrasındaki aramızda oluşan saçma sapan elektriği mi kastediyordu yoksa, saç baş kavga etmemizi mi?

"Ben hayatım boyunca," dudaklarını yaladı. Kaşları daha derin çatıldığında cümlesinin devamını üretmeye çalıştım.

Ben hayatım boyunca, böyle düşmedim.

Iı- ıhh.

Ben hayatım boyunca, kimseden senin kadar etkilenmedim.

"Kimseyle böyle kavga etmedim." Yüzünü buruşturarak devam etti konuşmasına. "Çocuk gibi."

Yanaklarımı içime çekerek sahte bir şekilde güldüm ve suçu üstüme almadığımı belirtircesine omzumu silktim.

"Eğer beni tutmasaydın bu kargaşa yaşanmazdı."

"Kaçmasaydın, tutmazdım seni."

Ciddi misin, der gibi ona baktım. Dudaklarım aralandı fakat hayretle tekrar kapandı. Beni o kadar korkuttuktan sonra, yerimde mıhlanıp kalmamı mı bekliyordu? Ya da onun keyfine uygun bir şekilde defalarca özür mü dilemem gerekiyordu, kaçmak yerine. Öyleyse, yine olsa yine yaparım.

Adam her şeyi benim suçum olarak görmekte bir numaraydı. Arabasını boyatma fikri benden çıkmış olsa bile, ben onu oyalarken Egemen ve Mustafa arabayı boyamıştı. İcraata geçirmekte tek bir payım yoktu. Yalnızca onu oyalamıştım. Eh birde ufak bir şekilde kandırmış, sinir de etmiş olabilirdim. Şimdi hatırladım da, toplantı odasını da basmıştım.

Bende az değilmişim.

"Ne yapsaydım," dedim kendi kendimi suçlu çıkardığıma sinirlenerek. Elimi ondan tarafa uzattım. "Al kolumdan başla derimi yüzmeye, diye böyle elimi mi uzatsaydım sana?"

Baktı bana. Baktı. Baktı. Sonra son derece ciddi bir ses tonuyla, "Kızım sen saf mısın?" diye sordu.

Yutkundum.

"Saf kızın, seni iki kere kandırdı bey baba."

Dudaklarını birbirine bastırdı. Büyük ihtimalle, dişlerini de birbirine bastırdı çünkü çenesindeki kas hayli belirdi.

"Benimle," dişlerinin arasından tıslarcasına konuştu. "Düzgün konuş."

"Üçüncüsünde, bu kadar sakin tepki vermeyeceğim."

Güldüm. Gözlerim dahi güldü.

"Bir üçüncüsü daha olacağını düşünüyorsun yani?" diye kur yaparcasına konuştuğumda, sinirle kendine engel olamıyormuş gibi bir adım attı bana doğru.

"Düşünmüyorum sadece ola ki öyle bir hataya düşüp de bileğinde bir kelepçe olmasın diye, uyarıyorum seni."

Gülümsemem yüzümden hare hare silinirken yerini düz bir ifadeye bıraktı. Sinirli ya da korkmuş değil, tıpkı onun gibi düz bir ifadeye.

Polis Şakaya Gelmez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin