1.0

2.7K 240 72
                                    

"Hee Ran'ı Bay Jung çağırıyor." Nöbetçi öğrenci sınıftaki sessizliği böldüğünde, ders anlatmak yerine bize nasihat veren Coğrafya Öğretmenimizin ilgisini yine bana vermiş, gitmem için gözleriyle kapıyı işaret etmişti.

Kollarımdaki tırnak izlerine bakmayı kesip adımlarımı dışarı yönlendirdiğimde bilerek Mi Cha'nın sırasına seslice çarptım. Yanağına tuttuğu buz torbası düşüp yeri boyladığında; en az parmakları arasındaki kütleler kadar soğuk olan bakışlarım onunla buluşmuştu.

İdari Sorumlu odasının yanındaki kapıyı tıklatıp içeri girdikten sonra üstümdeki ceketi düzelttim. "Beni çağırmışsınız." Yutkundum. Gergindim çünkü neden burada olduğumu ve ne ceza alacağımı biliyordum. "Min Hee Ran. Bu hafta içinde kaçıncı kez beni ziyaret edişin?" Yaşına göre oldukça genç ve pahalı görünen bu adam tamamen bir kıdemli gibi görünürken dudaklarımı ıslattım. "Neden Mi Cha ile kavga ettiniz?" İsmi bile bende ki kayışı koparmaya yetiyorken vücudumun kasılmasına engel olamadım. "Kendisi burnunun dikliği yüzünden hiçbir şey göremiyor, düşüncelerini nesnel bir bilgi olarak öne sürüyor ve bu beni deli ediyor, Efendim." Gözlerine baktım. "Bir de, oğlunuzun kız arkadaşı. Ondan hoşlanmıyorum."

Yüzünde oluşan kısa tebessümü çabucak sildiğinde dudaklarını konuşmak için araladı. "Yine de şiddet bir çözüm değil." "Size katılıyorum ama yapmadan anlamayan birisi elimin çıkardığı sesle puta dönüştü. Yani, kişiden kişiye değişir." Başını iki yana salladı. "Ne olursa olsun, sana ve So Ri'ye bir ceza ver-"

Odaya bir kişi daha alelacele girip nefesini düzenlemeye çalışıyorken yerimde sıçradım. "Baba, bekle. Hee Ran cidden haklı." Jaehyun tüm güzelliğiyle etrafa ışık saçarken dudaklarımı dişlememek için kafamı öne çevirmiştim. "Bu şekilde gireme-" "Ama o da ceza alamaz! Mi Cha, onun babası hakkında birkaç şey söyledi ve biliyorsun." Gözlerim seğirmeye başladığında omuzlarımın hızla kalkıp indiğini yeni fark ediyordum.

"Bence bunu hak etti." Kız arkadaşını benim için bir hiçe saymış olması göğsümü şaha kaldırırken sırıtmamak için zor duruyordum. "Pekâla, o halde ikinizde dışarı ve Jung Jaehyun, bir daha odama asla bu şekilde girme."

Selamımı verip dışarı çıkarken ellerimi kalçalarıma sürttüm ve bir süre sonra o da çıktı. "Nereden haberin oldu?" Aynı sınıfta bile değildik, benim çağırıldığımı nasıl öğrenmişti? "Ne?" Ona yürüdüm. "Oyun oynamaya çalışma, sana kim söyledi?" Yutkunduğunu gördüm. "Haechan."

Omuz silkip gideceği sırada bileğini sıkıca tutmuş ve sırıtarak yüzüne doğru yükselmiştim. "İtiraf etsene, çok hoşuna gidiyorum." Kirpikleri yanaklarını okşarken gözleri yüzümde dolaştı ve en sonunda dudaklarımda durdu. Bunu seviyordum. "Ama şimdi sen korkaksın bir de benim seninle dalga geçmem gerek, o yüzden git, hadi."

Bana laf yetiştirmek yerine hızlı adımlarla uzaklaştığında bir ara mermere takılıp düşme tehlikesi geçirdi. Bense yeni fark etmiştim endişelendiğini. Gerçekten, hoşuna mı gidiyordum?

yorum görürsem falan mutlu olurum mwuahbb

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.






yorum görürsem falan mutlu olurum mwuah
bb

pacify her || jung jaehyunWhere stories live. Discover now