Evet naber çukurların. Nasılsınız? Bu bölüm öncelikle bence güzel oldu umarım sizde beğenirsiniz. Multideki şarkıyı dediğim zaman açın. Bu arada daha hafta sonu bitmeden bir bölüm daha attım kıymetimi bilin. Nazar'dan; Bize döndü ve bir resim gösterdi aman Allahım bu Fatih çok fena dayak yemiş halde sonra adam dediki "Berdel şart!" Ne diyor ya bu? Ne berdeli bee! Ne diyor bu?! "Yaa sen ne diyorsun ve odun yıl kaç olmuş hâla berdel ne diyorsunuz yaa!" Dedim odun da suratını sıktı ve cevap olarak "yarın Antep'e gidiyoruz bu gün toparlanın" dedi "bana bak sen ne diyorsun ya ev-len-mi-yorum evlenmiyorum yaa Allah Allah" dedim bu odun hiç üslubunu bozmadan "kardeşini seviyorsun değil mi? Onun için evlenmek zorundasın" sonra adamlarına ileri işareti yaparak gittiler. Ben eror vermiş gibi sadece bir noktaya odaklanmış. Duruyordum annem yanıma geldi. Ve dürtmeye başladı "Nazar Nazar" hala bir noktaya bakarak "efendim" dedim annem "kardeşini seviyorsun değil mi? O zaman o adamla evlenmek zorundasın evlenmezsen seni ben öldürürüm. Bak kızım adam zengin parası pullu var. Zengin olursun." Sinirle "aklın fikrin para değil mi? Merak etme para için değil ama Fatih için evleneceğim sende rahatlarsın benden kurtuluyorsun" dedim ve odama girdim hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladım. Onun en sevdiklerini giydim(Multi de) ve çantamı doldurmaya başladım onun bana hediye ettiği kolyeyi, binlerce hayal kurmak için sakladığım bir papatyayı, çüzdanımı, telefonumu ve anahtarımı alıp çıktım... Murat'tan; Nerdeyse bir saattir onu bekliyordum arabada galiba ben aşık oldum hemde ilk görüşte aslında inanmazdım ilk görüşte çünkü bence o aşk olmazdı o dış görünüşü beğenmek olurdu ama ben Nazar'ın gözlerine aşık olmuştum. O güzel gözlerine değil o güzel bakışa aşık olmuştum. Gözler kalbin aynasıdır derler ben o bakıştaki kalbe aşık olmuştum ben o bakıştaki sinire,öfkeye,neşeye, sevgiye aşık oldum ben."kızı takip et" dedim söföre. Her ne kadar zorakide olsa bu kadın benim karımdır kadınımdır o da bana aşık olmak zorunda ya zorla ya güzellikle.... Yazar'dan; İkisinde aynı yöne gidiyordu sevdiklerinin yanına Murat Nazar'ın, Nazar Alp'in ama sonuç olarak ikisinde sevdiklerinin yanına gidiyordu. Nazar gitti önce Barışa sarıldı sımsıkı elinden geldiğince sıkı sarıldı kokusunu içine çekip bitirmek hatta bir kavanozda saklamak istiyordu. Çünkü bir daha koklayamayacaktı bu kokuyu hiç bir zaman. Bu görüntü Murat'ın kalbine batıyordu. Gidip Nazar'ı çekebilirdi ama o zaman Nazar ondan daha çok nefret ederdi derin derin nefesler alıyordu. İçinden 'bırak son gününü mutlu yaşasın' diyerek kendini sakinleştiriyordu. Yada avutuyordu, Nazar Alp'e papatyayı verdi "binlerce hayal kurmak için sakladım ben bu papatyayı ama hayallerim çöp oldu ayrılalım"(multideki şarkıyı açın) dedi ve arkasını dönüp gitti. Hepsinin elinde artık sevdiğinden bir hatıra vardı. Nazar Karadeniz kızıydı onu ancak deniz sakinleştire bilirdi. Çivraya gitti denizi seyrederken elindeki su perisi kolyesini baktı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Flashback; Alp: Nazar ben sana hep su perim derim yaaa Nazar:evet çünkü gözlerim su rengi gibi mavi Alp:evet ama eksik çünkü sen kendin su perisisin Nazar: yaa sen aşksın Alp: bak bu kolye hep senin boynunda kalsın ayrılsak bile yanında kalsın sana beni hatırlatsın. Tamam mı? Şimdiye geri dönelim Alp boksu çok severdi çünkü çocukluğunda hep dayak yemişti ezilmişti artık dayak yememek için boksa başlamıştı ama sonra boks onun için bir tutku haline gelmişti. Sinirlenince boks yapar sinirini atardı hemen spor salonuna gidip boks yapmaya başladı ama sinirini bir türlü atamayınıca bir masaya geçti ve elindeki papatya baktı
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Gerçekten rahatlatıyor bu papatya onu baya rahatlatmıştı. Murat Murat doğu çocuğuydu orda rahatlatacak bir deniz yoktu boksada zaten ihtiyacı olmadığı için hiç başlama gereği duymamıştı. Onu rahatlatacak tek şey boş boş sokaklarda gezip yüzüne soğuğu yemesi gerekiyordu sokağa çıktı. Söförünü eve gönderdi dolaşmaya başladı o anlar aklına geldikçe deliriyordu. Sevdiği kadın başkasının kollarında başkasının kokusunu içine çekiyordu. Nazarı yere iterken saçından düşen fuları korumasına gizlice almasını işaret etmişti. Korumasıda alıp Murat'a vermişti Murat fuları aldı
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sevdiğinin kokusunu içine çekti. Hepsi ayrı yerlerde ayrı kişiler için üzülüyorlardı ama aşktı bu kimin için ne zaman geleceği belli olmuyordu Gençler oy sayımız iyide keşke hani diyorum oy verdiğiniz kadar yorumda yapsanız tabiki oylarda benim için çok kıymetli. Ama ne düşündüğünüzü Merak ediyorum. Neyse sizi seviyorum. Bu arada yazarımız doğu Anadolu da doğdu,büyüdü ve yaşıyor hiç Antep'e gitmesemde doğuda olduğu için biraz biliyorum nasıl olduğunu Bu yakışıklı da Alp
