Kraliçe Taşı♣

1.5K 118 94
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın!

Aşağıda Asenath, Makpha var.

Yeni kapağı nasıl buldunuz? Bir süre Anjali olacak. :)

Bölüm Şarkısı : LP - Magic

Yayımlama :07.12.2018 (23:05)

Medarat Krallığı - Başkent:Kainndarei - Çöl Kızılı Sarayı / Sashibai Şahlığı - Başkent:Ghunda - Kılıç Sarayı

Naresh

Uyuyan Sandhya'ya baktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Uyuyan Sandhya'ya baktım. Bütün gece uykusuz kalmıştım ve Sandhya'nın başında beklemiştim. Kollarımın arasına yığılmış ve bayılmıştı. Yüzü ağlamaklı ve perişan bir haldeydi. Neden böyle olmuştu?Asenath'ın o saçma ve ilk defa sıkıcı gelen konuşmalarından dolayı odaya çabuk dönmüştüm. Bana odamda kalacağım demişti ama döndüğümde odada yoktu. Geldiğinde ise yüzündeki ıstırap, keder ve acı tarif edilemeyecek boyuttaydı. Odadan neden ayrılmıştı ve odaya geri döndüğündeki acının sebebini merak ediyordum. Sandhya'yı böylesine acı çekerken görmek beni üzüyordu.

Bayıldığı zaman derhal hekimlere haber vermiştim. Medarat hekimleri onunla ilgilenmişlerdi. Sashibai'nin hekimlerini istesem bile Medarat hekimleri engel olmuştu ve Sandhya'ya kendileri bakmıştı.Odaya gelen Asenath, hekimlerine güvenmemi söylemişti ama güvenmiyordum. Ben ise yarın sabahtan ilk işimin bu olacağına karar vermiştim.Ciddi bir şeyi yoktu sadece biraz uyuması, dinlenmesi gerektiğini demişlerdi ve içim rahatlamıştı. Yine de kontrol etmemi dedikleri için bütün gece uyanık kalmayı tercih etmiştim. Sadece sabaha karşı biraz uyumuştum. Onun dışında uyanıktım. Yatağa geldim ve elimi alnına değdirdim. Biraz ateşi mi vardı? Alnından öpmüştüm. Evet, evet ateşi vardı. Biraz bile değildi. Ah, Sandhya! Neden böyle oldun ki? Hasta olacak kadar neye üzüldün?

Bir tasa su doldurmuştum ve beyaz bez ayarlamıştım. Daha sonra Sandhya'nın alnını yavaş yavaş sildim. O sırada gözlerini açmış ve baygın baygın bana bakmıştı. Gözleri ağlamaktan şişti, solgun yüzü ile hayat dolu gözüktüğü denilemezdi. Onu böyle görmek, içimi acıtıyordu. Benim ışığımdı ve sönmemeliydi. Nazikçe saçlarını okşadım. Kederle bana bakan gözleri hemen dolmuştu. Ah, ağlamamalıydı. Ağlarsa daha çok hastalanırdı.

"Ağlamamalısın yoksa daha çok hastalanacaksın." dedim yavaşça ve kafasını salladı.

Şu an için küçük bir kız çocuğu gibiydi ve kendimi onun babası gibi hissediyordum. Bu hassas küçük kızı iyileştirmeliydim ve hayata olan neşeli kahkahalarını benimle beraber atmasını sağlamalıydım. Zaten evlilik, eşlik böyle bir şey değil miydi? İki aşık, bir sevgiliden öte zaman zaman birbirimizin anne ve oğlu, baba ve kızı olmuyor muyduk? Yeri geldiğinde Sandhya benimle ilgilenecekti, yeri geldiğinde ben ilgilenecektim. İşte şu anda o anlardan birisiydi. Küçük hanımıma gözüm gibi bakıyordum.

Ateşin KurbanıWhere stories live. Discover now