19.BÖLÜM

64K 2.7K 247
                                    

Şirkete döndük. Sinem kahvesini içmeden bir yere kıpırdamadı. Aşağıdan kahve söyledik. Çünkü o ağabeyi gibi espresso, filitre kahve değil bildiğiniz anam babam usulü sade Türk kahvesi içiyor. Kahvesini içti ve bana dönüp;

— Baş stilist, modelist ve terziyi ara burada konuşacağım, dedi. Normalde toplantı odasına geçerdik ama kafamı salladım.

Zaten Gülden Abla hem baş terzimiz hem baş modelistimizdi. Baş stilistimiz Oğuz'du. İkisi yukarı geldi. Ellerinde çizimlerle. Sinem'in çizimleri de Gülden Ablanın elindeydi.

— Merhaba Gülden Hanım hoş geldiniz. İki gün önce tanışmıştık zaten. Ben Sinem Tekelioğlu. Bora Tekelioğlu'nun kardeşiyim. Aynı zamanda da baş tasarımcımız Sily'nin yardımcısıyım. Onun bana öğrettiği teknikler ile çarşaflara mankenler üzerinde ruh veren kişiyim.
Şimdi lansmandaki defilede kullanılacak kıyafetler hazırmış galiba Aylin öyle söyledi, dedi.

İkisi de kafa salladılar. Ama Oğuz'a göre daha tecrübeli olduğu için Gülden Abla söze girdi.

— Merhaba Sinem Hanım. Evet ben koleksiyonu Oğuz ve ekip arkadaşlarının çizimleri içinden seçilen modeller doğrultusunda diktim ve hazırladım. Sily'nin gönderdiklerinin kalıplarını zaten çıkartmıştım. Sadece isteğiniz üzerine Aylin'e göre dikmeye başladım, dedi.

Oğuz elindeki dosyayı masanın üzerine bıraktı. Tüm koleksiyon çıkartılanlar dahil o dosyanın içindeydi. Sinem açtı tek tek inceledi. Sonra Oğuz'a dönüp ;

— Bu elbiseyi Prada dört sezon önceki defilesinde kullanmıştı, dedi sert sert gözünün içine bakarak.

Oğuz kıpkırmızı oldu. Yutkundu sesi içine kaçtı.

— Hayatta en kızdığım şey emek hırsızlığıdır. Farklı değişik olamıyorsan sadece resim çiziyorsun demektir. Niyazi Bey bunlara müsamaha gösteriyor olabilir ama ben göstermem, dedi ve bana dönüp;
Aylin kıyafetler nerede? Diye sordu.

— Ölçü alınan odada. Özel kilitli dolapta, dedim.

— Gidelim, dedi dördümüz çıktık. Dosyalar odada kalmıştı.

Aşağı Gülden Ablanın odasına girdik. Benim çarşaflar katlı duruyordu. Onlara bakmadı bile. Kıyafetler tek tek kılıflarından çıktı ve prova mankenine giydirildi. Toplam da on tane kıyafet vardı. Sinem tek tek baktı. Resimlerini çekti. Allah'tan Prada taklidi elbise iptal edilmiş, dikilmemişti. Üç tanesini de Sinem çıkarttı kolleksiyondan.

— Bunların yerine Sily'nin çizdiği başka modelleri kullanacağız, dedi Gülden Ablaya döndü ve ekledi;
Yetiştirebileceğinize güveniyorum, dedi.

Gülden Abla kafasını salladı. Sonra Oğuz'a döndü;

— Kendini geliştir. Böyle defileleri izle ama yenileri izle ve feyz al. Esinlenme, taklit etme. Renk, desen, model bunlar çok önemli. Neyi neyle kombin etmiş önemli. Bakın tüm elbiseler uzun tasarlanmış. Kısa, seksi, göz alıcı, iddialı kıyafet göremedim. Şimdi bu üç tane yerine benim sana anlattığım gibi üç elbise tasarla. Yaratıcılığını görmek istiyorum. Eğer beğenirsem koleksiyona ekleyeceğim, dedi gönlünü almak adına.

Tipik Sinem sinirlense de kudursa da karşısındakini kıramayan yufka yürekli. Oğuz önce bozulmuş sonra gaza gelmişti. Kafasını salarken gözlerinde ki bakıştan anlamıştım bunu.

— Haydi bakalım iş başına. Bu hafta sonuna kadar vaktiniz var, dedi ve selam verip çıktı. Ben de göz kırptım onlara. Peşine takıldım. Bora Beyin odasına girdik;

— Aylin buraları sende. Ben eve gidip çalışacağım. Bu modeller ile lansman falan olmaz. Üzerlerinde nasıl oynayabilirim ona bakacağım, dedi sanki morali bozuktu.

Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now