58.BÖLÜM

34.8K 1.8K 250
                                    

O bir şey söylemeden banyoya gitmişti. Ben de akan makyajımı temizlemeye odaya. Siyah çantam kopunca mecburen kıyafetlerimi de değiştirdim. Kahverengi ceket, bej rengi mini elbiseden oluşan ikili takımımı giyidim. Nude stilettolarımı da çıkarttım, hazırdım.

Kahverengi çantama telefon ve ıvır zıvırımı koyarken geldi. Mini elbiseme baktı bir şey demeden başını salladı ve kapıya gitti. Ayakkabılarımızı giyip evden çıktık.

Şirkete yakın minik kafede kahvaltımızı ettik ve şirkete geçtik. Buraya kadar her şey normaldi. Küfür mevzusu bile unutulmuş, mutlu mesut günümüzü geçiriyorduk. Ta ki bana bir mail gelene kadar.

Reklam firmasından gelen mail ikimizin ayarlarını tamamen bozdu ve...

Öğleden sonra;

— Aylin bir bakar mısın? Diye seslendi odasından kibarca.

— Buyrun Bora Bey? dedim masamdan kalkıp yanına giderken.

— Şu Rose'dan bir mail gelecekti benim hesabıma düşmemiş bir baksana senin hesabına gelmiş mi? Diye sordu. Başımı salladım ve gerisin geriye döndüm.

Ben geri giderken de üşenmeden peşimden geldi. Bilgisayara bakarken tepeme dikildi. Rose'dan mail gelmemişti ama reklam ajansından gelmişti.

— Bu ne? Diye o maili işaret etti.

— Oynadığım reklamla alakalı, dedim gergin bir şekilde. Önce bir durdu. Sonra merakla;

— Aç bir bakayım, dedi sakince.

— Yani önemli... diye söze başladım. Çünkü okumasını istemiyordum. Ben kıvırmaya başlayınca terslik bir terslik olduğunu anladı bu sefer;

— Aylin aç, dedi sinirli bi şekilde. Uzatmadım ve açtım.  Mailde resimler, reklam filmi ve davetiye vardı. Aslında davetiyenin kendisi iki saat önce resepsiyona teslim edilen evrakların içinden çıkmıştı. Bu da dijital davetiyeydi.

Resimleri gördü. Nefesinin kesildiğini hissettim. Yayınlanacak reklamı görünce kravatını gevşetti. En son davetiyeyi görünce benim sabah ki küfürlerimi mumla aratacak bir küfür savurdu.

Çünkü davetiye hafta sonu yani bizim nişan için konuştuğumuz tarihe aitti. O gün lansman partisi vardı ve sözleşme gereği orada olmalıydım. Ben onu nasıl söyleyeceğimi bilemeden o görmüştü artık. Gerildi, gerildim, gerildik ve o patladı;

— Ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Dedi yüksek sesle.

— Akşama, dedim yumuşak olmasına gayret ettiğim bir tonla.

— Nişan iptal yani, dedi dişlerinin arasından.

— Yani ben sözleşme... diye söze başladım.

— Tabii sözleşme yoksa sen gitmek istemiyorsun, dedi tüm alaycılığıyla.

— Ben işte yani... demeye başladım.

— Aylin eveleyip gevleyip durma. Gideceğin aşikar ve sen bana yani aslında tüm aileye bu organizasyonu tercih ediyorsun, dedi kırgın ve bir o kadar da sinirli şekilde.

— Ben lansmanın bu hafta sonu olacağını nereden bilebilirdim Bora, dedim çaresizce.

— O işe hiç girmeseydin bilmek zorunda da olmazdın, dedi hırsla.

— Bora istedim girdim. Ailelerin senin kadar tepki göstereceğini zannetmiyorum, dedim üzüntüyle.

— Aylin bencillik ettin ve o reklam teklifini kabul ettin. Beni, bizi düşünmeden hareket ettin, dedi sinirli bir şekilde.

Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now