28

15.5K 1.7K 1.6K
                                    

Selamlar selamlar! Birazcık geç kaldığım için üzgünüm ama geldimihihğhğ sunsetvincent'in değil tamamen benim hatam😯

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Selamlar selamlar! Birazcık geç kaldığım için üzgünüm ama geldimihihğhğ sunsetvincent'in değil tamamen benim hatam😯

Her neyse, lütfen anlatımlı diye okumazlık etmeyin bizim için önemli bir bölümdür bu. Şey, 15 aralıkta falan yazmışız sanırım 😜

Umarım sıkılmazsınız çünkü uzun olmuş ama sıkılmayın ya hadi oouf, iyi okumalar!

**

Jeongguk, günün aydınlanmasına az kalmasından dolayı iyice serinleşen hava yüzünden hafifçe titremeye başlarken ellerini, ceketinin cebine soktu. Hava böylesine buz gibiyken onu ısıtan tek bir şey vardı; şişip kızarmış gözlerinden aşağı boşalan ılık gözyaşları.

Elleri cebinde durmaya devam ederken cep telefonunu kavradı soğuktan bembeyaz kesilen elleriyle ve içi sıkıntı dolarken onun numarasını tuşladı.

Ahizeden kulağına dolan sesle ritmik şekilde burnunu çekiyor, arada ağzından çıkan buhar kırmızı burnuna değiyordu. Israrla aramayı sonlandırmadı fakat tam kapatacakken sesini duydu.

"J-jeongguk?"

"Sen, hyung-Sen..." Jeongguk cümlesini bitiremeden dudaklarından kopan bir hıçkırık, Taehyung'un kulaklarını doldurdu. Öyle çok üşüyordu ki...

"Jeongguk, ne oldu?" Taehyung rüya mı görüyorum diye telefonuna bakıp bakıp duruyordu. Ama hayır, arayan kesinlikle Jeongguk'tu ve o ağlıyordu.

"N-ne olduğu çok iyi biliyorsun. Artık dayanamıyorum ki. İki-İki hafta boyunca iyi miydin?" Jeongguk soğuktan birbirine çarpan dişlerini umursamadan tek nefeste konuştu. Artık, dolmuştu.

Yatağında çoktan dikleşen Taehyung gözlerini yumdu ve derin bir nefes verdi. Çok özlemişti onu, deli gibi hem de. Böyle olacağı baştan belliydi fakat yapmak zorundaydı yine de, "Jeongguk, lütfen ağlama."

"Olmuyor olmuyor olmuyor. Sana olan sevgimin büyüklüğünü anlamıyor musun? Yalnızca bu kadarcık dayanabildim işte.  Artık, artık... Kalbim acıyor." Yeniden hıçkırdı fakat buna rağmen o, boğazındaki o düğüm; bir türlü gitmiyordu.

Taehyung yataktan kalkıp pencere kenarındaki sandalyeye oturdu artık. Gözleri dolmuştu, canı yanan sadece Jeongguk değildi. "Biliyorum, kalbinin ne kadar acıdığını biliyorum. Kahretsin."

"Of, yemin ederim olmuyor ki... Senden uzak kaldığımda sana daha çok çekildim ve-Ve hava çok soğuk, üşüyorum." Gözlerinden akmaya devam eden yaşlara artık alışmıştı.

"Ne? Neredesin sen? Jeongguk, dışarda mısın yoksa?" Taehyung büyük bir hızla oturduğu sandalyeden kalktı ve odada gezinmeye başladı. Ruh hali o kadar karışıktı ki daha önce kendini bu kadar kötü hissettiği bir an olmamıştı.

ART-MEDIAWhere stories live. Discover now