good boy writes bad things

3.7K 416 94
                                    

Koridorda hızlı adımlarla ilerlerken çarptığım kişilerden özür dileme gereği duymamıştım. Normalde bunun için durur ve 'önemli değil' cevabını alana kadar özür baskısı yapardım ama şuan acelem vardı, hiçbir şey umurumda değildi. Provalardan önce 10 dakikam vardı ve güne onu görmeden başlamak istemiyordum.

"Jungkook! Provalara gelmiyor musun?"

Koridorda yankılanan dans hocasının sesiyle duraksadığımda, sesinin çok çıktığından haberi yokmuş gibi hala bana bön bön bakıyordu. Çatık kaşları adımlamaktan başka bir cevap kabul etmeyeceğinin kanıtıyken gülümseyerek başımı salladım. Adımlarımı tekrardan soyunma odasına yönelttiğimde derin bir nefes aldım. Bugün onunla dersimiz yoktu ve benim iki saat boyunca aptalca kıvrak hareketler sergileyip dans etmem gerekiyordu.

"Nereye gidiyordun öyle aceleyle? " dedi Seokjin bağcıklarını bağlarken. Çantamı bir kenara atıp otururken omuz silktim. "Jimin'i görmem gerekiyordu. " Kaşları çatıldığında boğazımı temizleyip düzeltmeye çalıştım. "Yani Bay Park'ı. Ödev için. "

Kaşları yumuşayıp kafasını salladığında derin bir nefes alıp kapıya ilerledim. Dün olanlar hala rüya gibi gelirken, bunu en yakın arkadaşıma anlatmak bile deliceydi. Dokunuşlarını ve öpücüklerini hatırladıkça içim ürperiyordu, parnaklarının tenimde dolanışı aklıma geldikçe iç çekiyordum, bunların olduğuna inanmak bir hayli zordu. Bunun hayal gibi olmasının yanında yasadışı olduğu bir yanı da vardı ama bunu düşünmemek için fazla heyecanlı hissediyordum.

"Isınma hareketlerinden sonra Yugyeom, Bambam, Jackson ve Mark hareketler için hazırlanın, geri kalanlar gösterdiğim hareketlere çalışsınlar. " Güneş tenimi yakıyorken konuşurken gözlerimi kısmak zorunda kalmıştım, onlar sıraya girerken derin bir nefes alıp esnemeye başladım.

&

"Jungkook işkence yapmayı bırak artık!" Dans hocasının sesiyle kendime geldiğimde herkes yerde yatıyordu, bazılarından gelen küfürleri bile duyabiliyordum. Ne zaman süredir pratik odasında dün bende kalan kağıtları okuyordum bilmiyordum ama dans hocasının acımasız bakışlarıyla kısa bir zaman olmadığını anlamıştım.

"Prova bitti, dağılabilirsiniz."

Koçun emriyle yerden kalkıp bana ölümcül bakış atanlar sendeleyerek kapıya doğru gidiyordu. Lütfen bağırmasın, lütfen bağırmasın, lütfen bağırmasın, lütfen-

"Jeon! Kendine gelmenin bir yolunu bul yoksa bunu seni takımdan atarak çözebiliriz! "

Yüksek sesiyle derin bir nefes alıp yutkunduğumda kafamı hızlı bir şekilde sallayıp kağıtları çantama sıkıştırdım. Soyunma odasına gidersem daha fazla soru ve azara mağruz kalacağımdan orayı pas geçip koridora ilerledim. Hocanın bağırışlarına ve tehditlerine elbette alışkındım ama gerçekten kendime gelmenin bir yolunu bulmalıydım. Her saniye vahşi rüyalarıma dalıp bir şeyleri görmezden gelemezdim.

"Onca azarı yemenin sebebini öğrenmek istiyorum. " dedi boğuk bir ses, uzun ve yapılı bedenini yanıma yerleştirdiğinde derin bir nefes aldım.

"Önemli bir şey değildi, her zamanki Jiyong Hoca işte. " diye mırıldandığımda gülümseyerek başını salladı.

Bakışlarımı kaçırıp nefeslerimi kontrol altında tutmaya çalıştım. Arada ki sessizlik heyecanımı arttırmaktan başka bir halta yaramıyordu ve bu ihtiyacım olan son şeydi. Onun üzerine atlayıp vücudunun her noktasına dokunmak burası için doğru bir zaman değildi.

"Dün bloğuna bir şey yazmamışsın." diyerek sessizliği bozduğunda binlerce kez küfür etmek istemiştim, bloğumu bulması yeterli değilmiş gibi şimdi de takip mi ediyordu yani?

"P-pek vaktim olmadı başka işlerim vardı." dedim ve dudak derimi yolmaya başladım. 'Kusura bakmayın Bay Park, eve gidip çığlık atmaktan ve sizi düşleyip vücudumda ki ateşi arttırmaktan internete sizinle ilgili kirli hayallerimi yazamadım. ' demek yerine bu cevabı vermek en mantıklısıydı, hormon kontrolü olmayan ergen çocuklar gibi davranmanın gereği yoktu.

"Eğer," dedi saatini kontrol edip bakışlarını tekrardan bana çevirirken. "Bloğuna yazmaya devam edip uslu bir çocuk olursan Jungkook, " Gözlerini dudaklarımdan vücuduma kaydırdığında bayılmamak için çaba gösterirken kurduğu cümle, sonunun iyi bitmeyeceğinin kanıtıydı. "Yazdığın her şeyi gerçeğe döndürürüz. Ama devam etmezsen, seni masamın üzerine yatırır ve kendi hayal ettiğim şekilde sahip olurum."

Fısıltısıyla birlikte bakışlarımız buluştuğunda tek yapmak istediğim bir an önce eve gidip o lanet olası bloğa bir şeyler yazmaktı.

√√√

dirty blog ||jikook||Where stories live. Discover now