jealous jimin

7.1K 518 254
                                    

yorum yapmazsanız kalbim kırılır ve bölüm yazamam bebeklerim, hadi elinize aklınıza kuvvet

"Hyung ben çıkıyorum! Akşama anca dönerim."

"Bekle,"

Jungkook, ayakkabılarının bağcıklarını bağlamayı bitirip üzerine giydiği açık mavi gömleğin üstten ilk iki düğmesini açarken Jimin'in kapıya gelmesini bekliyordu. Nisan ayındalardı ve havalar olması gerekenden çok daha sıcaktı. Aslında, gömlek giymeyi sevmiyordu ama bugün haftalar sonra, ara sıra uğradığı üniversitesine gidecekti ve bir sürü resmi yerle uğraşacaktı. Bu yüzden istemesede gömlek giymek durumunda kalmıştı.

Jimin'i beklerken, aklına az önce yaşadıkları saçma tartışma geldiğinde kıkırdamaya başlamıştı.

flashback

"Onu giyersen gidebileceğin tek yer mutfağımız olur bebeğim."

"Of Jimin! Sabahtan beri kıyafetlerime karışıp duruyorsun! Yok beyaz giyme için görünüyor, yok siyah giyme seksi oluyorsun, ne giyeyim ha?"

Oflayarak sitem ediyordu küçük çocuk ve bunda sonuna kadar da haklı olduğunu düşünüyordu. Gerçekten sabahtan beri kıyafet seçmeye çalışıyorlardı ve Jimin her kıyafette illa ki bir kusur buluyordu. Jungkook bu yüzden daha evden çıkmadan yorulmuştu. Hem fiziksel hemde ruhsal olarak.

"İşte buldum. Bunu giy. Aslında düşündüm de, bu da seni fazla sevimli gösterebilir ama-"

"Yeter be! Şimdi bunu giyiyorum ve lanet olası okula defolup gidiyorum."

"Ama bebeğim, ben seni düşünüyorum. Jihoon'un ne cehennemde olduğu belli değil ve bende okuluna gelemeyeceğime göre, tedbirimi almam lazım."

"Sus!"

flashback end

İşte böyleydi. Sudan sebeplerden tartışma çıkıyordu aralarında, her ne kadar en fazla bir kaç saat sürse de Jungkook gerçekten kötü hisdediyordu böyle zamanlarda. Minik bir kalbi vardı ve sevdiği adamla arasının kısa süre de olsa açılması onu üzüyordu. O her zaman mutlu olmalarını istiyordu.

"Geldim. Hey, bu gömleğin düğmeleri neden açık?"

Jungkook dalgınlıkla düğmelerini kontrol etti acaba açık mı unuttum diye ama sadece ilk iki düğmesi açıktı.

"Kör müsün be? İki tanesi açık. Ona da iznim olsun bir zahmet!"

Jimin dudaklarını ısırarak baktı görünen beyaz boyuna ve köprücük kemiklerine. Daha dün gece sevişmiş olmalarına rağmen asla doymuyordu genç adam.

"Olmaz. Ben böyle olduysam diğerlerini düşünemiyorum. Seni kötü emellerine alet ederler, nıck, olmaz." diyerek sanki bir psikopat gibi iki düğmeyi de hızla kapatmıştı.

"Aptal, sorun zaten senin böyle olman. Beni seviyorsun ve etkileniyorsun, Jimin. Böyle olman gayet normal. B-ben de seni görünce öyle oluyorum.. her neyse işte! Diğerleri bana aşık değil ve etkilenmiyorlar. Bunca yıldır olduğu gibi. Şimdi bunu kabullen ve artık gideyim, hm?"

Konuşmasını bitirdikten sonra sevgilisinin dudağına uzun bir öpücük bırakmıştı ve sevimli sevimli bakmıştı.

"Tanrım.. tamam o zaman ama eve erken gel. Yapacak işlerimiz var."

"Daha dün yaptık Jimin."

"Olsun, sen şimdi bana böyle sevimli şeyler söyleyince birazcık sertleştim. O yüzden erken gel."

Jungkook kıkırdayıp yanağını öptü.

"Benim gelmem cidden akşamı bulur. O yüzden kendi kendine hallet. Hadi kaçtım ben."

Onun itiraz etmesine fırsat vermeyip koşarak dışarı çıktı. Çıktığı gibi düğmelerini tekrar açmıştı. Beyefendi kıskanıyor diye kendini terletecek değildi.

***

Jungkook, aldığı sodayı hızlıca içerken işlerinin neredeyse bittiğini hatırlayarak seviniyordu. Geldiğinden beri oradan oraya gidip duruyordu, ilk önce rektörlüğe gidip bir kaç bilgi almıştı ve bu tabii   ki düşündüğünden uzun sürmüştü. Daha sonra öğrenci işlerine giderek oradaki kadınla kavga etmişti. Tamam, başta gerçekten medenice konuşmak için çabalamıştı ama kadın gittikçe sinirlerini bozmuştu. Bu yüzden de küçük sayılmayacak bir tartışma yaşamışlardı ama umrunda değildi. Oradan sonra da ismini bile okuyamadığı bir derse girmişti ve bir buçuk saat boyunca profesörün uyutucu sesine maruz kalmıştı.

Şimdi ise kafeteryada soda içerek eve gitmeyi hayal ediyordu. Ama gördüğü bedenle bunun biraz daha zor olacağını fark etti.

"Hey, selam Jungkook."

Jungkook oturuşunu düzeltip saygı pozisyonuna geçti.

"Uhm, selam Hyunjin. Buralarda ne arıyorsun?"

Tedirgin olmuştu nedense ama Hyunjin gerçekten içten bir gülümsemeyle cevap verince bu hissin yerin vicdan azabı almıştı.

"Şey, bu fakültede dersim vardı da. Asıl sen ne yapıyorsun?"

Saygılı bir çocuktu. Ayrıca sevimliydi de.

"Ah, bende dersten çıkmıştım ve yorulduğum için buraya gelip bir şeyler içmek istedim."

Jungkook ona gülümsüyordu çünkü kötü bir amacı olmadığını düşünüyordu.

Hyunjin onu kafasıyla onaylayıp dişleriyle dudaklarını kemirmeye başladı. Söze nasıl gireceğini bilmiyordu. Aynı zamanda Jungkook da aynı durumdaydı. Açıklama yapmalıydı ama ne diyeceğini bilemiyordu.

"Ben-"

"Özür dilerim-"

Hyunjin 'Ben' derken Jungkook 'Özür dilerim' demişti.

Jungkook önce onun konuşması gerektiğini düşünerek eliyle devam etmesini işaret etti.

"Şey, o gün ikimiz içinde garip bir gündü değil mi? Eh, aslında amacım seninle tamamen o anlamda birlikte olmak değildi. Yani, sen sadece n
Jihoon ile takılıyordun. Başka kimseyle konuşmuyordun ve belki bir ihtimal arkadaş olabiliriz diye düşünmüştüm. Gerçi sevgilin olabileceği ihitmali de aklıma gelmemişti ama.. neyse işte. Ben de senin gibi yalnız biriyim. Belki yakınlaşabiliriz diye.. düşündüm. Ama fail oldum sanırım biraz, hm?"

Jungkook, onun anlattıklarını duyduğunda ağlamak istedi. Hiç böyle düşünmemişti.

"Ben, gerçekten özür dilerim. Sevgilim.. o fazla korumacı biri ve kendini tutamadı. Normalde kötü biri değildir. Ve şey, eğer hala arkadaş olmak istiyorsan.. olabiliriz? Jimin'e anlatırım ve o kadar da sorun etmez. Gerçekten, arkadaş olmak isterim seninle."

Bir kaç saniye sessizliğin ardından ikili birlikte Jungkook'un hızlı konuşmasına ve heyecanına gülmüştü.

Ama Jungkook'un unuttuğu bir şey vardı, sevgilisi Park Jimin, onun daha dışarıya çıkarken giydiği şeylere bile karışıyordu. Bu çocukla arkadaş olmasına nasıl izin verecekti?

*

arkadaşlar bir şeyi belirtmek istiyorum, burada ki jimin biraz tsundere ve yandere karışımı biri. o yüzden karakteriyle ilgili beğenmediğiniz bir şey varsa bile bunu değiştiremem. onu böyle kabullenin lütfen 💌

okuduğunuz için teşekkürler (・ัω・ั)























friend's hyung ࿐ jikookWhere stories live. Discover now