KUYU (M) (BÖLÜM 19)

1.4K 93 62
                                    

Kalbimiz, bizi evimize götürdüğünden midir bilmiyorum ancak yine buradayım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kalbimiz, bizi evimize götürdüğünden midir bilmiyorum ancak yine buradayım. Sehun'un yanında, onun elini uzatsa kavuşacağı kadar yakınında ama asla uzanamadığı o yerdeyim. Kaderin gerçekten bizi birbirimize yazdığını düşünmeye başlıyordum çünkü ondan uzaklaşamıyordum. Yine de bu, ona karşı olan kırgınlıklarımı dindirmiş değildi.

Bunun farkındaydı.

Üstüme gelmiyor, nefes almam için bana zaman tanıyordu. Bu konuda ona minnettardım. Sırtımdaki acı geçmiş olmasına rağmen yüzüm de dahil izler hâlâ duruyordu. Bir hafta geçmişti, Sehun'la gün içinde tartışsak bile söz verdiğim gibi yine geceleri yanıma geliyordu. Onu istemediğimi söylediğimde ise, söz verdiğimi hatırlatıyordu.

Şerefsiz.

Şimdi de evden alamadığım o kıyafetlerin yerine başka kıyafetler almaya gelmiştik. Ondan ayrılırken evdeki bütün kıyafetlerimi kendi evime götürdüğüm için Sehun'un evinde hiç kıyafetim kalmamıştı. Bunu sorun etmedi. Beni o eve göndermek istemediğini açık bir dille belli edip beni alışveriş merkezine getirdi.

O mağazanın çıkışında telefonuyla ilgilenirken ben ödeme yapmak için kasadaydım. Ne olursa olsun Sehun'un bana dediklerini unutmamıştım ve ondan para istemeyecektim. Kasada ki çalışan kredi kartımı alırken gözlerim Sehun'a dokundu. Sıkıntılı görünüyordu ama benim ona baktığımı fark ettiğinde hafifçe göz kırpıp gülümsedi.

"Şifreyi girer misiniz?"

Kızın sesiyle bakışlarımı Sehun'dan çektim ve kıza çevirip şifreyi girdim. Derin bir nefes alarak parmaklarımı cam yüzeyin üstünde gezdirirken, "Üzgünüm, kartınız iptal olmuş." dedi kız.

Kaşlarım usulca çatılırken, "Emin misiniz?" diye sordum. Kız sevecen bir ifadeyle başını sallayıp bana fişi gösterdiğinde mahçup bir gülümsemeyle, "Kusura bakmayın." diye mırıldandım. "O zaman onlar kalsın."

"İsterseniz iki gün paket halinde dursun, sorun çözüldüğünde buradan alırsınız."

Başımı salladım. "Olur, teşekkürler."

"İyi günler."

Kartımı cebime sıkıştırıp kapıya döndüm ve yüzümü düşürdüm. Sehun'un yanından geçerken, "Hadi gidelim." dedim huysuz bir sesle. Başını telefondan kaldırıp bir bana bir elime baktı ve telefonu cebine sıkıştırdı.

"Almamışsın?"

"Hım hım." diye mırıldandım. "Bir yere oturalım mı?"

Başını salladıktan sonra beni kafe gibi bir yere götürdü. Masada ki sandalyelerden birine oturduğumuz da Sehun iki tane kahve istedi ve bana döndü.

"Telefonunu kullanabilir miyim?" diye sordum başımı omzuma düşürüp. Bana bir süre tuhaf tuhaf baktıktan sonra telefonunu uzattı. "Teşekkür ederim."

KAFES/HunHanWhere stories live. Discover now