Ep.125 "Bir sen varsın, bir de senin bana verdiğin minik hediyelerin"

1.6K 96 64
                                    

Yavuz'dan

Yatakta gerinip başımı yana çevirdim. Bahar yüzüstü yatmış, yastığına sarılmış, yüzü bana dönük halde uyuyordu. Gülerek kolumu beline dolayıp başımı çıplak sırtına yasladım. Pike beline kadar örtüyordu. Sinsi sinsi gülüp sırtına bir öpücük kondurdum. Tam beninin üstüne. Yanağımı sırtına yaslayıp kapadım gözlerimi.

"Bahar, sevgilim."

"Hııı?"

Kıkırdayıp daha sıkı sarıldım Bahar'a.

"Hadi uyan bir tanem."

"Ya Yavuz, ben çok yorgunum. Biraz daha uyusam olmaz mı?"

"Ama bugün dönüyoruz İstanbul'a. Geç kalırız bir tanem. Hadi kalk artık."

Sırtına bir öpücük daha kondurup kaldırdım başımı. Parmaklarımın tersini sırtında gezdirdim. Bahar irkildi önce ama sonra tepkisizce yatmaya devam etti. Gülerek omzunu öptüm bu sefer.

"Bahar, hadi ama."

"Yavuz, izin ver de uyuyayım biraz daha. Hadi bak çok yorgunum."

Gülerek yanına yatıp elimi yüzüne getirdim. Saçlarını yüzünden çekip sevdim yüzünü. Bahar gözleri kapalı, dudaklarını büzmüş yatıyordu hala. Uzanıp alnına bir öpücük kondurdum. Bahar gülümsedi ama açmadı gözlerini.

"Bahar, o kadar mı yorgunsun ya?"

"Evet Yavuz. Hadi bir yarım saat daha uyuyayım, n'olur."

"Tamam tamam. Seni gece ben yordum madem, şimdi de sesimi çıkarmıyorum."

Bahar nefes vererek güldü.

"O zaman şöyle yapalım. Sen uyumaya devam et, ben de oğlanları alıp kahvaltıya gideyim. Sen kahvaltıya yetişemeyecek olursan, sana da bir şeyler alıp getiririm."

Bahar gözlerini açmadan cevap verdi.

"Harika."

Gülerek saçlarını öpüp kalktım yataktan. Hemen hızlıca bir duş alıp giydim üstümü. Oğlanların yanına gittim. Onlar da kıpırdanmaya başlamışlardı. Gülerek yatağa yanlarına oturdum. Gözlerini açıp gerindiler. Beni görünce gülerek bacaklarını sallayıp dizime vurmaya başladılar. Uzanıp boyunlarına öpücükler kondurdum. Sesli sesli güldüler bu sefer. Ailecek harika bir tatil yapmıştık. Kısa da olsa, hepimize çok iyi gelmişti. Bugün de dönüyorduk. Önce İstanbul'a ardından Karabayır'a. Bu gece İstanbul'da kalacaktık. Karabayır'a dönmeden Funda anneyi de görecektik. Bakalım bir daha ne zaman böyle güzel bir tatil yapacağız ailecek?

"Babacım, hadi kalkın bakalım artık. Karınlar acıkmadı mı?"

İkizleri karınlarından gıdıklayınca iyice güldüler. Ben de gülüp kaldırdım ikisini de.

"Hadi bakalım. Bu sefer babayla yapacaksınız kahvaltıyı. Anne daha uykusunu alamamış. Hadi hemen üzerimizi değiştirip gidelim de karnımızı doyuralım."

Oğlanları yatağa oturtup valizden kıyafet getirdim. Üzerlerini değiştirip valizlerini kapattım. Ardından çantalarını alıp, ikisini de kucağıma aldım.

"Hadi babacım, şimdi anneyi uyandırmadan gidelim bakalım."

Yavaşça geçtim bizim odaya. Bahar hala aynı şekilde yatıyordu. Ses çıkarmadan odadan çıkıp kapıyı kapattım.

"Yavuz, günaydın."

Duyduğum sesle irkilip arkaya döndüm. Sinan kucağında Zeynep'le sırıtarak bakıyordu.

Vuslat🥀Donde viven las historias. Descúbrelo ahora