1: Üç, iki, bir! Kayıt!

20.9K 1.1K 570
                                    

Parmaklarımın ucundaki simsiyah saçları okşamak bana büyük bir haz veriyordu. Biçimli kaşlarına dokunmayı da çok seviyordum. Kirpikleri ise sanırım dokunmayı en çok sevdiğim yeriydi.

Canlı, bembeyaz ten rengi birçok senaryoma ilhamdı mesela. Kıpkırmızı dudakları ilhamdı bana. Her şeye rağmen ışıltılarının sönmediği parlak gözleri ise dalıp gittiğim için dikkatimi dağıtan, zaafım olan parçasıydı.

Bir de şu an kollarımın arasında küçülse de aslında tam tadında olan vücudundan bahsederken bile içim titriyordu ki uzun süredir, hatta çok uzun süredir ona istediğim gibi dokunamıyor oluşum beni zor duruma sokuyordu, onu özlüyordum.

Benim ise saçlarım yoktu. Kaşlarım yoktu, kirpiklerim birkaç tel kalmıştı. Eskiden canlı, kavruk olan tenim artık sönük, pul pul, cansız bir tondaydı. Çok zayıftım. Gözlerimin -her ne kadar Jungkook kabul etmese de- yıldızları sönmüştü. Çirkindim. Ama bunu aşmıştım. Jungkook beni bırakmadığı sürece de bu konuda iyi olacaktım.

Yorgun hissettiğim için gözlerimi kapatıp oynadığım saçlardaki parmaklarımın hareketini durdurmuş ve usulca derin bir nefes alıp vermiştim. Onun kokusunu da çok seviyordum. Beni mayıştırıyordu. O sırada uyanmaması için boşuna çaba sarf ettiğimi fark etmiştim çünkü saçlarıyla oynamayı bıraktığım an gözleri aralanmıştı.

"Taehyung?" Demişti muhtemelen yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle. Aynı zamanda gözlerini kırpıştırıyor, açmaya çalışıyordu.

"Uyanmanı istememiştim, üzgünüm, hadi uyumaya devam et"

"Sorun değil Taehyung" diyerek olduğu yerde yavaşça kıpırdanmış ve belime sarılı kolunu biraz sıkılaştırmıştı. "Sen neden uyumadın? Gözlerin kızarmış?"

"Biraz seni izlemek istedim" demiştim omuz silkerek. Anında dudakları kıvrılınca istemsiz bir şekilde ben de gülmüştüm.

"Bebeğim, bunu yapmaman gerektiğini uzun uzun konuştuğumuzu hatırlıyorum. İyi uyuman gerek"

Sessiz kaldığımda iç geçirerek biraz yükselmiş ve dudaklarını alnıma bastırmıştı. Gözlerim anında kapanırken beni kendisine çekip boynuna yaslanmamı sağlamıştı. Bu sefer ben onun göğsüne sığınmıştım. Hemen ona olabildiğince sokulmuştum. Zaten yorgundum, gözlerimi açmak şimdi daha zordu.

"Bugünü verimli geçirebilmemiz için uyuman gerek biliyorsun değil mi?" Mırıldandığında aynı ses seviyesinde onu onaylamıştım. "Hadi bebeğim" demişti. "Biraz uyu ve sonra seninle eğlenelim. Bugün yapabilmek için birçok şeye izin aldım. Seni çok güzel eğlendireceğim. Ama uyursan, dinlenmiş olursan tabi"

Söyledikleri heyecanlanmama neden olurken göğsüne bir öpücük bırakıp tekrar yanağımı yaslamıştım. Bugünü güzel geçirmek istiyordum çünkü akşam kemoterapiye girecektim. Çıktıktan sonra tam olarak kendime gelmem bazen bir haftayı bile buluyordu. Ayrıca doktorum da kemoterapi sonrası her konuda daha hassas olacağım için yakınlaşmamamız gerektiğini belirtmişti. Bu yüzden Jungkookla gelenek haline getirmiştik bunu. Kısa da olsa ayrılmadan önce çok harika vakitler geçiriyorduk. Bol bol sarılıp öpüşüyor, eğer şanslıysam -Jungkook beni öperken bile tereddütlüydü, tedbir amaçlı fazla yakınlaşma olmuyordu aramızda, bunu istemesem de empati yapınca onu anlayabiliyordum- sevişiyorduk.

Jungkook uyumam için sırtımı okşamaya başladığında mayışsam da uyumak yine zor olacak gibiydi. Uyumayı sevmiyordum çünkü açıkçası bir daha uyananamaktan korkuyordum. Bu yüzden uykuya dalmam zor oluyordu.

Bu detayı da filmimde ince bir ayrıntı olarak yerleştirdiğimi hatırladım da, bunu izlediğinde ne tepki vereceğini merak ediyordum.

Hayatım hakkında aklında birçok soru işareti olduğunu biliyordum. Ama bunları gidermesi için ikimize de uygun bir zaman olmalıydı ve ben de bu zamanı ameliyat günüm, hatta saatim olarak belirlemiştim.

Sessizce mızmızlanarak iyice ona sokulduğumda diğer eli ensemin biraz üzerinde durmuş ve orada oyalanmaya başlamıştı. Parmaklarının narin hareketleri durmazken daha fazla dayanamayacak gibi olmuş, kokusuna sığınarak uyumaya çalışmıştım.

Çalışmıştım diyorum çünkü pek de başarılı olamamıştım. Aklımda dönen senaryo, film seti, filmimin çıkacağı gün ve birçok şey bana uykudan çok daha tatlı geliyordu. Bu yüzden hayal kurmaya başlamıştım yine. Jungkookun, hayatımın filmini izlediği sahneyi canlandırmaya çalışıyordum beynimde. Bu biraz yorucuydu fakat güzeldi işte.

Neyse, bu hayalin gerçeğini hepimiz merak ediyoruz değil mi? Eh zaman, hadi başlayalım.

Üç, iki, bir! Kayıt!




__

Hayatını filme dökmek isteyen hasta bir yönetmen ve onun ilhamı olan biricik sevgilisi Jungkook ile karşınızdayım yine ❤️

Umarım aklımda oluşturduğum şeyleri güzelce yazıya dökebilirim ve siz de beğenirsiniz ❤️

Not: Kanser hakkında çok bir bilgim yok fakat yakın bir arkadaşımın yaşadığı şeylerden ilham alarak, ondan duyduklarım kadarıyla ve tabi ki biraz da araştırarak yazacağım, bu yüzden gerçekte de böyle mi falan diye sormayın, kesin olarak bilmiyorum çünkü, haberiniz olsun ❤️

Kendinize iyi bakın ❤️

#son17

Record! :taekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora