6: Seni hayatını adadığın filmin setine götüreceğim.

7.2K 802 445
                                    

Not: Bölümün sonlarına doğru cinsel içerik bulunur.


__

"Jungkook?"

Kapımın yavaş ve sessiz bir şekilde açıldığını duyduğumda Jungkookun geldiğini düşünmüştüm. Çünkü yaklaşık iki buçuk saat önce kendisine kahve almak için odadan çıkmış ama bir daha geri gelmemişti. Muhtemelen bir sorun yoktu ama endişeli ve sinirli hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum.

"Uyumadın mı?" Demişti tahmin ettiğim gibi içeri o girerken. "Uyusaydın keşke"

"Tanrı aşkına, ne saçmalıyorsun? Kahveyi tek tek öğüterek mi yaptın anlamıyorum. Neredeydin?"

"Bazı işlerimin olduğunu hatırladım" demiş ve kupasını ellerinin arasında tutmaya devam ederken karşımdaki koltuğa yerleşmişti. "Üzgünüm, seni endişelendirdiğim için"

Garipti. Ses tonu garipti, konuşma şekli, üslubu garipti. Kesinlikle hiçbir şey anlamamıştım ama bir şey olmuştu. Bu çok belliydi, ortada büyük mü küçük mü bilmem ama bir sorun vardı. Hareketlerinden bile belliydi.

"Sorun ne Jungkook?" Demiştim derin bir nefes alıp verdikten sonra onu incelerken. Gerçekten içeri geldiğinden beri yüzüme bakmıyordu. "Yanlış bir şey mi yaptım?"

"Hayır, bir sorun yok. Uyumaya çalış, hadi" diyerek beni geçiştirmeye çalıştığında kaşlarım çatılırken dediğinin aksine daha da dinç bir şekilde oturarak ona bakmaya başlamıştım.

"Jungkook-"

"Taehyung, sadece biraz düşünmeye ihtiyacım var" demişti sıkılmış bir surat ifadesi takınırken. "Lütfen biraz anlayış göster"

"Neden bir şeyleri saklamaya çalışıyorsun? Bunu yapmanı istemiyorum. Ortada bir sorun varsa birlikte üstesinden gelebiliriz-"

"Taehyung, şu an bunu konuşmak istemiyorum. Yorgunum. Uyuyalım mı?"

"İstemiyorum uyumak" demiş ve biraz üzülerek ona bakmıştım. "Neden böyle davranıyorsun?"

"Sadece üstelemeni istemiyorum"

"O zaman birlikte olmamızın ne anlamı kalıyor?" Demiştim sessizce. "Ben de sorunum olduğunda sana anlatmayayım o zaman, böylece birbirimize de ihtiyacımız kalmaz"

"Bunu demek istemediğimi biliyorsun"

"Ama söylediklerin buna çıkıyor" Üzgünce mırıldanmıştım. "Onca şeyi beraber atlattık ve şimdi ortada belirgin bir sorun var ama sen düşünmeye ihtiyacın olduğunu ve susmamı istediğini söylüyorsun. Bundan ne çıkarabilirim?"

"Taehyung-"

Yorgun bir şekilde, biraz da oflarcasına adımı söylediğinde devamını getirmesine gerek yoktu. Bakışlarımı ondan çekip arkamı dönmüş ve üzerimi iyice örterek gözlerimi kapatmıştım.

"Odadan çıkarken ışığı kapat lütfen" demiştim sessiz ama net bir şekilde. Derin bir nefes verdiğini duymuştum ama hiçbir şey söylemeden dediğimi yapmış, ayağa kalkmıştı. Bana doğru geldiğini anladığımda ise yapacağı şeyi anlayarak örtüyü gözlerimin altına kadar çekip iyice büzüşerek beni öpmesini istemediğimi net bir şekilde belli etmiştim. Hareketim elbette gözünden kaçmamıştı. Ayak sesi önce yavaşlamış, ardından da durmuştu. Sonra döndüğünü duymuştum ve ışıklar kapandığında ise gözlerimi sıkıca kapatmadan edememiştim.

Bu gece uyuyabilir miydim, bilmiyorum.

Derin bir nefes vererek örtüyü tekrar çenemin altına kadar indirmiştim. Kalbim çok hızlı atıyordu ve beynimde bir şeylerin zonkladığını hissediyordum. Sorunun ne olduğunu bilmediğim için tam olarak ne düşünmem gerektiğini de bilmiyordum. Gayet normal bir ruh haliyle odadan kahve almak için çıkan sevgilim, uzun bir aranın ardından geri döndüğünde birden agresifleşmiş, garipleşmişti.

Record! :taekookWhere stories live. Discover now