4. Bölüm: Damga

108 31 50
                                    

İlkay uykusunda Aşama 1'i gerçekleştirirken, feci terlemiş ve acıdan kıvranır halde, kilometrelerce uzaktaki Marie ile aynı şeyleri yaşayacağından habersizdi.

İlkay

Sol elimdeki sızıyla bayıldığım yerden kalkarken başımın döndüğünü hissettim. Günüm çok gerçek dışı başlamıştı. Rüyamda berbat bir cehennemin içine düştüğümü sanmıştım, gerçekten. Aslında uyanana kadar rüya gördüğümün farkında değildim ve gerçekten öldüğümü düşünmüştüm. Ölüp cehennemi boyladığımı. Bunun için o tufanın içinde yatmadan önce annemle kavga edip ona bağırdığım için çok pişman olmuştum.

Sonrasında ultra gerçek dışı şeyler olarak o tüple başa çıkmaya çalışmıştım. Odamdaki makasla üzerine vurup kırmak için uğraşmıştım. Sonuç olarak başarmıştım da. Cam şey birkaç sert vuruşumdan sonra tam ortasından ikiye ayrılıp içindeki sarı suyu havaya salmıştı. Sanki bir tür ayini gerçekleştirir gibi sıvı elime girip sonrasında da tüplerin onu takip etmesini sağlamıştı. En son acıdan kendimden geçmiştim. Sabaha karşı uyanıp tüm bunları yaşamama rağmen mucizevi bir şekilde odama hiç kimse gelmemişti.

18 yaşında bir kız olarak iki ay sonra üniversite sınavına girecektim. Konu eksiklerimi kapatmak için her gün erken kalkardım ama bugün alarmla değil malum şey yüzünden uyanmıştım. Saate baktım, 07.30'du. Annemler birazdan uyanırdı. Bu yaşadığım şey gerçek miydi değil miydi emin değildim. Anneme söylemeye kalksam içime bir şey kaçtığını düşünürdü. Babam ise benimle dalga geçerdi. En iyisi hiçbir şey söylememekti.

Cam tüpün girdiği sol elime baktım. Haydi buyurun cenaze namazına! Rüyamdan uyanmadan önce duyduğum Aşama 1, elimin içe damgalanmış gibi bana sırıtıyordu.

*

Kahvaltı yapıp evden çıkana kadar elimin içindeki yazıyı görmezden gelmiştim. Evdekiler de hiçbir şeyden şüphelenmemişlerdi. Çektiğim acıların hiçbirinden haberleri yoktu. Okulda ise işler değişmişti. Durmadan elimin içindeki kabartmalı yazıya dokunmuştum. Kendimi damgalanmış gibi hissediyordum. Hiçbir sırrımı saklamadığım yakın arkadaşlarımdan bu durumumu saklamak zor olmuştu. Özellikle sık sık dokunduğum avuç içimi gizlemek hayli meşakkatliydi.

Öğle arasında kızlarla okulun bahçesinde çardakta oturuyorduk. Başımı geriye yaslamış gökyüzüne bakıyordum. En yakın arkadaşım Başak ise yandaki banktan ayaklarını benim bacaklarımın üstüne uzatmış halde kestiriyordu. Tam karşımda oturan Ayça bana dönüp "Evde mi bir şey oldu?" diye sordu. Sabahtan beri üstüme geliyorlardı. Evet, teknik olarak evde olmuştu tüm olaylar ama bunu bilmelerine gerek yoktu. "Bir şey olmadı dedim
ya. Bir şey olsaydı ilk sizin haberiniz olurdu zaten. Yeter darlandım." Başak yayıldığı yerden kalkmadan "Her neyse yakında ortaya çıkar." dedi.

"Yok bir şey diyorum. Bi' salın beni." "Murat da rahatsız etmediğine göre kesin regl oldun." bu sefer Sude konuşmuştu. Ayça'nın yanında oturuyordu ve bazen çok sert bakabiliyordu. Tıpkı şimdi baktığı gibi.

"Yok daha iki hafta var." dedim. Başak, "Sude, kanka, sırf sen her regl olduğunda içinden küçük bir seri katil çıkıyor diye bizim de öyle olmamızı bekleme. Kaç sene geçti öğren artık içimizden 13'lük ergen çıkmayacağını." hafifçe güldüm. Sude hararetli hararetli "Sanki sen çok normal oluyorsun regl dönemlerinde." dedi, başımla onaylayarak "Evet." dedim. Ayça da "Aynen gayet normal oluyor." dedi.

Sude hemen "Tamam kesin." diyerek kafasını başka yöne çevirdi. Başak "Atarını yerim senin." diye mırıldandı. Kıvırcık saçlarını çekiştiren Ayça düşünceli düşünceli "Annemi sizin eve mi göndersem acaba, o Selma teyzenin ağzından laf alabilir." "Annemi niye işin içine katıyorsunuz ya, sonra aşık mısın diye üzerime gelecek yine." "Evet aşık olmadığını biliyoruz ama başka bir şey olduğu da kesin." dedi Sude. Bankın ucuna oturmuş ayaklarını yavaşça yere sürtüyordu. Okul formamız kırmızı renkteydi ama Sude pembeye çok yakın bir şey giyiyordu. Güya yanlışlıkla beyazlarla yıkayınca pembe olmuştu. Bu durumda daha çok beyazların pembeleşmesi olasıydı ama müdür yardımcılarını kandırmayı başarmıştı. "Herkese kırmızı yakışmayabilir." demişti bize açıklama yapmak için. Haklıydı ama Başak'a kesinlikle çok yakışıyordu. Gerçi ona her şey yakışıyordu.

NesilWhere stories live. Discover now