Nesil

11. Bölüm: Geçmişte Yaşananlar

Oleg

Ağzımdakini hızlıca yuttum ve tabağımda olan bakışlarımı Bryce'a çevirdim. "Nasıl eğiteceksin bizi o zaman?" diye sorduğumda Marie araya girdi "Bir dakika, senin mutasyon geçirmen gerekmiyor muydu? Gayet sağlıklı gözüküyorsun."

"Tamam açıklayacağım." diye ellerini havaya kaldırdı Bryce. İlkay'a baktığımda çatal tutan eli titriyordu. Gözgöze geldiğimizde hemen gözlerini kaçırdı ve çatalını bıraktı. Korkak.

"Öncelikle annemin Madam olduğunu size de söylemeliyim. Zaten bu bir sır değil." diyerek önce bana sonra İlkay'a baktı. Kaşlarımı çattım. "Annem daha Porselen Tarlası'nın yöneticisi olmadan önce babamla yasağı çiğneyip ilişki yaşamaya başlamışlar ve annem hamile kalmış. Babam onu çocuğu aldırması için zorlayınca ondan kaçmış ve beni bütün risklere rağmen doğurmaya karar vermiş. 9 ay boyunca dünyada babamdan ve yönetim ekibinden kaçmış. Doğum vakti yaklaşınca da Şifacı bir arkadaşını yardımıyla beni doğurmuş. Birçok vücut deformansıyla doğmuşum. Gücü üstün seviyede olan Şifacı arkadaşı yani Abigail sayesinde yaşayabilmişim."

Bir an İlkay'a döndü, "Abby yaşayan en iyi Şifacı'dır İlkay, ondan da ders alacaksın." sonra devam etti, "Ama işin önemli kısmı annemle başlıyor. Hamileliği ve doğum süreci boyunca annemde bazı değişiklikler olmuş. Annemin ana özel gücü Durugörü'dür. Ama bana hamileyken Telepatik ve Teleoptik Görü yeteneği güçlenmeye başlamış. Bunun dışında vücut yapısı gelişmiş. Doğum sırasında ise mutasyona uğrayan tek kişi ben olmamışım. Annemin de içindeki Nesil özünün mutasyona uğramasıyla genlerinde gizli duran bir sürü özel güç açığa çıkmış. Bunların içinde Zihin Kontrolü, Telekinezi, Psikometri, Pirokinezi, Anı Değiştirebilme gibi güçler var. Bir Nesil'in bu kadar özel güce aynı anda sahip olması ölümcüldür. Ama annem bununla başa çıkıp hayatta kalmış ve beni de hayatta tutmayı başarmış." Bryce bunları yüzünde bir memnuniyet ifadesiyle anlatıyordu ama başka bir şey gizlediğini hissediyordum.

"Ben 2 yaşıma gelene kadar dünyada saklanmışız. Bu sırada o da güçlerini tamamen kontrol etmeyi öğrenmiş. Benim durumum ağırlaşınca da Porselen Tarlası'na geri dönmeye karar vermiş çünkü Abigail ve diğer birçok şifacı Porselen Tarlası'ndaymış. Ama şöyle bir durum var ki birbirleriyle ilişki yaşayan Nesil'ler cezalandırılır, birçoğunun gücü alınıp sürgün edilir. Annem babamın en ufak bir ceza bile almadığını duyunca çok sinirlenmiş." Marie'ye bakıp "Babam yönetim ekibindeydi." dedi. "O da çok güçlü bir Nesil'di. Ayrıca yönetim ekibinin bütün üyelerine ikinci bir güç bağışlanır. Sana da verileceği gibi Marie."

"Babam tüm suçu anneme atarak bir türlü cezadan kurtarmış kendini. Annem de Porselen Tarlası'na gelirse sürgün edileceğini bilerek hazırlıklara başlamış. Birkaç ay boyunca kesintisiz kendini güçlendirmek için çalışmış. Benim durumum da daha kötüye gidiyormuş. Vücudumdaki yaralar genişlemiş. Annem beni ölümden kurtarmak için hazırlıklarını yarıda kesip tek başına Porselen Tarlası'na saldırmış. O zamanki Yönetici'yi indirip başa geçmiş ama babam kaçmayı başarmış."

"Bir dakika bir dakika," Marie yine araya giriyordu "Nasıl saldırmış yani? Bir de tek başına? Nesil'ler arasında savaş mı çıktı?" Bryce seslice güldü. "Sabırlı olursan bütün ayrıntıları öğreneceksin." dedi.

"Evet annem tek başına yönetim ekibiyle savaşmış ve sonucunda da onları yenmiş. Porselen Tarlası'ndaki diğer Nesil'ler ona karşı koymamış çünkü karşı koyarlarsa sonlarının ne olacağını çok iyi biliyorlarmış."

"Yönetim ekibindekilere ve Yönetici'ye ne oldu peki?" Marie susmasını bilmiyordu. "Öldüler." dedi gayet rahat bir şekilde Bryce. "Baban nasıl kaçmış?" İlkay sormuştu soruyu. "Babam çok sinsi bir adamdır. Annem saldırıya başladığı anda kaçmış." hala anlatılmayan çok şey vardı.