6. Bölüm: Yeni Damga

76 29 17
                                    

Marie

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Marie

Yavaşça gözlerimi araladım. Yattığım yer çok sertti. Saçlarımı yüzümde hissediyordum. Bulanık bir şekilde mobilyaların ayaklarını gördüm. Dirseklerimi yere koydum ve doğruldum. Yatağımın hemen kenarında yerdeydim. Başım tonlarca ağırlığındaydı sanki. Gözlerimi ovuşturdum. Oturur pozisyona geldiğimde parkeler gıcırdadı. Yeni bir rüya ve yeni bir tüple uğraşmıştım. Bu sefer rüyalar ve tüpün rengi farklıydı ama sonrasında gerçekleşenler tamamen aynıydı.

Rüyadan uyandığımda tüple savaşmamayı seçip öylece beklemiştim. Tüp hiçbir şey yapmamama rağmen yine ortasından çatlayıp içindeki kırmızı sıvıyı serbest bırakmıştı. Yine ve yine önce sıvı sonra da tüpler elime girmişti. O acıya dayanabilmek imkansızdı. Rüyalardan bile daha kötüydü. En sonunda da acıdan bayılmıştım.

Dün işe gitmemiştim. Patronum Amy kendisine bıraktığım mesajı almış ve beni geri aramıştı. Ona olayı özet geçip o günlük izin istemiştim. Bugün ise çarşambaydı, zaten mesaim yoktu. Gardırobumun aynasından kendime baktım. Tanıdık manzara olan berbat halim karşıladı beni. Bu sefer sol elimin içinde Aşama 2 yazıyordu. Başımı ellerimin arasına aldım. O sırada kapının açılış sesi geldi.

"Ben geldim!" gelen ev arkadaşım Karen'dı. Dün gece eve gelmemişti. Ayıldığımdan beri oturduğum yerden kalktım. Dengemi kurmakta zorluk çekiyordum. Odamın kapısına ilerleyip açtım ve dışarı çıktım. Karen hala girişteydi. Beni görünce önce gülümsedi sonra yüzü asıldı. "Marie, iyi misin? Çok solgun gözüküyorsun." elindeki ceketi yere bırakıp bana yaklaştı. "Birkaç gündür iyi uyuyamıyorum." dedim. Yalan değildi, hiç iyi uyuyamıyordum. Sağ eliyle nazikçe kolumu tuttu.

"Sana iyi gelecek bir şeyler yapabilirim. Benimle gel." deyip giriş kapısının karşısındaki koltuğumuza oturttu beni. Üzerime yerde olan bir örtüyü hafifçe örttü. Karen'ın ev arkadaşlığını seviyordum. Hiçbir zaman yakın arkadaş olmamıştık ama bazen, ikimiz aynı anda evde olduğumuz zamanlarda, çok eğleniyorduk.

"Sen rahatına bak." deyip koltukları geçti ve mutfağa vardı. "Normalde mutfağın ustası sensin ama bugün biraz ben hünerlerimi sergileyeceğim." Mutfakla salonu ayıran sadece iki kolon ve mermer tezgahtı. Yani Karen'ı görebiliyor ve dediklerini rahatça duyabiliyordum. Koltuğa iyice gömüldüm. "Ne yapacaksın bana?" diye sordum. Karen arkasına dönmeden cevapladı "Seni mutlu edecek bir şeyler." gülümsedim. "Şimdiden mutlu ettin bile." o da bana dönüp gülümsedi.

Başımı arkama yasladım ve gözlerimi kapadım. Dizlerimi de kendime çekip bir nevi kendime sarıldım. "Dün niye eve gelmedin?" diye sordum Karen'a. "Arkadaşlarla fotoğraf çekiyorduk." "Tüm gece mi?" "Evet, tüm gece." "Vay be." dedim. Karen'ın kıkırdama sesini duydum. "Sen dün neler yaptın?" diye sordu bana. "İzin aldım, işe gitmedim." "Hah! Hadi canım oradan! Senin işten izin aldığın nerede görülmüş?" cevap vermedim. Göz kapaklarım sızlıyordu.

NesilWhere stories live. Discover now