Nazım Hikmet'ten Piraye'ye Mektuplar

1.7K 28 19
                                    

"Seni düşünmek güzel şey
                                  ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
                              şarkı söylemek istiyorum..."

Nazım Hikmet Ran

Nazım Hikmet aşka aşık, mavi gözlü bir devdir şiir dünyasında. Kalbine birçok kadın dokunmuştur, birçok kadın şiirlerinden satır satır okunmuştur. Ama nedense bir Piraye vardır, Nazım'ın Piraye'si, yıllarca belki de bu ülkede kız çocuklarına en çok ismi verilen şair eşi... Evet, Nazım Piraye'yi çok sevdi, Nazım hayatına giren bütün kadınları sevdi belki. Yine de, sanki okuyucularını en çok etkileyen şiirlerinde, hikayelerinde Piraye bizim kalbimizin ayrı bir yerine dokundu.

Piraye daha on altısında, Vedat Örfi ile evlenir ve iki çocuk sahibi olur. Ancak Vedat Bey, sanata düşkün ruhunun peşinden piyanist olma hayali ile Paris'e gider. Piraye eşini dört yıl kadar bekler, ancak sonunda umudunu keserek annesinin evine döner. Nazım ise bu yıllarda, Nüzhet Hanım'la ilk evliliğini gerçekleştirmiş, fakat özellikle eşinin ailesinin baskısı nedeniyle iki yıl sonunda ayrılma kararı almıştır.

1930 yılına geldiğimizde, Piraye şairin kız kardeşiyle yakın arkadaştır ve ikili böyle tanışır. Nazım Piraye'nin kalbine girebilmek adına bir yıl boyunca peşinde dolanır. İkisinin de ailesi istemez bu birlikteliği. Piraye resmi olarak henüz boşanamamış, iki çocuklu bir kadındır; Nazım ise komünist ve beş parasız bir şair... Bütün engellere rağmen Nazım'ın ısrarı ve insanın kalp ritmini değiştiren dizeleri Piraye'yi sonunda bu evliliğe ikna eder. 1932 yılında evlenirler. Daha birbirlerine doyamamışken belki de, Nazım'ın 13 yıl sürecek mahpusluk günleri başlar ve aşklarını yaşayabilmelerinin tek yolu birkaç kelamlık mektuplardan geçer.

 Daha birbirlerine doyamamışken belki de, Nazım'ın 13 yıl sürecek mahpusluk günleri başlar ve aşklarını yaşayabilmelerinin tek yolu birkaç kelamlık mektuplardan geçer

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Lanet olsun, ne muazzam şey seni sevmek! Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. Canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. Bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden..."

"Karıcığım,

Sen meğerse nasıl her şeyimmişsin benim...Seni sevmek benim içimde, toprağı, suyu, güneşi, hayatı ve fikri sevmekle birbirine karıştı. Sen ciğerlerimdeki nefes, gözlerimdeki ışık, kalbimdeki çarpıntı ve beynimdeki düşünce gibisin. Neyi düşünürsem seni düşünüyorum. Neyi görsem seni görüyorum.

7 Mart 1934"

7 Mart 1934"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aşk MektuplarıWhere stories live. Discover now