XV

21K 2.3K 794
                                    

sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız
-Ayrılık Sevdaya Dahil, Atilla İlhan

sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı hâlâ kıp...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-Aurelia, Dante Gabriel Rossetti

🎵 Crush - Cigarettes After Sex

"Kelimeler, onlara biçtiğiniz anlam kadar varlar." diyor Monsieur Jeon. Manşetlerini katlıyor usulca, incecik parmakları naif hareketlerle şekillendiriyor beyaz gömleğini, güzelliğinin göz kapaklarıma bindirdiği ağırlığı kaldıramıyorum, kirpiklerim titriyor, yumuşak teninin her bir zerresini gözlerimle taramaktan kendimi asla alamıyorum ki zarifliği tekrardan kendimi tutmama hiçbir suretle yardımcı olmuyor. Esintili bir Salı sabahı, eğitmenim Jeon Jeongguk'un kansızlıktan muzdarip olduğu hususunda artık en ufak bir şüphem dahi yok zira teninin sağlıksız beyazlığına eşlik eden kehribar ışıltılı gözlerindeki renksizlik kendini oldukça ele verse de tüm gün elinde dumanı tüten bir kahve taşıyor olmasına rağmen ellerinin soğuk oluşu başlı başına bir hikaye anlatmakta.

"Bir düşünün. Şayet bugün, elimde tuttuğum şu objeye 'bardak' demeseydi birileri, yüzyıllar önce, bambaşka bir sözcükle tanımlasaydık her eylemi ve her ismi, her sıfatı, hiçbir farklılık oluşturur muydu günümüzde dudaklarımızın aldığı biçimle şekillenen sesimiz dışında?"

Muazzam parmaklarıyla kavradığı bardağı masasının üstüne usulca bıraktığını ve hemen ardından masadaki duruşunu düzelttiğini fark ediyorum, birtakım takıntıları olduğunun bilincindeyim. Dudaklarım bir gülümseme için geriliyor. Düşüncelerinden, hareketlerine kadar kirpiklerimin gölgesini ayıramıyorum ondan ve bunun hoşuma gitmeye başlıyor oluşu ne kadar sağlıklı, bilemiyorum.

"Bir düşünün." diyor tekrardan, kollarını göğsünde kavuşturarak teninin gerilmesine sebep olurken. Dikkatim istemsizce dağılıyor, her beyaz gömlek gibi tenini açıkça belli eden kıyafeti sebebiyle kollarını saran sıkı kaslarına düşüyor gözlerim. O kolların güçlü olduğunu biliyorum, bedeninin gölgesine göre olması gerekenden de güçlü olduğunu çok iyi biliyorum zira Monsieur Jeon'un lise zamanındaki danseur videoları birçok öğrencinin elinde dolaşıyor, o videolarda bir kadını tam dört dakika boyunca kollarında döndürdüğünü gördüğümü hatırlıyorum. Bu yüzüme bir gülümseme konduruyor ve Monsieur Jeon'dan sıyrılmaya çalışarak ders başında başladığım çizimime birkaç detay daha katıyorum. "Jeon Jeongguk'u Jeon Jeongguk yapan adı mı, niteliği mi? Bize yardımcı olsun diye geliştirdiğimiz lakin günümüz öğrencilerine eziyet çektiren rakamları farklı bir sembolle açıklasaydık, bu onlarda bir değişiklik yaratır mıydı? Peki aşk? Aşk nedir, gözünüzde?"

dalgın ölü*Where stories live. Discover now