XVI

21.2K 2.3K 1.5K
                                    

pembe kağıtlar aldım
hayatıma bir ölüm yazacağım
bir ölüm, pek de inandırıcı olmayan
yazık hiçbir şair bir çiy tanesi kadar bile sızmadı kâğıda
kayıp şiirlerim gül resimleridir şimdi.
yazık bir son mektup bile bırakmadan gitti
zeyniler köyünde çalıkuşu şimdi artık zaman.
-Çalıkuşu'nun Z Raporu, Didem Madak

-Venus Verticordia, Dante Gabriel Rossetti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-Venus Verticordia, Dante Gabriel Rossetti

🎵 Kristian Kostov - Beautiful Mess

Ellerim titrek; sözlerim gibi, ruhum da. Ruhunuzun bir poyraza kapılır gibi titrediğini hiç hissettiniz mi bilmem lakin bana çokça olur bu. Ruhumun serbestlik çığlıkları, etrafını saran etten zindana çarparak dönüyor ona, tir tir titriyor, hissediyorum iliklerime dek. Kimi zamanlar, öyle güçlü oluyor ki bu çığlıklar, sahi beni delip terk edecekmiş gibi hissediyorum, her şey gibi.

O anlardan birindeyim. Ruhum tir tir titriyor, soluk borumda bir yumru, dudaklarım kurumuş, rüyalarım karanlık.

Jeongguk'un zilini rahatsız ediyor işaret parmağım, ondan gelecek en ufak sese dahi muhtaç olduğumu fark ediyorum.

Adımlarını duyuyor gibi oluyorum, yavaş adımlar ulaşıyor kulağıma, acelesiz tavırlarıyla zaman harcıyor âdeta, belki geldiğimi anlıyor, bilmiyorum.

"Sora-"

Sözünü bitiremiyor. Gözlerimiz buluştuğunda, her daim düzenli tuttuğu saçlarının kıvır kıvır çenesine döküldüğünü görüyorum, çok uzamış saçları, kıvır kıvır, çok güzel benim aşkım.

Gülümsüyor, elimdeki saksıyı uzatıyorum ona. İçinde uzun, beyaz zambaklar, saksıda seneler önce o karşımda kitap okurken resmettiğim sureti var. Gözleri titriyor.

"Günaydınlar sana." diyorum. "Günaydınlar, güzel aşkım."

Gülümsüyor, paramparça bir gülümseme bu, yılgın.

"Güneş batacak." diyor. "Güneşi biz doğuracağız." diyorum.

Saksıyı özenle alıyor ellerimden, o içeriye adımladığında peşinden geliyorum, üzerinde adlarımızın yer aldığı kapıyı örtüyorum ardımdan. Sevgilim, ilk geldiğinde anılarla dolu, değiştireceğim dediği daireden kopamıyor. Ah, sevgilim, çok yalancı.

Gözlerim, aylardır uğramadığım dairede dolanıyor. Her şeyi bıraktığım gibi buluyorum, daha da güzel görünüyor artık. Evim gibi hissettiriyor, seneler sonra ilk defa, içinde Jeongguk var zira.

"Kokun sinmiş." diyorum, önümde yürüyor. Duraksıyor. Elleri yara bere, saksı titriyor, görüyorum. Yutkunuyor. "O kadar eksikti ki buradan kokun, evim gibi şimdi. Evim gibi, Jeongguk."

Boğazını temizliyor ve saksıyı pencere kenarına götürüyor. Duruyor ve salonu izliyorum, her bir köşesinde duraksıyor gözlerim.

"Dikkat et." diyor, arkasını dönmeden bana. "Ben seni kucaklamadan gelme buralara, hâlâ cam kırıkları olabilir."

dalgın ölü*Where stories live. Discover now