dördüncü bölüm

5.4K 802 703
                                    

"Minho hyung, sen o çocuğu tanıyor musun?"

"Sen de iyice sapık oldun, biliyorsun değil mi?" Minho, Pringles paketinde ağzına kalan son cipslerden birini atarken Hyunjin kafasıyla patronunu onaylarken zevk alıyor gibi duruyordu.

"Ama hep aynı şeyler! Seungmin bebesi de bana inanmıyor zaten, of!" Artık kafayı yiyecek raddeye gelmiştim, hayatımda ilk defa reddediliyordum ve bu imkansız falandı.

"Seungmin kim?" Hyunjin onun dediği şeye güldü, aslında bana da komik gelmişti. Hani patron falansın be Minho, çalışanını bilmemek ne?

"Hani gece vardiyasında çalışan varya, kendi çalışanını bilmiyor musun be adam?" Hyunjin kendi dediği şeye güldü hafifçe yüzüne bakarken.

"Onun adı Seungmin mi?" Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu şimdi.

"Ne sanıyordun?"

"Hyung, lütfen benim adımı söyler misin?" Hyunjin dedi bunu, ardından bir cips de o yedi benim lafımı böldüğünü umursamadan.

"Ya Yoonji senin adını unutmam, her gün birlikteyiz." İkimiz de derin bir sessizliğe büründük, bunu bozan şey benim kahkaham oldu, Yoonji de bana bağırdı. Minho'nun yaptığı şaka da olsa, gerçekten her gün birlikte olduğu kasiyerinin adını bilmiyor da olsa Hyunjin'in yüzüyle birleşince içinde bulunduğum en komik anlardan biriydi.

"Yoonji kız ismi." Resmen kafamu geri atarak kahkaha atıyordum şu an.

"CHANGBIN OTA BOKA GÜLÜYORSUN SEN DE!" Sinirlenmiş bir sırık anca beni daha çok güldürür zaten. "Hem Minho hyung biliyor musun, dün Changbin müşteriden saygısızlığı yüzünden azar yedi."

Ya ben senin ağzına sıçmazsam varya...

Minho'nun gözleri kocaman açılmıştı şimdi, bizi pek sevmezdi ama saygıya çok önem verirdi. İşinde gayet ciddi bir adamdı.

"Açıklama yapacak mısın?"

"Tabii ki! Yakışıklı bir çocuk her gün geldiği için artık aramızda bir samimiyet oluşmuştu zaten ve... ne bileyim ben de artık o seviyeleri çoktan aşmışızdır diye düşündüm ama çocuk biraz katı çıktı, işte sana bahsettiğim çocuk o hyung, oturup ağlayacağım cidden."

Minho hyung sinir püskürtmekten çok 'ben bu salağı nereden buldum?' dermişçesine derin bir nefes aldı. Bu cümleyi söyleseydi daha az acıtırdı sanırım.

"Sen niye müşterilere böyle davranıyorsun? Zaten formda doldurduğun şeylerin yarısı yalan çıktı hayvan! Yok Samsung bayisinde çalıştım yok Colin's'te çalıştım."

Bu adam bazen beni korkutuyordu, şu anki söylenir sesi bile bir o kadar korkunçtu.

"Ama hyung bu çocuk çok~ yakışıklı ama birazcık sert çıktı, çok az."

"Ah tam bir tsundere, Changbin tam tipin cidden, böyle elini masaya vurdu mu lafını dinleten tipten ah Tanrım!" Hyunjin bir dramadaymışçasına söylediği cümleye güldüğünde onun kolundan it tirip sendelemesine sebep oldum.

"Tam bir aptal olduğunun farkındasındır umarım." Bana yüzünü ekşitti.

"Saat dördü yirmi bir geçiyor, gitsene sen yerine."

"Ne ara oldu ya?" Dediğini yapıp kasadaki yerime geçtim ve biraz sonra içeri girdi, buraya gelmesiyse saniyeler sürdü her zamanki gibi. Minho da içeride olduğundan saygıyı takınma vaktiydi, eh biraz da taşak.

"Bakın bugün sizi burada karşıladım efendim." Sakızı aynı yere koyarken sadece gülümsedi bana.

"Yirmi dört saattir görüşmüyoruz, iyisinizdir umarım." Changbin salaksın salak, salak, salak.

"Sağ ol, sen de iyisindir umarım." Ona gülümsedim ben de daha mal olabilirmişim gibi. Parayı yine elime koydu, tam gitmek için adımını atarken amacımı hatırladım.

"Hey, bir dakika bekler misiniz aceleniz yoksa?" Arkasını döndü ve bana bakmaya başladı. Şu an onun planını bozuyordum.

Yüzü 'sal beni, sal' diye bağırıyordu ama ben kimim? Seo Changbin. Yani ne yapardım? Canımın istediğini. Çünkü.... Neden olmasın?

"Acaba adınızı sorabilir miyim?"

"Sorabileceğini sanmıyorum. Kolay gelsin."

"Ya bir dakika, durun lütfen!"

"Ne var?" Sesi artık hiddetli çıkıyordu, zaten kalın bir sesi varken oktav yükselince gerilememek için kendimi tuttum.

"Niye soramazmışım onu merak ettim efendim, tam benim tipimsiniz çünkü."

Bazen beynimi ben yönetmiyormuşum, onu anladım bugün. Ama olsun, yavşak karakterimi de görmeliydi. Gördü de, ama pek sevmemiş gibiydi.

ÇÜNKÜ NE YAPTI? DEDİĞİME TEPKİ VERMEDEN ÖNÜNE DÖNDÜ VE KOLAY GELSİN DİYİP GİTTİ?

İçimden sinir krizi geçirmeye karar verdim çünkü dışından yaparsam Hyunjin ve Minho bana kahkaha atarak gülecekti, doğrusu şu an da öyle gülüyorlardı.

YETER, YETER BIKTIM BEN! BİR KERE BENİ İNSAN YERİNE KOY YA AMA BEN KIDEMLİ BİR DOKTOR FALAN OLSAM KIÇIMDAN AYRILMAZDIN DEĞİL Mİ PİS SARIŞIN?!KASİYERLER İNSAN DEĞİL Mİ, KASİYERLER İNSANLARLA KONUŞAMAZ MI BİZ KAFESE TIKILMIŞ GORİL MİYİZ? ÇOK DA YAKIŞIKLISIN KÖPEK!

"YA GÜLMEYİN, BİR GÜN BANA GÜLMEYİN AMINA KOYAYIM BİR GÜN YA!"

"Sen de bir gün kendini rezil etme Seo." Ah Minho sen burada olmasan ağzına sıçacağım şu çocuğun.

strawberry gum ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin