strawberry gum ✓

on birinci bölüm

"Eee hyung, başka ne yaptınız?"

"Sinemaya gittik ilk tamam mı, sonra da-"

"Of hyung niye baştan aldın ki?" Sızlanır sesine karşılık işaret parmağımı doğrulttum azarlar gibi.

"Sus ve dinle Jeongin. İşte korku filmine gittik bir tane, o da korkağın teki çıktı tabii ki ben hiç korkmadım. İşte bu korkup bana doğru saklanıyor, ben de kolumu onun omzuna koydum, o da çekmedi anlıyor musun?"

"Sonra çıktınız, kitapçıya girmek istedi ve sen de onun istediği iki kitabı aldın."

"Aferin sana! Hyunjin gibi dinleme numarası yapmıyorsun. Ondan sonra bana dedi işte çok eğlendim tekrar böyle bir şey yapalım ben de zevkle dedim evine kadar yürüdük. Ne konuştuk merak ediyor musun?"

"Hayır, hyung."

"Taman, zaten anlatmayacaktım." Omzumu silktim umursamaz bir tavırla.

Aslında anlatacaktım.... Niye beni sevmiyorlar? Neyse, zaten pek bir şey konuşmadık. Bana daha önce bir sevgilisi olduğunu ve yeni ayrıldığını söyledi, nedeniyse çocuğun sıkılmasıymış.

YANİ SEN FELİX'LE SEVGİLİ OLACAKSIN, BİR DE ONDAN AYRILACAKSIN DEMEK BİR DE ÜSTÜNE AYRILMA SEBEBİN SIKILMAK OLACAK VAY APTAL OROSPU EVLADI SENİ...

Onunla konuşmak cidden çok zevkli. Hani bir garip sessizlik olur ya, Felix'leyken bu cidden hiç olmuyor. Çocuk konuşma ustası gibiydi, sonra hoşlantı konusu falan açıldı.

ASIL BOMBA

Bir dakika, ben niye dedikodu yapar gibi düşünüyorum şu an? Neyse bu hoş aslında.

Ondan ciddi ciddi hoşlanıp hoşlanmadığımı sordu, ben de en başta sadece hoşuma gitmişti yaklaşık ilk beş on gün, sonrasındaysa ciddi bir hoşlantıya dönüştüğünü söyledim.

Onu biraz daha şımarttım tabii ki. İşte şu bebeksi yüzünü, çillerini, giyim tarzını, bana kendini gösterdiği her şeyini çok sevdiğimi söyledim. Çünkü gerçekten hislerim kontrolümde bile olmadan dağdan yuvarlanan bir kar kütlesi misali kontrol edilemez şekilde ve son süratla bir anda kocaman oluvermişti. Gerçekten onunla alakalı her şeyi seviyordum. Beni şimdi çıkarıp ailesiyle tanıştıracağını söylese bile gıkımı çıkarmazdım.

Oysa böyle şirin tepkiler vererek duraksamadan büyüyen hislerime öyle yardımcı oluyordu ki...

Evinin önüne geldiğimizde bana sarıldı ama yani ben kafayı yedim böyle ciddiyim. Sonra da bana 'kalbin çok hızlı atıyor hyung' dedi. O an elim ayağım birbirine girdi desem yeridir, terlediğimi bile hatırlıyorum. Ben de bir şey dememiştim ona, o da biraz güldü ve ayrıldı. Eve girdiğinde ben de eve doğru yürüdüm yalnız başıma.

Çok güzel kokuyordu ama. Bir sürü çiçeğin karışımı gibi. Burnunuzu onun boynuna yaklaştırıp gözlerinizi kapattığınız an bambaşka bir dünyada, çiçek tarlalarının arasında buluyordunuz kendinizi.

"Hey, acaba bakacak mısınız bugün? Deminden beri sesleniyorum."

Hassiktir. Kasada hayallere dalmışken önümde bir kadın bana dik dik bakıyordu. ARKASINDA DA FELİX BEKLİYORDU? Şok olmuş bir şekilde kadının yüzüne baktım ve özür diledim.

Kadın da dünyayı almıştı resmen. Yemin ederim hepsinin bitmesi on dakika falan sürmüştü amına koyayım, zaten sekiz poşetle falan çıktı kadın. Nasıl taşıdı o kadar poşeti hâlâ anlamıyorum.

Felix sonunda yanıma geldiğinde yüzüme gülerek bakıyordu. Neye güldüğü barizdi, değil mi?

"Ne düşünüyordun o kadar güzel? Böyle gülümsüyordun falan."

"Sence? Dünü düşünüyordum." Yüzündeki gülümseme biraz utangaç bir gülümseme ye dönüştü önümde.

"Ya, öyle mi?"

"Başka neyi böyle güzel düşünebilirim sence, senden başka?" Dediğine biraz güldü.

"Kısa sürede tekrar buluşalım."

"Bana baksan ben her gün seni bir yerlere kaçırırım."

"İş ne olacak Changbin efendi?"

"Sabahları demedim ki." Ona pisçe sırıttığımda omzuma vurdu.

"Sapıksın."

"Ama bunu seviyorsun."

"Alakası yok."

"Hmhm."

###

skz taginde milk 1, strawberry gum 2 numara ühühühğhğh

ANNIESYOON WORLD DOMINATION LWDOĞWSOWPSPWŞŞLQŞSLQ

TEŞEKKÜRLER
Sizi seviyorum (っ˘̩╭╮˘̩)っ❤️