28

6K 594 1K
                                    

harrystyles: Louis

Louiiis

LOUIS!

louist91: Ne

harrystyles: Neredesin ya

louist91: Geliyorum bekle

harrystyles: Beş dakika sonra zil çalacak ve merdivenlerin oraya çizdiğim şeyleri görecekler

Hemen okuldan çıkmamız lazım her ne halt ediyorsan gel buraya

louist91: Tamammmm

görüldü

Harry iki dakika önce yaptıkları konuşmaya bakarken korkudan dudaklarını kemiriyordu. Kazan dairesinde, okulun dışına açılan kapının önünde bekliyordu. Hademe onlar için kapının kilidini açık bırakmıştı ama Louis "İşim var bekle." deyip ortadan kaybolduğu için Harry tek başına karanlıkta öylece onu bekliyordu.

harrystyles: Neredesin :(

İki dakika oldu

louist91: Koridordayım

Biri var burada

Saklanıyorum

O gitsin geleceğim

harrystyles: Louis eğer hemen gelmezsen zamanında okuldan çıkamayacağız

Çünkü ben korkudan ölmüş olacağım

Fare sesleri duyuyorum baygınlık geçirmek üzereyim

louist91: Geliyorum tamam korkma

Kahraman Tommo yolda

harrystyles: Ya bi git

Müzik odasını temizlediğimiz gün sen de o böcekten korkmuştun

Fareden daha çok korkarsın

louist91: Hemen susmazsan seni orada bırakırım

harrystyles: ÇABUK GEL

louist91: TAMAM

görüldü

Neredeyse üç dakika sonra, Harry duyduğu adım sesleriyle tedirgince ayağa kalktı. Louis dışında birinin gelmiş olma ihtimaline karşın sessizce bekledi. Dersin bitmesine artık saniyeler vardı, o gelmezse kendisi çıkıp gitmeyi bile düşünüyordu.

Karanlıkta kendisine doğru koşan kişinin Louis olduğunu anlayıp "Nerede kaldın?" diye sormasıyla Louis'nin onun elini tutup kapıyı açması bir oldu. Daha Harry ona ne olduğunu soramadan zil çaldı ve ikisi dışarıya doğru koştu.

Kazan dairesinin bu kapısından arka bahçenin kapısına kadar etrafı kapalı, tünel gibi bir geçit vardı. Normalde burası acil durumlar için oluşturulmuş bir bölgeydi ve hep kilitli olurdu. Hademeye rüşvet vermediğiniz sürece.

Sonunda okulun arka tarafındaki caddeye çıktıklarında ikisi de yorgunlukla nefes nefese kaldı ve ellerini dizlerine yaslayıp soluklandılar. Koştukları mesafe çok uzun değildi ama anlık adrenalinle o kadar hızlı koşmuşlardı ki, maraton koşmuş gibi hissediyorlardı.

"Owen Derrick; icabına bakıldı." dedi Louis sırtını duvara yaslarken. Harry de doğrulup derin bir nefes aldı. "Neredeydin sen? Biraz daha geç kalsan seni içeride bırakıp kaçacaktım."

Louis elini cebine attı, dört tane yirmi dolar çıkarttı. "Paralarımızı aldım. Kırk sana kırk bana. Yirmi doları da bahşiş olarak bıraktım."

MISANTHROPE CHERRYWhere stories live. Discover now