🌺özel bölüm 3

2.1K 191 341
                                    

Merhaba! Aslında ikinci özel bölüm son olacaktı ama ben fark ettim ki gerçek bir veda edememişim bu kitaba ve deli gibi özlemişim. Ama sanırım bu son olacak.

Birkaç bir şey söylemek istiyorum. Ben bu kitabı yazmaya başladığımda her şey aklımdaydı ve diğer çoğu kitabım gibi yine ortak bir acıya toplamak istedim dikkatinizi. Bunu yaşayan binlerce kadın/insan var. Hatta hayvan bile.

Üzücü, kırıcı, parçalayıcı.

Ama gerçek.

Belki bunu taciz ya da tecavüze uğramış bir insan okuyordur diye bir şeyler söylemek istiyorum şimdi. Öncelikle, ah, seni seviyorum. Sen bu dünya üzerindeki en güçlü insansın, acılarına tutunarak ayakta kalabilmek bunu gerektirir. Gözyaşların, ruhunda dolanan acı... Eşitini hissetmedim belki ama unutma, senin ruhuna kazınan bu yara dünyanın teninde koca bir leke. Sen kirli değilsin, sen bu evrendeki en temiz, en güzel şeysin. Gökkuşakları ve uçurtmalar umudun olsun.

Sizi seviyorum. Ne kadar güçlü olduğunuzu asla unutmayın. Kimse yoksa bile bir mesaj uzağınızdayım, sizi dinler ve yanınızda olurum daima. Gizel ve Barlas... Gittiler ama daima yanınızda, aklınızın içinde, kalbinizdeler. Siz onların evisiniz.

Veeee, benden parçalar okumaya devam etmek istiyorsanız profilime uğrayabilirsiniz,

Elveda.♡

🌺

Boy Epic - Scars

"Seni ilk gördüğümde günlerden salıydı. Bu parktaydın, tam şu an oturduğumuz bankta... Ağlıyordun. Dizlerini göğüslerine kadar çekmiştin ve yanakların akan rimelinle simsiyah olmuştu. O gün gördüğüm kız öyle bir ağlıyordu ki kaldırıma çöküp sessiz sessiz gözyaşı dökmeme neden olmuştu. Sonra bağırmaya başladı. Boğazlarını yırtmak ister gibi, hayatı boyunca susmuş gibi. Sanki o bağıramadıkça karşısına geçip kahkaha atmışlar gibi."

Söylediklerinin canımı neden yakmadığını bilmiyordum. Anlayamıyordum bu yaranın üstünü nasıl varlığıyla kapattığını. Gözlerim büyük bir ağırlıkla onun gözlerine tırmandı, elleri saçlarımı okşamaya devam ederken gözünün kenarından firar eden yaşın avucuma düşüşünü izledim.

"Onu gördüğümde küçük bir kız çocuğuydu, yamuk yumuk siyah saçlarının ardına gizledi yüzünü uzun bir süre. Beni fark etmemesini saçlarına bağladım. Sonra kısacık kestirdi, artık saçları o kadar kısaydı ki rüzgârda savrulmuyordu bile. Ama o kız beni hâlâ görmüyordu."

Gözyaşıyla ıslanan avucumu yanağına bastırarak burnumu çektim. Eskiden ne yaparsa yapsın onu göremeyen kız, artık gözlerini kaybetse dâhi yüzünü yıldızlarla karanlığa çizebilecek kadar meftundu ona.

Bu çok sancılı bir duyguydu.

Ellerimi sıkıca tutarak yutkundu. Harelerim titreye titreye gözlerinin içine baktım. Yağmur taneleri gökyüzünden inmeye başladıklarında, saçlarına öyle güzel tutunuyorlardı ki bir an onların yerinde olmak istedim. Saçlarının arasına dalıp zihninin içine sızan bir yağmur damlası olmayı.

"Bunu nasıl yaptık bilmiyorum. Ben çaresiz ve umutsuz bir çocuktum, sense kapanması imkânsız yaralara sahiptin. Şimdi, korktuğun bu parktayız; yağmur taneleri güzel yüzüne dokunuyor ve gülümsüyorsun. Sesin ağlamak için değil kahkaha atmak için yükseliyor. Büyüdün benimle ve artık düşüncelerinle büyütecek çocuklara sahipsin. Bir tanesi karnında, diğerleri sınıflara dağıldı. Benim güzel bebeğim..."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 01, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

kırmızı nilüfer Where stories live. Discover now