4

1.4K 197 47
                                    


"Jungkook, Jimin çok hasta. Bu yüzden, senden bir şey isterse onu geri çevirme olur mu?"

"Merak etme, o iyileşene kadar başında bekleyeceğim."

Seokjin hafifçe gülümsedi ve Jimin'in başucunu gösterdi, "Orada su ve bez var. Ateşi gece çok yükselecek olursa bizi çağır tamam mı? Senin onunla ilgilenmene gerek yok."

"Hayır hayır, güven bana. Onunla güzelce ilgileneceğim."

"Pekala, yine de çok kötü olursa beni çağır. Tamam mı?"

Jungkook başını salladı, "Endişelenme."

Seokjin son bir gülümseme sunup odadan çıktı. Bunun üzerine Jungkook, Jimin'in yatağının kenarına oturup hafifçe Jimin'in alnına dokundu.

"Ateşin neredeyse yok, iyi hissediyor musun?"

"Korkuyorum."

"Neden? Benden mi korkuyorsun?"

"Herkesten."

Jungkook, Jimin'e biraz daha yanaştı, "Korkma benden Jimin. Yemin ederim kötü biri değilim ben."

Jimin yattığı yerde zorlukla doğruldu, tüm bedeni ağrıyordu.

"Arkadaş olmak ister misin? Çünkü artık aynı odadayız ve zamanımızı beraber geçirebiliriz." Jungkook ona hiçbir şeyden bahsetmeyip bu şekilde yakınlaşmayı denenmişti. Jimin'e tokalaşmak amacıyla elini uzattığında Jimin çekingence tuttu.

Jungkook

"Ben Jungkook."

Jimin hasta haliyle hafifçe gülümsedi, "Jimin."

"Hastalığın için doktorun benim, sana ben bakacağım. Bunu kabul eder misin?"

"Teşekkür ederim ama şu an iyiyim. Bir şey olursa sana sesleneceğim."

O an bu gülümseme ve sesi ne kadar özlediğimi fark ettim. Bunu defterime yazmayı aklıma kazıdım.

"Şey, aç mısın? Eğer istersen, Bay Kim'den dışarıdan yemek söylemesini rica edebilirim. Çünkü hastane yemekleri cidden kötü."

"Aslında, biraz açım ama uğraşmana gerek yok."

"Ben de açım."

"Pekala o halde, pizza iyi gidebilir."

Gülümsedim, "Aklımı okudun. Hemen gidip Bay Kim'den isteyeceğim. Beni bekle."

Jimin gülümseyip yatağına geri yattı ve üstünü iyice örttü, "Bekleyeceğim."

Gülümseyerek odadan çıktım ve Bay Kim'in odasına ilerledim.

Kapıyı tıklattım ve 'gir' komutunu duyduğumda kapıyı aralayıp içeri girdim, "Merhaba Bay Kim."

Bay Kim hızla ayağa kalktı, "Jungkook? Jimin'e bir şey mi oldu?"

'Ben ölüyüm Jungkook.'

Jimin? Sen odadasın. Bu gerçek değil.

"İ-İyi. Biz acıktık da, acaba pizza söylemek gibi bir şansımız var mı?"

'Pizzaya bayıldığımı biliyorsun Jungkook, bana da verecek misin?'

"Pekala, sizin için bir kez bunu yapabilirim."

'Neden beni duymamazlıktan geliyorsun? Küs müyüz yoksa?'

Hızla ellerimi kulaklarıma çıkardım ve sertçe kapattım. Bunu duymak istemiyordum. Jimin'in odada beni beklediğini biliyordum.

'Bu işe yaramaz Jungkook... Ben senin içindeyim. Senden asla gitmeyeceğim Jungkook...'

"Jungkook iyi misin?"

'İyi değilsin Jungkook.'

"İyi değilim."

'Beni özlüyorsun Jungkook.'

"Onu özlüyorum."

"Kimi? Kimi özlüyorsun?"

'Beni, Jimin'i özlüyorsun. Sevgilini özlüyorsun Jungkook.'

"Jimin'i özlüyorum, sevgilimi özlüyorum."

"Jungkook yüzüme bak, bana bak."

'Bakma Jungkook.'

Sus! Lütfen sus artık!

"Sus! Lütfen sus artık!"

Kendimi dizlerimin üstüne bıraktım ve kulaklarımı sıkıca kapattım. Deliriyor muydum?

"Jungkook sakin ol, şimdi sana bir iğne yapacağım ve iyi olacaksın tamam mı?"

'Buna izin verme Jungkook. Seni benimle ayırmaya çalışıyorlar.'

"Sen zaten gittin! Öldün sen! Git artık kafamdan git!"

Selam okuyan birkaç kişi!

Eğik yazılar Jungkook'un kafasındaki sesler.

Sizi seviyorum! Kendinize iyi bakın!

~JikookShipperB

Diphylleia Grayi |Kookmin| ✔️Where stories live. Discover now