Diphylleia Grayi |Kookmin| ✔️

5

"Jungkook iyisin değil mi?"

'Şimdi gideceğim Jungkook ama hep içinde olduğumu unutma.'

"B-Ben iyiyim."

Seokjin masasından kalem ve dosya aldı, "Şimdi bana ne olduğunu anlat."

"Jimin benimle konuştu, sanki kafamın içinden bana sesleniyor ve ben o ne derse onu söylemek, ne yap derse onu yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum."

Seokjin dosyaya uzunca not aldı, "Jungkook sen neden bu hastanede olduğunu biliyor musun?"

"Hayır zaten ben, Bay Kim söylemeden önce buranın bir hapishane olduğunu düşünüyordum."

"Pekala, bak Jungkook belki kabullenmeyeceksin ama sana bunu söylemek zorundayım. Sen şizofreni hastasısın ve duyduğun o sesin bir sahibi yok. O bahsettiğin Jimin denen kişi yok. O sesi sen kendi kendine yapıyorsun."

"Ama n-nasıl? Benim sevgilim nasıl gerçek olmaz?"

"Pekala şu an sevgilin nerede?"

"O kendini öldürdü. Küvette kendini kesti, gözlerimle gördüm! O gerçekti!"

Seokjin bunları duymayı beklemiyordu. O Namjoon'a göre daha hassastı. Bu yüzden durumu ağır olan hastalar Namjoon'a sevk edilirdi. Seokjin ise daha normal hastalarla ilgilenir, onlarla sohbet eder ve iyi hissetmelerini sağlardı. Tabii şu sıralar Namjoon yurt dışındaki bir hastaya yardım ettiğinden burada değildi ve tüm hastalar Seokjin'e kalıyordu.

"Jungkook bunun için çok üzgünüm ama her şey dediğim gibi. Seni iyileştireceğiz, o kafandaki sesi veya sesleri duymayacaksın."

"Ama ben onu kaybetmek istemiyorum." Jungkook bir süre düşündü. Odadaki Jimin de sevgilisiyle aynıydı.

"Peki, odada yanımda kalan Jimin gerçek mi?"

"Evet tabii ki de onun sevgilinle ne alakası var?"

Jungkook yanağından süzülen yaşı sildi, "Onlar aynı Bay Kim. Sadece göz renkleri farklı."

Seokjin bunu hızla dosyaya yazdı. "Jungkook bana yaşadığın her şeyi anlatır mısın? Tekrar."

"Jimin'le tanıştığımda çok büyük değildim. Sanırsam on beş veya on altı yaşındaydım. Onu bir cafede gördüm, yalnız başına oturuyordu. Yanına oturdum ve böylece tanıştık. Bir yıl sonra sevgili olduk ve tam sevgili olduğumuz gün ailem beni terk etti. Jimin bana her gün yemek getirmeye başladı, beraber yiyor, sohbet edip eğleniyorduk. Mükemmel bir ilişkimiz vardı. Sonra Jimin benim yanıma taşındı, ikimiz beraber yaşıyorduk ve bu ilişkimizi çok daha güzel yerlere taşıdı. Çok uzun bir süre beraber yaşadık ailesi en başta sorun etmedi. Sonra bir gün Jimin eve ağlayarak geldi. Bana ailesinin onu bir kadınla evlendireceğini ve benden ayrılması gerektiğini söyledi. O gün tüm geceyi ağlayarak geçirdik. Birkaç hafta sonra Jimin yine ailesine gitti ve geldiğinde gülümsüyordu, üzerinde ayrı bir mutluluk bir rahatlama var gibiydi. Bunu söylemek biraz ayıp ama o gün çok fazla seviştik. Sürekli birbirimize sarıldık ve sürekli birbirimizi öptük. Hep gözlerime bakıp kokumu bolca içine çektiğini hatırlıyorum. Onun bir veda olduğunu anlamam gerekirdi fakat anlamadım işte. O zaman ilk kez tek başına yıkanmak istediğini söyledi. Biz hep beraber yıkanırdık... Her neyse o öyle söyleyince kabul ettim ve küvetin suyunu hazırladım. Kendi ellerimle bebeğimin son banyosunu hazırladım. Sonra çıktım, kapının önünde beni bekliyordu. Biraz kızarmış yanakları ve dağınık saçlarınıyla bile o kadar mükemmeldi ki anlayamazsınız. Küvete girmeden önce bana sıkıca sarıldı ve, 'Lütfen ben çıktığımda benim için kendi kıyafetlerinden hazırlamış ol, senin kokunu giymeyi seviyorum... Seni sonsuz seviyorum sevgilim... Sonsuz seviyorum.' Dedi."

Jungkook hıçkırıklarını daha fazla tutamadı ve yüzünü elleriyle kapadı. Biraz derin nefesler alıp verdikten sonra anlatmaya devam etti,

"Kıyafetlerimden hazırladım. Bir saat geçti, çıkmadı. Merak ettim ve kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince içeri girdim. Gözleri açık ve gözlerime kenetliydi. Bolca kan vardı ve o ölmüştü işte. O an oraya çöktüm ve gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Sonra polisler gelip beni aldılar. Jimin'in ölümü için suçlandım ve hayatımın sonuna kadar hapiste kalacağımı söylediler. Ve burdayım işte."

Seokjin dolu gözlerini sildi. Jungkook'a geçen tüm yılların yalan olduğunu nasıl söyleyebilirdi ki...

❁

Selam okuyan birkaç kişi!

Bu bölümü cidden zor yazdım, ağlayacaktım...

Sizi seviyorum! Kendinize iyi bakın!

~JikookShipperB