2. Bölüm - Beklenmedik Haber

325K 11.2K 11.9K
                                    

2. Bölüm - Beklenmedik Haber

Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda karşımda her zaman gördüğüm, her sabah ve akşam bakıştığım o tavanı yine gördüm.

Yine her sabah yaptıklarımı yaptım. Kahvaltıya indim, babam işe gitti, salıncakta sallandım, müzik dinledim, resim yaptım, yemek yedim, dizi izledim, havuza girdim, bahçede biraz yürüyüş yaptım, tabi ki de olmazsa olmaz müziğimle.

Bu şekilde saat akşam 7.30'u bulmuştu. Annemle oturmuş salonda televizyona bakarken bir anda babam geldi.

"Kapatın televizyonu bir şey konuşacağız." Onu ilk defa bu kadar değişik görüyordum. Sinirli gibi ama değilde. Umursamaz gibi ama değilde. Kötü bir haber verecek gibi ama değilde...

Hemen kumandayı alıp televizyonu kapattım ve oturuşumu dikleştirip babama baktım.

"Öncellikle bu olanlar kesinlikle ağabeyinin kulağına gitmeyecek! " Babam bunu bakarak söylemişti. Ne olmuştu ki bu kadar?

"Peki."

"Dün gelen aileyle az da olsa tanıştınız, bugün önemli bir iş için imzaları onlarla atacaktık ama bir teklif de bulundular daha çok istediler." Babam bunları benim gözlerimin içine bakarak sıkıla sıkıla söylüyor gibiydi.

Annem "Öyle bir söylüyorsun ki sanki İpek'i isteyeceklermiş gibi, ne istiyorlarsa ver işte niye bu kadar dert ettin?" Babam bu sefer donuk bir şekilde ya da tepkisiz anneme baktı, ben hâlâ olayı anlamaya çalışıyordum.

Annem bir anda sinirle ayağa kalkıp sakin olamaya çalışan kısık bir sesle "Sen ne dedin?" diye tepki verdi.

"İmzaları attık."

Ben niye hâlâ şu konuyu çözememiştim. Annem ise bir bakışta ne istediklerini anlamıştı. Ama ben buradan bir tek beni istedikleri anlamını çıkarabiliyordum.

O da olağan dışıydı.

Annem hemen "Hayır!" diye yanıtladı. "Ona da benimle aynı kaderi yaşattırmam." deyince bu sefer anladım ama anlam veremedim beni istemelerine. Yani beni Ece için mi istemişlerdi, o istedi diye?

Ya şuan kalkıp göbek atasım vardı evden dışarı çıkacağım diye ama annem buna niye bu kadar tepki vermişti ki? Sonuç olarak babam beni vermeyi kabul ettiyse ben mutluluktan boynuna atlardım.

Yani inşallah o küçük kız istedi diye istemişlerdir beni, başka ne olabilir ki? Trabzon'a götürüp getirirler sadece, yani öyle yaparlar başkası mümkün değildi.

"Merak etme seninle aynı kaderi yaşamayacak, eğer o da senin gibi direnmezse aynı kaderi yaşayacağınızı sanmıyorum."

Ne demekti şimdi bu?

"O ne demek, şunu bir de bana söyler misiniz?" İkisi de beni takmamışlardı.

"Baştan söylüyorum, kızımı kimseye vermiyorum hele de bu yaşında... aklından çıkar bu fikri gerekirse yapma anlaşma falan! Beni ilgilendirmez." dedi annem.

"Artık çok geç! Sözümden dönecek değilim, şimdi yukarı çık ve beni İpek'le yalnız bırak."

Annem kararlı ve net bir şekilde "Hayır." diye diretti. Babam annem ona her karşı geldiğinde sinirlendiği gibi şimdi de boynunda belli olan damarlardan sinirlendiği belli oluyordu. Sakin olmaya çalışan bir sesle "Yeşim çık yukarı! Sabrımı fazla zorlama."

Annem ve babam ağabeyim gittikten sonra ilk defa bu kadar gergindiler, keşke o da burada olsaydı şimdi. O zaman bu gerginliği hemen çözerdi.

Trabzon'a Gelin ( Düzenlenecek! )Where stories live. Discover now