56. Bölüm - 2. Kısım

167K 6.1K 3.7K
                                    

56. Bölüm

Babamın dün gece de gelip sarhoş bir şekilde kapıya dayanması canımı öyle bir sıkmıştı ki , bu durum mideme vurmuş ve tekrardan kusmak zorunda kalmıştım. Dört - beş gün boyunca sesi soluğu çıkmayınca bir daha kapıya geleceğini tahmin edememiştim.

Üstelik annem bile bu durumun utancından gitmeyi kabul etmişken Toprak izin vermemiş ailesiyle karşı karşıya kalmıştı. Bana çaktırmasa bile annesinin bu duruma karşı çıktığını biliyordum. Annemde sırf benim huzurum kaçmasın diye gitmek istemese de razı geliyordu.

Midem de ne var ne yok boşalttıktan sonra ağzımı suyla çalkalıyıp yüzümü yıkadım. Banyodan çıktıktan sonra odaya girdim ve havanın kararmak üzere olduğunu görünce aşağı inmek istemedim. Belki saygısızlık olacaktı ama iyi hissetmiyordum ve morelim altüst durumdaydı.

Kapıdan gelen sesleri duyunca kapıya yaklaştım ve Toprak'ın sesini işittim.

" Anne yeter! O kadın İpek'in annesi olmasa bile bu evde bir misafir ve şu tavrından vazgeç. "

" Misafir dediğin, kaldığı evin kapısına sarhoş adam dayatmaz Toprak. Eğer azıcık hatrım varsa o kadını kocasının yanına gönderirsin. "

" Peki madem ben de o kadını alır başka eve yerleştiririm. "

" O da kabulüm. Git bir yerden ev tut. "

" Tabii ben ve İpek de , o kadın kendini iyi hissedene kadar yanında kalırız. Buna da kabul ol anne. "

Gözlerimin dolmasına engel olamazken geçip yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım. Babamın rezilliği bu evde herkesi rahatsız ediyordu ve annemin de benden aşağı kalır yanı olmadığını biliyordum. Toprak ise bizi düşünürken ona her seferinde daha da tutuluyordum.

Kapının sert bir şekilde açılması ve yumuşakca kapanmasıyla gözlerimi hiç aralamadım. Üstüme örtülen bir battaniyenin ardından yatağın yan kısmı çökmüş ve elini saçımda hissetmiştim.

" Senin üzülmene bile dayanamıyorum. Şu hayatta bana anlam katan en güzel şeysin. Sanki ben daha sınavımı tamamlamadan cennete kavuştum da hurim yanındaymış gibi... "

Saçımın ön tutamını kulağımın arkasına doğru eliyle yerleştirirken sesi o kadar kısık çıkıyordu ki, duymakta güçlük çekmiştim. Beni o kadar temiz seviyordu ki bazen onun sevdasının yanında benim ki çok hafifmiş gibi geliyordu. Bir de geçen gece kadın parfümü kokusu hâlâ bana şüphe uyandırıyordu ama sesimi çıkarmıyordum. Çünkü öyle bir şey yapamayacağını bildiğimden aramız bozulsun istemiyordum.

" Düşünüyordum da bir anlam veremiyorum. Senin gibi bir kadın nasıl olur da öyle bir adamın kızı olabilir? "

Toprak sanki babamı benden daha iyi tanır gibi kurduğu cümleyi anlamasam da hafifçe araladım gözlerimi. Bütün yorgun bakışlarımla yüzüne baktım.

" Çok sıkıldım. "

Dudağımdan çıkan kelimler o kadar yavaş ve ince bir ses tonuyla çıkmıştı ki kendi sesimi tanıyamadım.

" Bunaldım. "

Kaşları çatılırken eli belimi buldu ve kendine çekti. Diğer eli de saçım da gezinmeye devam etti.

" Tahmin edebiliyorum meleğim. Hem baban, hem böyle kalabalık bir aileyle aynı evde kalmak, hem de hamilelik... "

Burnu burnuma değerken hüzünle birbirine sürttüm.

" Ne yapacağız? "

Gözlerimi tekrardan yumarken onun saçımdaki dokunuşlarının tadını çıkardım.

Trabzon'a Gelin ( Düzenlenecek! )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin